'Kimse beni taklit etmeyi dahi beceremez'

Söz ve müziği Tan Taşçı’ya ait ‘Cumartesi’ adlı şarkısıyla ve tepeden tırnağa değişen imajıyla karşımıza çıkan Ebru Yaşar, müzikten aşka çok özel açıklamalarını Hafta Sonu’na yaptı.

Uzun zamandır ortalarda yoksun. Neler yaptın?

2013 yılında Türk sanat müziği albümü yaptım ama hiç tanıtım yapmadığım, klip çekmediğim için kayboldum sandınız. O albüm, okuldaki hocalarımla oturup konuştuğumuzda ortaya çıkan bir şeydi. Zaten sanat müziği bölümü mezunuyum, onlar da benim böyle bir şey yapmamı istediler.

‘Sanat-ı Ebru’ adlı alaturka albümüne nasıl tepkiler geldi?

Bana yalan söylemedilerse çok beğendiklerini söylediler. Ben sanat müziği, türkü, rock fark etmez her türlü müziği çok iyi dinlerim. Belki o yüzden sesim ve okumam taklit edilemez; kimse beni taklit etmeyi dahi beceremez. Okulda eğitimini de aldığım için alaturkayı doğru okuduğuma inanıyorum.

Biliyorsun, Zeki Müren için bir hürmet albümü hazırlanıyor. Sen de yer almak ister misin?

Geçmişle ilgili anılması gereken, kaybettiğimiz büyük değerler için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız. Böyle özel bir albümde katkım olacaksa, stüdyoya girer hemen okurum ama henüz öyle bir teklif gelmedi.

Bir ara “Ebru sanatı ders olarak okutulsun” diye kampanya başlatmıştın, ne oldu?

Ebru, bizim çok eski sanatlarımızdan biri. Çocukların da çok zevk alacağı bir ders çünkü boyama üzerine. O dönem istedim ama yarım kaldı. Keşke biz ünlüler de sınıflara gitsek, çocukları ebru yapmaya özendirsek...

TRENDİ YAKALAMAK İÇİN OSMANLICA SÖYLEYECEĞİM

İbrahim Tatlıses, Erol Köse derken artık yepyeni bir yapımcı ile çalışıyorsun...

Hayatım, firma yok artık! Nasıl eskiden yapımcılar yeni sesler bulmak için çaba harcardı, şimdi iş tersine döndü. Biz şarkıcılar, yeni yapımcılar yaratmak için mücadele veriyoruz! Eski yapımcılar kazandıkları parayı bağ, bahçeye yatırdığı için, biz de camiaya yeni yatırımcılar bulmak için uğraşıyoruz. Yapım işinden artık ne kazanılır bilmiyorum çünkü eski kazançlar yok. Daha çok müziğe sevgi, saygı niteliğinde çalışacağız. Zaten bu hürmet albümleri niye yapılıyor? Çünkü ne yeni şarkı, ne de yeni ses var. Yapımcılar para kazanmak istiyor. Ne güzel Orhan Gencebay, Aysel Gürel yapıldı ve sattı. Şimdiden yatırım yapmak lazım, belki bize de ileride bir hürmet albümü yapılır (kahkahalar). Gerçi, benim şarkılarım zor şarkılar. ‘Bu Sahilde’ şarkımı biri okumaya kalksa, benim gibi okuyamaz!

Arapça şarkıları güzel söylüyorsun. Artık Osmanlıca modası var, okur musun?

Öğreneyim, okurum. Vakit bulayım, ben de Osmanlıca çalışacağım. Trendi yakalamak lazım; sıra artık ona geldi!

‘SEVGİLİM İLK ZAMANLARDA BANA HİÇ YÜZ VERMEDİ’

Şimdi zor sorulara gelelim... Necat ile aşk, meşk nasıl gidiyor?

Çok yeni sayılır, sevgilimle tanışalı birkaç ay oldu. Birbirini tanıma aşamasındayız. Bir arkadaş ortamında tanıştık. Birbirimize bakıp, “Ah, ne güzel kadın Ebru” ya da “Ah, ne yakışıklı adam” falan diye başlamadık. Hatta, ilk zamanlarda bana hiç yüz vermedi. Kadınlara karşı ağır bir çocuk, ben de zaten o yanını sevdim.

Fotoğraflarını gördüm; tombik, sevimli birine benziyor.

Fotoğraflarda öyle çıkıyor, aslında kilosu gayet normal. Benimle tanıştıktan sonra 10 kilo verdi!

Ne iş yapıyor?

Ticaret. Kendi işinde gücünde bir adam. Magazinle alakası yok.

Onun neyinden etkilendin?

Sevgilimin efendiliğinden, ağırbaşlılığından ve kirpiklerinden çok etkilendim! Benim kirpiklerim ki; şu an rimelli düşün... Benimkilerin üç katı gibi uzun kirpikleri var. Neredeyse takma kirpik gibi. İlk tanıştığımızda “Allah’ım ne kadar güzel gözleri var” demiştim.

Evlenmeyi düşünüyor musunuz?

Şu an için flört aşamasındayız, sevgilimden şu an için bir teklif yok! Fakat olursa tabii ki değerlendireceğiz. Zaten sana bir şey diyeyim mi; evliliği kadına bir erkek, erkeğe de özel bir kadın düşündürtür! Ben de eskiden başkaları ile flört ettim, evlenme teklifi de almıştım. Demek ki, ben onlara hissettirmişim. Ama hala evlenmediğime göre, bana evliliği hissettiren hiç olmamış! O güveni bulamamışım. Çünkü evlilik kader arkadaşını bulmaktır.

‘SEVGİLİM DOBRA OLUŞUMU SEVMİŞ’

Yıllar önce “Karşı cinste uyumsuzluğun uyumunu yakalamak isterim” demişsin. Bayıldım bu sözüne.

Hayat öyle değil mi zaten? İkinizin uyumsuzluğundan bir kimya çıkarmak ne kadar güzel. Mesela, ben Aslan burcuyum; çabuk parlar, çabuk sönerim ama o olgun, daha sakin. Bunu biz aramızda bir uyuma çevirdik.

Daha önceki ilişkilerinden çıkardığın en büyük ders nedir?

Valla ben üzülmüşümdür de, üzmüşümdür de... Yaşadığın her şey sana ders, bu tecrübeleri iyi ki yaşadım. İnsan mutlu olduğu şeylerden, mutsuzluklarından ders ediniyor, ben bunu öğrendim. Acılar hem taş hem heykeltıraştır!

Sevgilin sende en çok neyi beğenmiş?

Çok dobra oluşumu ve dik duruşumu beğenmiş.

Yeni albüme kadar neler yapacaksın, hobilerin neler?

Şiir okuyorum, beni çok besler; Ahmed Arif, Nazım Hikmet, Cemal Süreya severim. Bu yıl beğendiğim dizi çıkmadı, ara sıra ‘Küçük Ağa’yı izliyorum.

ÇOCUK İSTİYOR MUSUN?

Ah, çok istiyorum! Kariyer yap, yap, yap. Gez, gez, gez... Nereye kadar? Çocuk, evlilik; eski sanatçı isimler yapmışlar ama halktan saklamışlar. Bu bizim kuşağa bırakılan çok kötü bir miras. Ne demek yani; evlenirsen, çocuğun olursa hayranların seni bırakır!