Gazete Vatan Logo

‘Kim statükocu, kim değişimci anlayacağız’

'AB salı günü açıklayacağım isimleri merak ediyor'

Kılıçdaroğlu, Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin davetlisi olarak katıldığı toplantıda sorularımızı yanıtladı

Özellikle AB’de varolan ‘CHP statükocu, AKP değişimci’ imajından rahatsız olan Kılıçdaroğlu, “Kimin özgürlüklerden, demokrasiden ve değişimden yana olduğunu, kimin statükocu olduğunu önmüzdeki hafta ayrıntılarıyla ortaya koyacağım” dedi

Önceki akşam İstanbul’da Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin davetlisi olarak kurmaylarıyla katıldığı toplantıda CHP’nin 2023 ekonomik hedeflerini anlatan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sunumundan önce sorularımızı yanıtladı. Kılıçdaroğlu grup toplantısında, bazı isimler ortaya atıp, önümüzdeki salı gününe kadar beklemesiyle ilgili ilginç bir gerekçe ortaya koydu. Kılıçdaroğlu’na göre Avrupa Birliği’nde AKP’nin değişimci, CHP’nin statükocu olduğu inancı var. Bunu değiştirmek için AB’nin dikkatini önümüzdeki grup toplantısına çekiyor.

Kılıçdaroğlu’nun sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle.

Grup toplantısında bazı isimler ortaya attınız. Önümüzdeki hafta bu konuda açıklama yapacaksınız? Neden bekleme süresi koyuyorsunuz?

AKP’yi bugüne kadar gerek içerde gerek dışarıda bütün çevreler değişimden ve özgürlükten yana parti olarak lanse ettiler. Ben özellikle bu çevrelerin dikkatini çekmek için, yani önümüzdeki hafta kimin değişimci kimin dönüşümcü kimin statükocu bir parti olduğunu anlatacağım dedim. Özellikle AB çevreleri de onlar da merak edecekler herhalde. Bakalım, kim değişimden dönüşümden yana bir görelim diye merakı o çevrelerde yaratmak için. Çünkü ilk Brüksel’e gittiğimizde bize “Siz statükoyu savunuyorsunuz, değişimci değilsiniz. AKP Türkiye’yi uçuruyor siz de ayağından çekiyorsunuz” diyorlardı. Böyle bir izlenim var değişik çevrelerde. Sadece bir kişinin değil, görüştüğümüz sol partilerde, muhafazakar partilerde, parlamentodaki milletvekillerinde. medyada açıkça bu söyleniyor.

Önümüzdeki hafta CHP içinde değişimin nasıl var olduğunu mu anlatacaksınız?

Var olduğunu anlatacağım. Somut örnekler vereceğim. AKP’nin muhafazakar, tutucu, kendi devletini kurduğu için, ona sahip çıkan, düzene sahip çıkan, düzenin değişmesini istemeyen bir parti kimliğine kavuştuğunu anlatacağım.

Ama Kayseri dosyasını açarken de bazı sorular sorarak, beklemeli bir uygulama yaptınız. Bu bir tarz mı? Bu üslubun dezavantajı yok mu? Kayseri konusunu kamuoyunun hafızasında diri tutamadınız.

Dezavantajı olabilir. Kayseri olayı bizim yolsuzluk tarihimizde çok ilginç bir olaydır. Şaban Dişli olayında bir milletvekili bir imza atmış 1 milyon dolar karşılığında bunu yapacağım demiş. Burada çok büyük paralar var. Belediyenin mührüyle toplanıyor. Belediyenin makbuzuyla toplanıyor.Belediyeden bir kişi topluyor.İhbar geliyor. İhbar kapatılıyor. Çünkü suçlanan kişiyi müfettiş olarak tayin ediyorlar. Orada böyle bir şey yoktur diyorlar. Arkasından olay daha da büyüyor. Rüşveti toplayan gidip ifade veriyor bütün ayrıntıları anlatıyor. El defteri var. El defterini savcı görmüyor. Rüşvetin defteri görülmez mi? Böyle bir şey yok. Ama dosyada var. Arkasından savcı olayı hafifletmek için İçişleri bakanından izin istiyor. İçişleri Bakanı soruşturun diyor. Soruşturulup Valilik kapatıyor. Savcı da kapatıyor. Bakın buradaki özellik şu: Vilayet-savcılık-belediye üçgeni.

Siz belgeleri Başbakan’la paylaştınız. O da “Altında imza yok, belge değil” dedi. Belgeleri kamuoyuyla paylaşacak mısınız?

Savcılar paylaşacak. Hiç endişeniz olmasın. Bu olay üzerine çok fazla gitmememizin bir nedeni de, CHP sanki yolsuzluk dışında bir olayı gündeme getirmezmiş gibi bir algı yaratmak istemedik.

Haberin Devamı