Gazete Vatan Logo
Magazin 'Konu aşksa kararların doğrusu, yanlışı olmuyor'

'Konu aşksa kararların doğrusu, yanlışı olmuyor'

Özge Özpirinçci ile Buğra Gülsoy, Fox TV’nin yeni dizisi ‘Aşk Yeniden’de izleyicinin karşısına çıkıyor. Birbirlerine aşık olan iki genci canlandıran Gülsoy ile Özpirinçci ilk röportajlarını Hafta Sonu’na verdiler. Ekranların yeni ikilisiyle tam da Sevgililer Günü haftasında izleyiciyle buluşan projelerini konuştuk, aşkı kadın ve erkek olarak farklı açılardan değerlendirdik

Günlerdir fragmanları dönen ve izleyicinin merakla beklediği ‘Aşk Yeniden’ dizisi, 10 Şubat’Ta izleyiciyle buluştu. Buğra Gülsoy, dizide henüz gerçek aşkı tatmamış Fatih karakterine can verirken, Özge Özpirinçci ise inandığı adam tarafından bebeğiyle yarı yolda bırakılmış ama Fatih sayesinde aşkla yeniden karşılaşan güçlü ve inatçı bir kadını canlandırıyor. Ekranda birbirlerine çok yakışmaları, iyi bir ikili olmaları ve samimiyetleri izleyiciye yansıyor. Bu hafta 14 Şubat dolayısı ile gündemde ‘aşk’ olunca, onlarla aşkı masaya yatırdık ve bu güçlü duygunun kendilerine ne hissettirdiğini sorduk....

‘Aşk Yeniden’in fragmanları kısa sürede internette büyük bir izleyici oranına ulaştı. İzleyicinin diziyle ilgili beklentisi oldukça yüksek. Sizce seyirci bu dizinin en çok hangi tarafını sevecek?

Buğra Gülsoy: ‘Aşk Yeniden’de romantizm ve komedi var. En önemlisi, başlangıcı tuhaf olan bir aşk hikayesi. Sıcak ve keyifli bir hikaye. Heyecanı sürekli içinde tutan, sürekli komik durumların içinde kalan iki aşığın öyküsünü anlatacağız. İkisi de önceki ilişkilerinden yaralı aşıklar. Öyle bir oyunun içine giriyorlar ki, bir süre sonra o oyun içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Fatih ve Zeynep’in maceraları izleyiciye izlenilir bir hikaye sunacak.

Haberin Devamı

Özge Özpirinçci: Şu anda televizyona baktığımda ‘Aşk Yeniden’ tadında bir iş göremiyorum. Öncelikle sektörde, özellikle TV’de olan bir boşluğu dolduruyoruz. Bunu sırf işin içinde olduğum için söylemiyorum. Ben oynamasaydım ve tanıtım fragmanlarını izleseydim de çok beğenir, merak ederdim. Ee, tabii kıskanırdım da (gülüyor). Beklentinin yüksek olması bizi heyecanlandırıyor. Gelen bütün tepkiler olumlu yönde. Bu da daha dizi başlamadan heyecanımızı, motivasyonumuzu yükseltiyor. Dizimizin en çok sevilecek tarafının tempomuz, aksiyonumuz ve hiç düşmeyen ritmimiz olacağını düşünüyorum. Zeynep ve Fatih’in tanıştıkları andan itibaren hiç bitmeyen tatlı-sert atışmaları da çok sevilecek bence.

Proje teklifi geldiğinde, kabul etmenizde etkili olan etmenler nelerdi?

Haberin Devamı

Buğra Gülsoy: Yönetmenimiz Ersoy Güler’le daha önce beraber çalışmıştık. ‘Aşk Yeniden’in hikayesi ve senaryosu Ersoy Güler’e ait. Beni aradı, çok keyifli bir projesi olduğundan ve benimle çalışmak istediğinden bahsetti. Hem hikayenin sıcaklığı ve keyif verici tarafları hem Ersoy Güler’le tekrar çalışmak hem de Özge gibi yetenekli bir oyuncuyla çalışma düşüncesi, projeyi kabul etmemdeki en önemli faktör oldu.

