Gazete Vatan Logo
Magazin 'Onları fantezi olsun diye değil yaşayarak yazdım'

'Onları fantezi olsun diye değil yaşayarak yazdım'

Romantik şarkılarıyla hayatımızda her zaman güzel bir yer edinmiş sanatçı Ümit Besen, yeni albümünü çıkardı. Besen, hayatının bilinmeyenlerini, şarkılarını, hobilerini Hafta Sonu’na anlattı.

'Onları fantezi olsun diye değil yaşayarak yazdım'

Nikahına beni çağır sevgilim. İstersen şahidin olurum senin. Bu adam kim diye soran olursa, eski bir tanıdık dersin sevgilim” sözleri neredeyse tüm sevgilisinden ayrılan gençlerin en az bir kere söylediği bir şarkı... “Islak mendilini yırtık resmini geri al sevgilim bende kalmasın” gibi hüzünlü şarkılarının yanı sıra pek çoğumuz “Ay lav yu ay lav yu, du yu lav mi yes ay du”yu da çok iyi biliriz. Yani Ümit Besen, hepimizin hayatının bir döneminde bir şarkısıyla mutlaka Aklımızda ve dilimizde olmuştur. Geçtiğimiz hafta Ümit Besen’le Trump AVM’de D&R’da düzenlediği imza gününde bir araya geldik. Besen’in hayranları etrafını sarmış, kuyruğa yüzlerce kişi girmiş, sanatçıyla tanışmak ve imzasını almak için sıra bekliyordu. Besen de her biriyle tek tek sohbet ederek imza verip fotoğraf çektiriyordu. Kalabalık nihayet sona erdiğinde yanına giderek röportajımızı yaparken bile ara ara hayranları gelip sarılıp öptü, fotoğraf çektirmek istedi ve Ümit Besen hiçbirini kırmadı. Genç bir delikanlı gelip cep telefonundan görüntülü konuşma yöntemiyle Antalya’daki babasını Ümit Besen’le görüştürünce yaşananlar gören herkesi duygulandırdı. Çünkü telefonda görünen yaşlı adam ağlamaktan konuşamıyordu; öyle büyük bir hayranlık içindeydi... Bir de orta yaşlı bir hanım üniversite öğrencisi kızıyla birlikte gelerek kendi hikayesini anlatınca şaşkınlığım büyüdü. Hanımefendi düğününden birkaç gün önce sevdiği adamla kaçmış, kaçarken de arabada ‘Nikah Masası’nı dinlemişler sürekli. Ümit Besen’e hayranlarını sorarak başladım röportajımıza...

Haberin Devamı

Şarkılar rehber gibidir, aynı duygularda insanları bir yerde birleştirir

“Hayranlarınızla böyle buluşmalarda neler hissediyorsunuz?

Tabii ki öncelikle duygulanıyorum; demek ki boşa şeyler yazmamışım, bir şeyler vermişim demek ki, kalıcı şeyler... “Sizinle büyüdük” diyenler oluyor. Adam kadını kaçırıyor bundan yıllar yıllar önce, kaçırdığı arabada da seni dinliyorlar. İşte bu kadın o kadın, bu da mutlu evliliğinden olan genç kızı diye yanıma geliyorlar... Başka biri daha geldi, doğuma giderken benim şarkı çalıyormuş çocuğun adını Ümit koymuşlar. Biraz önce genç bir adam babasıyla görüntülü olarak konuşturdu. Babası Antalya’da. Adam ağlıyordu, ağlamaktan konuşamadı. Çok büyük hayranımmış. Çocuğa da hayranlığı babasından geçmiş. Böyle bir şey var. İstese çocuğun zevki başka şey olabilirdi. Babanın tuttuğu takımı tutmayan çok insan var. Ama bu demek ki başka bir şey; aynı duygularda insanlar bir yerde birleşebiliyorlar. Sanki rehber gibi şarkılar... Herkes “Aa ben de bunu yaşadım” deyince şarkı da kalıcı oluyor, siz de kalıcı oluyorsunuz.

Haberin Devamı

Bugüne kadar hep üzgündünüz, hep terk edildiniz, arkadaşınızın aşkına aşık oldunuz, gariptiniz, fakirdiniz, ayrılırken “Islak mendilini al bende kalmasın” dediniz, eski sevgilinizin nikahına “Eski bir tanıdık dersin” diye gitmek isteyecek kadar da umutsuz aşıktınız. Gerçek dünyada neler oldu peki? Hayat böyle mi geçti? Hep mi kaybettiniz hayatta?

Ne yazdıysam o... Bizim yaşayarak yazdığımız şeyler bunlar (gülüyor). Onları fantezi olsun diye yazmadım, gerçek, yaşadığım şeyler onlar. Sadece ‘Islak Mendil’ şarkısını ben yazmadım biliyorsunuz Ahmet Selçuk İlkan’ındır bu şarkının sözleri, ben yorumladım. Hayat derken, belirli bir zamanın içindeki yazılanlar onlar. Mesela 17 yaşından 25 yaşına kadar yazılan şeyler... Bunun dışındaki hayat daha bambaşka gitmeye başladı. Bu sefer evlilik, çoluk, çocuk ve mutluluk...

Haberin Devamı

İlk albümünüz ‘Şikayetim Var’ı 1980 yılında çıkarmışsınız. Geçtiğimiz haftalarda ise ‘Ümit Besen 2014’ adlı yeni albümünüzü çıkardınız. Toplamda 28 albüm boyunca neler yaşadınız? Hayat sizin için nasıldı?

