Gazete Vatan Logo

‘Medeniyetler çatışması’ kapıda

Paris, Brüksel, Türkiye, Orlando ve son olarak Nice’de yaşanan saldırılar, Batı‘da var olan İslam karşıtlığını artırdı. Bu katliamlar ile tedirgin olan Avrupa’da Müslüman karşıtlarının ekmeğine yağ sürdü ve ırkçı partilerin yükselmesini sağladı.

‘Medeniyetler çatışması’ kapıda

Charlie Hebdo 12 ölü, Paris 130 ölü, Brüksel 32 ölü, Türkiye (Suruç 33 ölü, Ankara 102 ölü, Sultanahmet 11 ölü, Beyoğlu 4 ölü, Atatürk Havalimanı 45 ölü) Bangladeş 23 ölü, Bağdat 290 ölü, Orlando 50 ölü ve Nice 85 ölü... Tüm bu hunharca işlenen katliamlarda yüzlerce masum insan IŞİD terörü nedeniyle hayatını kaybetti. Bu katliamlar ile tedirgin olan Avrupa’da Müslüman karşıtı Hıristiyan haçlı zihniyetinin ekmeğine yağ sürdü ve Avrupa’daki göçmen ve Müslüman karşıtı ırkçı partilerin yükselmesini sağladı. Bir sonraki seçimlerde ırkçı partileri iktidara taşıyacak kıyamet senaryosunun zeminini hazırladığı ve bu gidişatın tıpkı Samuel Huntington’un Medeniyetler Çatışması‘na dönüşmesinden korkuluyor.

Tüm bu katliamlar yaşanırken Amerika’da ise Cumhuriyetçi Parti Başkan Adayı Donald Trump’ın ABD Başkanlığı‘na yürüyüşüne ciddi ivme kazandırdı. Avrupa’da ise hemen hemen tüm ülkeklerde aşırı sağ partiler ırkçı söylemleriyle iktidar olmayı zorluyor.

Dünyanın en açık ve liberal ülkelerinden İsveç‘te bile aşırı sağcı partinin oy oranı yüzde 13’e ulaştı

Haberin Devamı

Trump Mussolini’nin yolundan gidiyor

Trump’ın seçim kampanyası Müslümanlara ve göçmenlere yönelik ayrımcı açıklamalarıyla şekilleniyor. Hatta faşizmin kurucusu İtalyan lider Benito Mussolini’nin “100 yıl koyun gibi yaşayacağına birgün aslan gibi yaşa” sözü Trump’ın mottosu. Öyle ki bu ırkçı söylemlerde Trump sırf Müslümanları değil ülkede yaşayan Hispanik (İspanyolca konuşan) kökenli topluma yönelik ayrımcı ve aşağılayıcı açıklamalarıyla da anketlerde karşılık buluyor. ABD’ye giden Meksikalıları “hırsız ve tecavüzcü“ olmakla suçlayan Trump, seçilmesi halinde göçmenlerin kaçak geçişini engellemek için ABD-Meksika sınırına duvar öreceğini ilan etmişti.

Donald Trump

Trump ile Clinton son anketlere göre 40’ar puan ile eşit durumdalar.

Sağ popülistler daha çok cesaretlenecek

Trump’ın bu tavrı Avrupa’da yükselen aşırı sağ politikacılar tarafından memnuniyetle karşılanıyor. Fransız aşırı sağcısı Jean-Marie Le Pen, “Ben onu seçerdim”, diyor. Le Pen’in bu sözleri, Donald Trump’un başkan adaylığına ilerleyişinin Avrupa’da boşuna endişe yaratmadığını da gösteriyor. ‘Le Monde’ gazetesi bir makalesinde, Donald Trump’un 2017 yılında Beyaz Saray’a taşınmasının Avrupa’nın sağ popülistlerini daha da cesaretlendireceğini ve ‘Trump popülizminin Avrupa’nın siyasi kültürünü bozacağını‘ dile getiriyor.

Haberin Devamı

Tabii Amerika’da tek sorun Trump’ın yükselişi değil. ABD polisinin etnik azınlıklara yönelik orantısız güç kullanma eğiliminde de ciddi yükseliş var. İstatistiklere göre, Ocak 2016’dan beri 600 siyah polis tarafından öldürüldü.

Aşırı sağ Avrupa’da yükseliyor

Gelelim Avrupa’ya.. Yaşlı kıta, bir yandan IŞİD saldırıları ve Suriye krizinden kaçan onbinlerce mültecinin Avrupa’ya akın etmesi, zaten Müslümanlar’a ve göçmenlere mesafeli duran Avrupalılar’ın aşırı sağ partilere yönelmesine sebep oldu. Avrupa’nın dört bir yanında göçmen karşıtı, ırkçı, aşırı sağ partiler anketlerde bir anda zıpladı. Özgürlüklerin en rahat şekilde yaşandığı dünyanın en açık ve liberal ülkelerinden İsveç‘te bile aşırı sağcı partinin oy oranı yüzde 13’e ulaştı. Ama bu durumdan asıl faydalananlar AB’nin göbeğindeki Fransa, Hollanda, Avusturya ve İtalya’daki aşırı sağ partiler olacak gibi görünüyor.