Özge Özpirinçci: Senaryolar geldiğinde okumaya başladığım ilk andan itibaren senaryoyu elimden düşürmedim. Hemen ikinci ve üçüncü bölümü okumak istedim. Görüşmeye gittiğimizde yönetmenimiz Ersoy Güler, bana hikayeyi bütün detaylarıyla anlattı ve o an ikna oldum. Kafamdaki tek soru kiminle oynayacağımdı. Çünkü türü romantik komedi olan bir işte karşınızda oynayan oyuncu ile enerjiniz tutmazsa, ortaya çok sahte sahneler çıkar. Bu konuda da çok şanslıyım ki, Buğra’yla beraber oynuyorum. Gerçekten birlikte çok eğleniyoruz (gülüyor).

‘Dizi sektörü suya yazı yazmak gibi’

Sezon başından beri yayınlanan birçok yeni dizi yayından kaldırıldı. Bu durum yeni teklifler geldiğinde kabul etmenizde bir çekince yaratıyor mu?

Haberin Devamı

Buğra Gülsoy: Bir emek harcıyorsunuz. Dizi sektörü suya yazı yazmak gibi. Sonuçta dizi reyting almazsa reklam gelmez, reklam gelmezse TV kutusunun içinde karşılığını bulamaz ve yayından kaldırılır. Dizinin reytinglerinin düşük olması, o projenin iyi veya kötü olduğu anlamına gelmiyor. Ben içinde olmak istediğim, oynamaktan keyif alacağım projelerin peşinden koşuyorum; ama tutar ama tutmaz.

Özge Özpirinçci: Bende kanal bazında yaratıyor. Bazı kanallar projelerinin arkasında durmayı bırakın, sanki onları sabote ediyor; ellerinde hazır beklettikleri diğer projeleri hemen yayına sokmak için. Reytingleri gayet güzel olan diziler patır patır döküldü. Bu konuda kafamda bir soru işareti yok. Çünkü Fox TV baktığınız zaman son birkaç yılda Türkiye televizyonunda güzel bir ilerleme kaydetmiş ve yıllardır pastanın en büyük dilimlerini yiyen, şişko çocuk misali reytingleri elinde tutan, köklü ulusal kanalların önüne geçmiş durumda. Yapılan PR çalışmaları açısından bizim dizimizin arkasında olduklarını görüyorum. Bu tabii ki hiçbir şekilde güvence değil. Reyting sistemi zaten ortada. Ama yine de bize kuvvet veriyor.

Haberin Devamı

Oyuncular özellikle son dönemde setlerdeki şartlardan ve dizi sürelerinin uzunluğundan son derece şikayetçiler. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

Buğra Gülsoy: Keşke sektör olarak kamera önü ve arkası, yapımcısı, kanal sahibi, reklam vereni yani kısacası herkes toplanıp bu konuda düşünmenin ötesine geçip somut çözümler üretse... Sonuçta tek şikayetçi olan çalışanlar değil. Seyirci de bu durumdan şikayetçi.

Özge Özpirinçci: Hep düşünüyoruz değil mi? Başta kendime olmak üzere sektördeki oyuncusundan yapımcısına, yönetmeninden senaristine ve kanalına kadar hepimize çok kızıyorum ve şaşırıyorum. Artık seyirci bile dizi sürelerinden şikayet ederken, biz hala rakip dizinin kanala teslim edeceği kasetin, bizim teslim edeceğimiz kasetten altı dakika daha uzun olmasına takılıp, biten bölüme saçma sapan ek sahneler çekiyoruz. Bu verdiğim örnek bizim diziyle alakalı değil tabii ki, herhangi bir örnek verdim.

Reytingler gösterge değil

Dizinin reytinglerinin düşük olması, o projenin iyi veya kötü olduğu anlamına gelmiyor.