Gazete Vatan Logo

"Libya'da sahile ceset vurmayan gün neredeyse yok"

Ülkelerindeki savaş ve çatışma ortamından kaçarak Avrupa'ya ulaşma umuduyla "ölüm teknelerine" binen göçmenler için bir şey yapamamaktan yakınan Libyalılar, sahile vuran ceset görüntülerinin ne yazık ki kendileri için de "sıradanlaştığını" belirtiyor.

"Libya'da sahile ceset vurmayan gün neredeyse yok"

Sahil kentlerinde yaşayan Libyalılar, çaresizliğin insanları nasıl göz göre göre ölüme götürebildiğini, kıyılarında görmeye alıştıkları insan cesetlerinin artık çocuklar için dahi ürkütücü olmaktan çıktığını AA muhabirine anlattı.

"Libya'da sahile ceset vurmayan gün neredeyse yok." diyerek söze başlayan başkent Trablus'un doğusundaki Garabulli kenti sahil güvenlik biriminden Mansur Abdullatif, şöyle devam etti:

"Maalesef artık bu durum, ne bizi ne de kent sahillerini şaşırtıyor. İnsanlar alıştı. Sahile vuran cesetler, buradaki insanların hayatlarının, yaşadıkları çevrenin bir parçası haline geldi. Çocuklar dahi cesetlerden eskisi gibi korkmuyor."

Tüm tehlikelere, yaşanan onca trajediye rağmen göçmenlerin denize açılmak için fırsat kolladığına işaret eden Abdullatif, "Onlar için hiçbir şey yapamıyoruz. Kanunlar bizden denize açılmalarını önlememizi istiyor. Ancak gitmelerine engel olabilmek için sahili gezebileceğimiz bir aracımız ve denizde onları boğulmaktan kurtarabileceğimiz botlarımız yok." dedi.

Haberin Devamı

Çatışmalar ve krizler nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalan ve daha iyi bir gelecek umuduyla Avrupa yollarına düşen göçmenlerin çoğunun hikayesinin "Akdeniz'de facia" haberleriyle sonlandığını ifade eden Abdullatif, sahile vuran cesetlerin üstünü bazen kumların örttüğünü, bu yüzden onları bulmanın haftalar alabildiğini, diğer ölüler gibi hemen defnedilme hakkına bile sahip olamadıklarını söyledi.

Abdullatif şahit oldukları manzara karşısındaki çaresizliklerini şöyle anlattı:

"Bu sahilden yola çıkan tekneler gördük. Onlarca insanı taşımaktan aciz bir tekne yüzlerce kişiyi taşıyordu. Bir başka tekne de çocuklu ve bebekli aileleri götürüyordu. Teknelerin hedefine ulaşamayacağından emindim. Nitekim battılar. Gitmesini engellediğimiz göçmenleri ise sadece birkaç saat ya da birkaç gün tuttuktan sonra serbest bırakıyoruz. Maalesef onlar için hiçbir şey yapamıyoruz. Burada onlara barınma ve gıda gibi temel ihtiyaçlarını karşılayacakları imkanlar sunamıyoruz. Daha önce bazı yardımlarda bulunan uluslararası kuruluşları da göremiyoruz artık."

Haberin Devamı

Çoğu zaman günlerce tuzlu suda kalan cesetlerin yüzlerinin ve renklerinin tanınmaz hale geldiğini, bu nedenle kimlik tespitinin hayli zor olduğunu kaydeden Abdullatif, bu cesetlerin sahilin yakınlarında kısa süre önce kurulan göçmen mezarlığına defnedildiğini ifade etti.

Cesetlerden değil, yayabilecekleri salgın hastalıklardan korkuluyor

Bazı cesetlerin kurtlandığını ve çevreye kötü kokular yaydıklarını da aktaran Abdullatif, "Bölge sakinlerini korkunç ceset manzaraları görmekten daha çok endişelendiren şey salgın hastalıklar korkusu." dedi.

Yaşanan tüm trajedilere rağmen devam eden göç akışının nedenlerine de değinen Abdullatif, "Bazıları güvenlik problemleri sebebiyle, kimi de iş bulamadığı için Libya'da çalışamadığını söylüyor. Bilmiyoruz. Göç meselesini Avrupa'ya gitmek isteyen göçmenlerden başka kimse önemsemiyor." diye konuştu.

"Libya'ya güvenlik geri geldiğinde başka yerlerden Avrupa'ya gidecekler"

Haberin Devamı

Libya Yasa dışı Göçle Mücadele Kurumu yetkililerinden Bessam el-Garabli ise Abdullatif'in aksine "göç meselesine büyük önem verdiklerini" söyledi. Bu çerçevede uluslararası kuruluşlar ve Avrupa devletlerinin büyükelçilerini Trablus ve Tunus'ta toplantılara davet ettiklerini aktaran Garabli, "her seferinde takip komiteleri oluşturduklarını, talep ettikleri raporları bu kurumlara ve elçilere ilettiklerini ancak pratikte somut bir adımın atılmadığını" ifade etti.

Göçmenlerin Avrupa'ya gidebilmek için Libya'da çalışıp yol parası hazırladığını, sonra da "ölüm teknelerine" binip meçhule yol aldıklarını kaydeden Garabli, "Mesela Suriyelilere ya da Eritrelilere nasıl bir çözüm yolu sunulabilir? Onlar için hiçbir şey yapamıyoruz. Bugün kolay olduğu ve kendilerine engel olacak güvenlik bulunmadığı için Libya'dan hareket ediyorlar. Libya'ya güvenlik geri geldiğinde başka yerlerden Avrupa'ya gidecekler." diye konuştu.

"Göçten başka seçeneğim yok"

Trablus'ta bir berber dükkanında çalışan Ahmed isimli Suriyeli genç de yakınları Libya'da olduğu için buraya göç ettiğini ancak onların geçen yaz kişi başı 2 bin 500 dolar ödeyerek deniz yoluyla Avrupa'ya gittiğini, şimdi ise oturma belgelerinin çıkmasını beklediklerini anlattı.

Haberin Devamı

"Normalde bu şekilde yasa dışı göç için 400-500 dolar ödeniyor. Yakınlarımın ödediği 2 bin 500 dolar bu rakama göre epey fazla. Onlar güvenli bir tekne olmasını ve kapasitenin üstünde yolcu almamasını şart koştukları için bu kadar çok ödediler." diyen Ahmed, kendisinin de Avrupa'ya gitmek istediğini ancak güvenli göç fırsatı beklediğini dile getirdi.

Ahmed sözlerini şöyle tamamladı:

"Libya'da iyi insanlar var, ancak yasal olarak oturma izni alamıyoruz. Ülkede istikrar da yok ki burada çalışalım. Suriye'deki savaştan başka bir savaş daha yaşayalım diye kaçmadık. Göç etmekten başka seçeneğim yok. Kişi başı 400-500 dolarlık göçü tercih etmeyeceğim. Güvenli gidiş pahalı ama bu parayı bulmak için çalışacağım."