Valla şimdi 28 albüm ve bir sürü şarkıyı sevenlerimize armağan ettik. Kimi şarkılar rehberi oldu insanların, kimi şarkılarla tanıştılar, evlendiler ve o kadar çoğaldılar ki bana çoluk çocuk torunlarıyla gelenler oldu; “Biz sizin şarkılarınızla evlendik” diyenler oldu. Bana hep olumlu olarak döndü bunlar. Hep güzel şeyler olarak döndü, alkışlar olarak, minnet olarak döndü... 28 albümde bir iz bıraktık müzik tarihine... Yeni albümde de yine birikmiş duygularımı yazdım, insanlar şu anda beğeniyorlar sağolsunlar... “Tam Ümit Besen şarkıları olmuş, sağolsun” diyenler çoğunlukta. İnşallah darısı bundan sonraki albüme; daha fazla ara vermeden...

Haberin Devamı

Yeni albümünüz ‘Ümit Besen 2014’ün şarkılarının söz ve müzikleri ağırlıklı olarak size ait ancak ‘Gözlerinde Kayboldum’ şarkınızın sözü kızınız Ezgi Besen’e ait. Kızınızla birlikte çalışmak nasıldı?

Yazdığı şiiri çok beğendim, aldım onu besteledim. O da çok beğendi, ona sürpriz yaptım.

Bu işbirliğinin devamı gelecek gibi mi?

Tabii, benim kendime bile iltimasım yok, beğenmezsem koymam. Sözleri beğendiğim için şarkı yaptım zaten.

Yeni albümün konserleri olacak mı?

Organizatörlerden teklif var ama şu anda ne zaman nerede olacağını tam bilmiyorum. Albüm daha çok yeni çıktığı için plan program aşamasındayız şu an.

Peki, sahne çalışmalarınız nasıl bir düzende gidiyor?

Hafta sonları Yenikapı Mercan Restoran’da devam ediyoruz. Bunun dışında ekstra bir konser işim olduğu zaman gidiyorum. Mesela bayramın ikinci günü Antalya’da büyük bir oteldeydim. İnsanlar tatil yapmak ve beni dinlemek için doldurdular oteli. Orada program yaptım. Yaklaşık iki bin kişilik salonda insanlar beni dinledi.

‘Film yaparken çok zonlandım’

Oyunculuğu sevdiniz mi?

Çok zorlandım. Çok film yaptım diyebilirim kimi zaman ağlanacak yerde gülerek... Acemiliğimiz çok oldu ama büyüklerimden de çok şey öğrendim.

1980’ler ve 90’lar, peçete üzerine istek şarkılarının yazılıp sanatçıya gönderildiği zamanlardı. Şimdi de var mı peçete üzerinde gelen istek parçalar?

Aynen devam ediyor. Üst üste yığınlar halinde bir anda doluyor önüm. Daha çıkıyorum piyanonun üstüne: ‘Nikah Masası’... Ya, bekle be adam! Sona bırakacağım belki o şarkıyı... Sonradan gelen, bir daha istiyor. O peçete üzeri istek bende çok oluyor. Devamlı insanlar yazıp bir şarkı istiyorlar. Ama bilmiyorlar ki o şarkıyı zaten ben bir saat içinde okuyacağım. Beklemiyorlar yani sürekli istiyorlar.

Peçete istekleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Beni yoruyor. Çünkü o istekler benim programımı bozuyor. Belirli bir repertuvar hazırlamışım, bu dizi bozuluyor. Dizide bir yavaş iki hızlı, bir yavaş bir slow dans falan olacak şekilde ayarlıyorum kendimi ama bir bakıyorsunuz sıra bozulmuş. Benden bir tek oyun havası istenmez, hep romantik şarkılar istenir. Bazen de eğlenmeye çok düşkün olanlar biraz da oynayalım diyebilirler. Tabii büyük konserlerde böyle şeyler olmaz, çalıştığımız mekanlarda olur,

‘Tamirhanede büyüdüm’

Duyduk ki otomobile karşı özel merakınız varmış. Bu merak nereden geliyor?

Eh, seviyorum galiba (gülüyor). Tamircilikten gelme, baba mesleği... Ben tamirhanede büyüdüğüm için hep arabalarla haşır neşirdik. Tornada çalıştım, araba da benim özel hobim oldu. Tabii herkesin bir zevki var, sırf araba değil, fotoğraf makinesi de var... Fotoğraf çekmek benim diğer büyük hobim. Kameralara karşı da ilgim büyük.

Kızınız da avukat ve yazdığı şarkı sözünü bestelediniz, albümünüzde yer verdiniz...

Evet, yani sanat bizim ailenin içinde var. Dedem çok güzel ud çalardı ve fotoğraf sanatını çok iyi bilen bir insandı. Öğretmendi kendisi rahmetli. Onunla gördüklerimizi biz de hayatta uyguladık. Babam dersen, tamirci ama müzikten de çok anlar. Araba da bir ihtiyaçsa ben de onu hobi olarak daha güzel bir yere taşıyorum.

Fotoğrafçılığı da çok seviyorsunuz galiba?

Herkes “Çektiğin fotoğraflarla bir sergi aç” demeye başladı bu aralar. Çok güzel kareler yakalayabiliyorum. Çok güzel manzara ve portreler çekebiliyorum.