Haberin Devamı

Le Pen Fransa’da iktidara koşuyor

Fransa’ya baktığımızda ise; dünya 2015’teki bölgesel seçimlerde, aşırı sağcı Ulusal Cephe’nin hem tarihi çıkışına hem de inişine şahitlik etti. İlk turda rakiplerine liderliği bırakmayan Marine Le Pen ‘in öncüsü olduğu parti, ikinci turda hezimet yaşadı. Öte yandan Ulusal Cephe 2014’te Avrupa Parlamentosu seçimlerinde de kayda değer bir başarı elde etmişti. Parti lideri Le Pen’in 2017’de yapılacak cumhurbaşkanı seçiminde kazanma şansının yüksek olduğu siyaset kulislerinde dile getiriliyor. Hele ki Perşembe akşamı yaşanan Nice katliamı sonrası Le Pen adı ciddi anlamda ön plana çıkmış durumda. Bugün seçim olsa aşırı sağcı Le Penn en çok oyu alacağı şüphesiz. Öte yandan aşırı sağcı lider, geçen sene 1999’daki bir mitingde Müslümanların sokakta namaz kılmasını “Nazi istilasına” benzeten ifadeleri nedeniyle hâkim karşısına çıkmıştı. Le Pen ülkesine göçmen girişini tamamen sınırlamayı ve sınır kontrollerini savunuyor. Helal et satışına yasak gelmesini istiyor.

Haberin Devamı

Afrikalı Fransızlar IŞİD’e meyilliler

Peki büyük saldırılar neden Fransa ya da Belçika’da oluyor? Bu sorunun yanıtı net, Fransa ve Belçika’da Müslümanlar ağırlıklı olarak Afrika kökenli ve IŞİD’e meyilliler. Almanya’da ise daha çok Türkiyeli ve İranlı Müslümanlar ağırlıkta ve şiddetten uzak Avrupa değerleriyle iç içe yaşıyorlar,

Cami görmektense asılmayı tercih ederim

Macaristan’da iktidardaki FIDESZ, “merkez sağ” görüşlü parti olarak tanımlansa da Başbakan Viktor Orban’ın mülteci akını karşısında sergilediği tutum, aşırı sağcıları aratmıyor. Orban’ın “Budapeşte’de cami görmektense asılmayı tercih ederim” sözü bunun kanıtı.

"İtalya’nın aşırı sağcı lideri Matteo Salvini İtalyan olmayanlar için trenlerde ayrı vagon olması gerektiğini savunuyor."

Hollanda’nın ırkçı partisi açık ara önde

Hollanda Parlamentosu’nda yer alan aşırı sağcı Özgürlük Partisi ülkenin en güçlü siyasi yapıları arasında. Parti lideri Geert Wilders, Kuran’ı bir ‘nefret kitabı‘ olarak tanımlayan söylemleri ve çektiği İslam karşıtı film ile birçok ülkede yaşanan tepki eylemlerinde onlarca kişinin ölümünden sorumlu.

Hem AB’ye hem de göçmenlere karşılar

Danimarka’da 18 Haziran 2015 tarihinde yapılan Parlamento seçimlerinde aşırı sağcı Danimarka Halk Partisi ise oy oranını yaklaşık yüzde 9 artırarak büyük başarı kaydetti. Oyların yüzde 21,1’ini alan parti sayesinde sağ blok azınlık hükümeti kurdu. Parti Türkiye’nin AB üyeliğine de karşı. Suç işleyen yabancıları İsviçre’de istemiyorlar

Suç işleyen yabancıları İsviçre’de istemiyorlar

Öte yandan Danimarka gibi İsviçre’de de göçmen karşıtı İsviçre Halk Partisi 2015’teki seçimlerde yaklaşık yüzde 30 oy alarak koalisyon hükümetinde yer aldı. İsviçre Halk Partisi’nin ilk icraatlarından biri suç işlemiş yabancıların ülkeden sınır dışı edilmesini öngören yasa tasarısını referanduma taşımak oldu. Parti, İslam Medeniyetleri Müzesi’nin açılışına da karşı çıkmıştı.

Almanya İçin Alternatif Partisi endişe yaratıyor

Almanya’da aşırı sağın yükselen değeri Almanya İçin Alternatif (AfD) Partisi’nin 2017’de yapılacak seçimlerde Federal Meclis’e de girmesinden endişe duyuluyor. “İslam’ın Almanya’ya ait olmadığı” gibi bir maddeyi parti programına alan AfD İslam’ın, ülke anayasası ile bağdaşmadığını öne sürüyor.

Nice saldırısı neyin habercisi?

Güney Fransa ve Nice bölgesi aşırı sağın kalesi. Bu da çok endişe verici bir gelişme. Le Pen’in Ulusal Cephe’si şimdiden bağırmaya başladı bile. Bu katliam Paris’ten farklı değil ama ardı ardına gelen katliamlar Fransa’da önümüzdeki Cumhurbaşlanlığı seçimlerini direkt olarak etkiler. Fransa’da 8 milyona yakın Müslüman var, aşırı sağcılar ve ırkçı politikalar bunların hangi biriyle mücadele edecek? Saldırıyı destekleyenler ve yapanlar da bir avuç radikal. Çoğu Fransız asıllı Müslümanların hayatları çok zorlaşacak tabii bundan sonra. Fransa dış politikada NATO’nun 5’nci maddesini tekrar göndeme gelir. Zaten Holland ilk açıklamasında bunu tekrarladı ve “Bir savaştayız” dedi. Bugün Avrupa, Medeniyetler Çatışması‘nın tam içinde. Müslümanların Avrupa’da yaşaması zorlaşacaktır, bu net. Avrupa’da Kuzey Afrika ve Ortadoğu yaklaşımı çok sertleşecektir ama bilinmelidir ki bunlar çare değil. Yalnızca hastalığın görülen semptomları ile uğraşmaktır. Tam bir kaosa gidiyoruz ve bundan sonra da çok zor kurtuluruz bu kaostan. Avrupa’da 25-30 milyon Müslüman yaşıyor. Bu müslümanlara Nazivari organize bir saldırı intikam saldırıları olmaz, ama münferit saldırılar yaşanıp hayatları artık iyice zorlaşır.