Gazete Vatan Logo

'Pazarlıkları açıkla!'

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, ’zehirli dilli’ dediği Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a Hucurat Suresi’nin 12’nci Ayeti’yle yanıt verdi. Vural, Başbakan’dan Offer, Hariri, Bush, Mittal, Barzani ve Yaşar Büyükanıt ile yaptığı görüşmelerin kasetlerini açıklamasını isteyerek, "Madem siyasetçilerin özeli yoktur. Ne pazarlıklar yaptın millet görsün. Çık yüreğin varsa açıkla" dedi.

Genel başkan yardımcılarının kaset skandallarıyla sarsılan MHP, miting meydanlarında kendilerini eleştiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yanıt verdi. MHP Grup Başkanvekili, İzmir Milletvekili Oktay Vural, partisinin İzmir il Başkanlığı’nda düzenlediği basın toplantısında kaset siyasetine tepki göstererek, şunları söyledi:

"Başbakan miting konuşmalarını, kaset iddialarıyla süslemekte ve bunu seçim malzemesi yapmaktadır. ’Biz kaset siyaseti yapmayız’ diyen Başbakan bu kasetler aracılığıyla MHP’ye saldırmaktan utanmıyor. Bir iki kişinin yaptığı hataları yüzünden 42 yıldır şerefli bir siyaset yürüten ve Türk milletinin milli ve manevi değerlerini koruma uğruna her türlü fedakarlığı vermiş MHP’ye dil uzatabilmektedir. Zehirli dilini seçim meydanlarında kullanmaya devam etmektedir. Başbakan bu kasetlerin ipine sarılıyor. Eline beline hakim olma edebiyatı yapan Başbakan önce kendi çevresine baksın. Önce kendisi diline ve eline hakim olmalı ama o bu iddiaları MHP’nin iç meselesi gibi değerlendirip hesap sormamaktan da geri duymamaktadır. Bir insan bu kadar fitneci olabilir mi? Bir insan bu kadar siyaseti seviyesizleştirir mi? Başbakan ’güzel ahlak noktasında bu işi başaramayanlar milletin değerlerine sahip çıkmayanlara hesap sorulsun’ diyor. Sen kimsin ki bana laf atıyorsun be. Allah’a şükür MHP’yi temsil eden adayların hepsi bu milletin ahlakını değerlerini temsil edebilecek niteliktedir. Kendisi, ’millet tarafından sandıkta cezası sorulur onlar parlamentoya yakışmaz’ diyor. Bizim camiamıza bize oy veren milyonlarca insanın ahlakına dil uzatıyor. Nerede bu milletin vicdanı? Parlamentoya MHP’nin tüm milletvekili adayları senden daha çok yakışır. Gıybet yapıyor. Başbakan, Hucurat Suresi’nin 12’nci Ayeti’ni okusun. Orada der ki; ’Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksininiz. Allah’a karşı gelmekten kaçının’ diyor. Başbakan, bizim de kabul etmediğimiz nefsine yenilmiş birtakım unsurları adeta tüm kitleye, topluma enjekte etmek suretiyle bir Müslüman’ın davranışına uymayacak bir siyasetçi olduğunu ortaya koymuştur. Yazıklar olsun."

NE PAZARLIKLAR YAPTIN

MHP Grup Başkanvekili Vural, sözlerini kasetlerle sürdürdü. Vural, Başbakan’dan yaptığı bazı görüşmelerin kasetlerini açıklamasını isteyerek, şöyle konuştu:

"PKK ile görüşmeleri biz söylediğimiz zaman ’bunu açıklamayan bunu ispat etmeyen şerefsizdir, alçaktır’ demedin mi? ’Hangi bakan görüşmüş, onu açıkla’ demedin mi? Daha sonra ’evet biz görüşüyoruz’ diyen sen değil miydin? Şeref ve haysiyetini kürsüde bırakanların şimdi milletin içine çıkacak mecali yoktur. Kalkıp bir de genel başkanımıza dil uzatıyor. Sen göreceksin bakalım senin mecalin kalacak mı kalmayacak mı? 13 Haziran korkusu, Devlet Bahçeli korkusu sarmış seni. Gökkubbeyi başına yıkarız. Başbakan ben de sana soruyorum. Hariri ile Türk Telekom’un özelleştirmesinden önce ne görüştün? Offer ile Başbakanlık’ta görüşürken neler görüştün? Kasete aldın mı? Putin ile 7.5 saat görüşüp doğalgaz kazığını millete yedirdiğin zaman onları kasete aldın mı? Ne konuştun? Demir çelik devi Mittal’la Paris’te konuştuğun zaman kasete aldın mı nerde bunların kasetleri? Cenab-ı Hak elbette bunları biliyor. Daha ne kasetler. Bunların hesabı nerede? 5 Kasım 2007 tarihinde ABD Başkanı Bush ile görüşme kaseti nerede? Burada bir Kürt devleti kurulması PKK’nın affedilmesi konusunda kasetlere giren birtakım hususlar var mı? Madem çok şeffafsın çıkar bunların kasetlerini. Ne konuştuğunu millet bilsin ya. Yabancı devlet adamlarıyla görüşürken büyükelçileri salondan çıkartıp, baş başa görüşmelerinin kasetlerini açıkla bakalım da millet görsün. Yahudi cesaret madalyası aldığın zaman hangi sebeplerle bunu istedin ve aldın? Bunun kasetleri de çıksın ortaya. Barzani’ye devlet kurma sözünü verip vermediğinin kasetleri de vardır herhalde. Bugün geldiğimiz bu noktada 4 Mayıs’ta Dolmabahçe’de Yaşar Büyükanıt ile yaptığın konuşmaların kasetlerini çıkar da millet görsün. Mezara niye götürüyorsun. Ne pazarlıklar yaptın millet görsün. Madem siyasetçilerin özeli yoktur. Çık yüreğin varsa Dolmabahçe kasetini açıkla."

MİNAREYİ ÇALMIŞLAR KILIFINI HAZIRLAMIŞLAR

Vural, kaset skandalının temelinin 16 Mart’taki yasa tasarısıyla atıldığını öne sürerek, "16 Mart 2011 tarihinde TBMM’ye yasa tasarısı geldi. Başbakan’ın imzası var. "TBMM’de özel hayatın gizliliğini ihlal eden bilgiler, artık afişe edildikten sonra bununla ilgili haber yapılması suç değildir’ diyor. Görüyor musunuz tezgahı? Minareyi çalmışlar kılıfını hazırlayacaklar" dedi.

BAYINDIR’IN KAYINPEDERİ EROİN KAÇAKÇISI

MHP Grup Başkanvekili Vural, MHP kasetlerini yayınlayan internet sitelerinin sahibi olduğu öne sürülen Faruk Bayındır hakkında da ilginç iddialarda bulunarak, şöyle konuştu:

"Bu kişinin Ulaştırma Bakanlığı ile ilişkileri nelerdir? AKP meclis adaylığı yaptı mı? 31.02.2010 tarihinde kredi kartıyla bu yayınları yapan sitelerin alan adlarını alıp üç gün sonra bu siteler yayına konulmuş mudur konulmamış mıdır? Buradaki kişi Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’dan ödül almış mıdır? Bu parayı nereden buldu? Bir köşe yazarı soruyor; ‘Faruk Bayındır, Ak Parti’de üçüncü sınıf diyebileceğimiz siyasetçi mantıkla izah edilemeyecek kadar zengin olan 'hangar’ kelimesini duyduğunda ‘o nedir’ diyen birisi iken hangar sahibi oldu ey Binali Yıldırım. Kendi kafasına uygun bürokratlarla birlikte havacılık sektöründe nüfuzlu hale geldi. Uçuş okulları, dernek başkanlık görevine atandı. Bakanlığa yakın olduğu için seçildi. Özel iş jeti sahibi holding patronlarının bile yüksek bedeli nedeniyle istemediği Atatürk Havalimanı Havacılık Terminali’nde uçuş okulunda hangarı var. Adana’da bile hangar açtı. Gelelim işin diğer yönlerine bu kişi uçuş okulunun adresi İstanbul ancak faaliyetlerini Adana’da sürdürüyor. Resmi belgelerde belirtmesi gerekiyor. Adana olduğunu bildirmesi gerekiyor. Ama Adana Ticaret Odası’na kaydını da yaptırmamış. Bunun önünü açan kim hangi bakan. Sivil havacılık genel müdürü böyle bir uçuşa nasıl izin veriyor. Bu yönüyle bakıldığı zaman uçuşlar Adana’da yapılıyor, şirket İstanbul’da Adana’da kayıtlı değil. Uçuş okulunun çok sayıda kazası var. Kaza yapan uçaklardan biri zeytinlik bölgesinde iki kişi öldü. Bu kazalar ört bas edildi. Bunlarla ilgili soruşturmalar nerededir? Sivil havacılık taşıma işletmeleri yönetmeliğine göre sivil havacılıkla ilgili kaçakçılık, görevi kötüye kullanma mahkum edilmemiş olması gerekir. Bu İbrahim Faruk Bayındır’ın kayınpederi ne iş yapıyor? Nereden bu para? Bu yönüyle bakıldığı zaman bir fuar açılışında bir yanında Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, diğer yanında Ulaştırma eski Bakanı Binali Yıldırım poz poz resim veriyorlardı. Ne yapalım şimdi bunun kayınpederinin eroinden kaçakçılığından içeri girmesinden dolayı şimdi bu zatları mı suçlayalım? Beyefendiler suçlayalım mı? Kayınpederi uyuşturucu kaçakçılığından sorumlu bir kimse daha sonra AKP meclis üyesi oluyor. Ondan sonra tırcılıktan, hangarlara, uçuş okullarına kadar geliyor. Ondan sonra da bu sitelerin isim hakkını satın alıyor."

BİR İNSAN HAYATI İÇİN ŞOV YAPMAYA DEĞER Mİ

Ulaştırma eski Bakanı Binali Yıldırım’ın dün Bayraklı’da Ege Bölgesi için alındığı öne sürülen 300 PTT aracı için yapılan törene de tepki gösteren Vural, İzmir için alındığı öne sürülen araçların Bursa’ya gittiğini belirterek, şöyle konuştu:

"PTT araçları için tören yapıldı. Sen kimsin ey Binali Yıldırım. Ulaştırma Bakanı mısın? Anayasa’ya göre ulaştırma araçlarını sen kendi siyasi kampanyan için kullanabiliyorsun da neden istifa ettin o zaman? Gölge bakan mısın ya da şimdiki mi gölge bakan. Neden istifa ettin ya. Bakanlığı devam ettirseydin. Beyefendi ihaleleri yönlendiriyor, beyefendi araç filolarını hizmete açıyor. Siyaset biraz duyarlılık gerektirir. Kiralanan araçların günlük kirası şoför hariç 67 lira, taşeronlarla kiralandığı zaman şoför dahil 65 liraydı. 300 araç İzmit’ten buraya geldi, 300 aracın dağıtılacağı her ilin kamu görevlileri buraya toplandı sonra Bursa’ya gönderdiler bu araçları. İzmit’ten buraya geliyor buradan Bursa’ya gidiyor. Niye şov yapacaklar ya. Ege’ye büyük hizmet yaptıklarını göstermek için taşıyorlar buraya. Bursa’ya giden 62 araçtan dördü kaza yaptı. Bir kişi ağır yaralandı. Yazık günah değil mi? Kullananlar posta dağıtıcısı ya da şef. Trafik cezalarını da yediler. Niye burada şov yapacaklar. Şov uğruna getirin araçları buradan dağıtım emrini vereyim. Bir insan hayatı için şov yapmaya değer mi?"

Haberin Devamı