Gazete Vatan Logo

"Menteşeden gelen ses gibi düşünün"

Yalova açıklarında önceki gün meydana gelen 4 büyüklüğündeki depremi değerlendiren Prof. Dr. Yaltırak, ‘Kapı kilidi kırılmadan menteşelerden gelen ses gibi düşünün. Bunlar artarak devam edebilir’ ifadelerini kullandı.

"Menteşeden gelen ses gibi düşünün"

Silivri açıklarında 26 Eylül’de meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki depremin ardından, geçtiğimiz akşam Yalova açıklarında gerçekleşen 4 büyüklüğündeki sarsıntı, İstanbul başta olmak üzere çevre illerde büyük korkuya neden oldu. Milliyet'ten Mert İnan'ın haberine göre deprem ve 20 artçı sarsıntı özellikle Anadolu yakasında daha şiddetli hissedildi. İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Cenk Yaltırak, Yalova açıklarında yaşanan depremin Marmara’da bir şeylerin değişmeye başladığının göstergesi olduğunu belirtti.

“Kapı kilidi kırılmadan çerçeveden, menteşelerden gelen ses gibi düşünün. Bunlar artarak devam edebilir” değerlendirmesini yapan Yaltırak şu görüşleri aktardı:

‘Öncü, artçı denilemez’

“4 büyüklüğündeki deprem için öncü veya artçı denilemez. Silivri’deki gibi ana faya açılı faylarda meydana gelen depremlerden biri. Ana fayın stresine bağlı olarak 2016’dan bu yana artarak gelişen depremler söz konusu. Bu depremlere yabancı değiliz. 3 yıldır lokal toplu depremler, kırılmasını beklediğimiz segmentlerin belirli yerlerinde başladı. Marmara’da kırılma eşiğine gelmiş dört segment var. Bu dört segment hep doğudan batıya kırıldı. Sadece 1500 yıl önce batıdan doğuya olan seri çok kısa zaman aralığında Marmara’yı tamamladı. Bu nedenle hangi taraftan hangi segmentten başlarsa başlasın sonuç değişmeyecek diye sürekli uyarıyoruz.

Haberin Devamı

Marmara’da 2016 dan beri süren mikro deprem fırtınaları Doğu Marmara Çınarcık açıkları, İmralı açıkları ve Silivri açıkları olmak üzere üç kümede oluşmakta. Bunlar ana faylara açılı sistemlerde stresin yükseldiğini ve depremlere dönüştüğünü gösteriyor. Bu ne anlama geliyor sorusunun cevabı, Marmara’da olması gereken oluyor. Biz ise halen meleklerin cinsiyetini tartışıyoruz. Olacağı anlamak için Edirnekapı’dan Vatan Caddesi’ne yürüyün, surları darma duman eden kuvveti anlayın.”

1509’daki deprem gibi

“Şu an, 1509 depreminden önceki stres tablosu ile aynı stres birikimi söz konusu. 1509’da Doğu Marmara fayı kırılmıştı. Aynı fay bugün kırılsa, tüm stresi kuzey ve batıdaki kola aktaracak. 7.2-7.6 arasında deprem üretecek dört ana fay stresle yüklü. Öncelik sıralaması yapılırsa, tarihsel süreçte kırılmalar doğudan batıya gerçekleşiyor. Sadece bir kez batıdan doğuya kırılma söz konusu. 2019 ve sonrası için deprem olasılığı tarihsel çerçeveye göre yüzde 90’ı geçmiş durumda. 110 km uzunluğundaki fay hattı bugün kırılırsa 7.6 büyüklüğünde deprem üretecek. Diğer enerji biriktiren segmentler ise 42, 74 ve 93 km uzunluğundaki faylar. Bu faylar ise 7.2-7.4 büyüklüğünde deprem üretecek.”

Haberin Devamı

‘Bursa unutuluyor’

Prof. Dr. Şerif Barış (Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü): “Yalova açıklarında gerçekleşen deprem, Kuzey Anadolu Fay hattının Marmara’daki orta kol dediğimiz kısımda meydana geldi. Küçük fay parçaları zaman zaman kırılıyor. Vatandaş, Marmara’daki deprem hareketliliğinde artış olduğu söyleyip paniğe kapılıyor. Deprem hareketleri için bazı dönemler aktif, bazı dönemler pasif dönem tanımlaması yaparız.

Haberin Devamı

Türkiye’de, 1840-1970 arası 32 tane 7 ve üzeri büyük deprem var. 1970’den bugüne kadar 7 ve üzeri sadece 3 deprem oldu. Türkiye belli ki geçmişe göre aktif dönemde değil. Hazırlıkların ivedilikle tamamlanması lazım. Herkes İstanbul’u konuşuyor ama Bursa, Tekirdağ, Armutlu ve Yalova’daki risk unutuluyor. Önemli olan depremlerin sayısı, büyüklüğü değil, alınan önlemler ile depremleri zararsız atlatmaktır.”