Gazete Vatan Logo
Magazin 'Kendime bir nefes ısmarladım'

'Kendime bir nefes ısmarladım'

Sahne gösterilerinde, filmlerinde, yaptığı TV şovlarında tadımlık söylediği Türk sanat müziği eserleriyle herkesi kendine hayran bırakan Ata Demirer, ’Alaturka’ isimli albümünü çıkardı. Ve Ata, albümle ilgili merak edilenleri ilk kez Hafta Sonu dergisine anlattı...

'Kendime bir nefes ısmarladım'

Hem sinemacı hem aktör hem komedyen hem de alaturka söyleyen kaç kişi var Allah aşkına? Ata Demirer esprileri yüzünden sık sık kahkahalarla kesilen, bazen de insanı ters köşe yapan hızlı bir diyalog çıktı ortaya. Artık albümü alıp, onun verdiği şifrelere göre dinlemek de size kalmış...

“Konservatuvar hayatıma bir saygı olarak yaptım” demişsin...

Biraz öyle bir tarafı da var. Esasen, ağırıma giden bir şey vardı. Türk sanat müziğinin hiçbir zaman öldüğüne inanmadım. Mesela Yunanistan’a kadar gittiğimde onların klasik müziği rembetikosu var. Onlarda da Twitter, Instagram, rock barlar falan var ama çok enteresan, gençler önce ailesi veya sevgilisiyle rembetiko holl’e gidiyorlar. Sonra gençler gece yarısı kalkıp kulübe gidip, pop dinliyor. Tespih de çekiyor. Neden benim ülkemde gazinoya gitmek veya alaturka dinlemek demode olsun? Bu bizim temel tonlarımızdan biri. Neden üstünü başka bir fırça ile boyamaya kalkışalım? Zaten alaturka asla boyatmaz kendini. Bunlar çok büyük eserler. Ben müzikte çok tutucu değilim. İstemeyen dinlemez. Ama alaturkaya biraz fırsat verirsen, oradaki yoğunluk ve derinlik seni öyle bir çarpar ki, kıyaslama yapmaya başlarsın. Diğer türlerin da onun karşısında nasıl aciz olduğunu görürsün.

Haberin Devamı

Bizde alaturka, Cumhurbaşkanlığı makamı gibidir, eleştiren çok olur. Sen eleştirilmekten hiç korkmadın mı?

Yok, hiç öyle bir kaygım olmadı. Ben bu işin eğitimini aldım, orada öğrendiğim şeyler benim pusulam. Bir de ben çok iyi bir hoca ile; Taşkın Sabah’la çalıştım. Her zaman diyorum; tamam kendime ısmarladım ama “Ah, Ata keşke yapmasaydı” da denebilirdi.

‘Çocukluğumda lüks yaşadık biz; ufacık paralar büyük mutluluklar’

Böyle bir Bursalılık durumu da var sende. Bülent Ersoy, Müzeyyen Senar, Zeki Müren... Ne olacak biz Bursalılar’ın eğlence sektöründeki yeri?

Bilmiyorum, suyundan olsa gerek! Yeşil Bursa! Bursa çok Osmanlı bir yerdir. Edirne’den sonra tarihi en iyi temsil eden kentlerden biridir. Benim çocukluğumda her şey olması gerektiği gibi yaşanırdı. Lüks yaşadık biz. Doğal lüksümüz vardı. Ufacık paralar büyük mutluluklar kazandık. Hafta sonu gelince Uludağ’a pikniğe giderdik. Her yer yeşildir, pınarlardan sular akar, yazın Mudanya’da denize giderdik. Romantik bir yerdir Bursa. Oradan çok büyük sesler çıkmış. Gençleri etkiliyor olabilir ama tamamen psikolojik. Çünkü doğudan da İbrahim Tatlıses çıkmış!

Haberin Devamı

Konser var mı planlarının içinde?

Eylülde yapacağız. Ama kararsızdım. Ben komedyenim, çıkıp sahnede nasıl o kadar şarkıyı okuyayım? Ben iki şarkı arasında rahat duramam ki! Pat iki espri yaparım, şarkıların duygusu bozulur. Ben güzel şarkı söyleyebiliyorum ama kendimi en iyi mizahla ifade etmem gerekiyor. Sürekli konserler veren bir komedyen gibi, denge bozulur. Konsere çıkayım, alkışımı alayım arzum yok.

Sinema, mizah, müzik. Kıyasla desem...

Dünyada örnekleri var; Woody Allen, soyadını söyleyemediğim Barbra Streisand. Bak, paket gelir bu yetenekler. Aslında her şeyi besleyen sahne. Sahneyi besleyen müzik. Hepsi birbirine bağlı hayatımda.

“Allah’ım kaymak gibi söylüyorum!”

Haberin Devamı

16 tane şarkı içinden senin için özel bir hikayesi olan var mı?

‘Yaşamak Yalan Belki’. Hikayesi yok ama bir sinema filmi gibi ilham veriyor bana. Gözümün önüne resimler geliyor; Bursa, çocukluğum, Altıntaş, ilk aşk, Mudanya, lise... Bu şarkı sanki benim bağlı olduğum DNA ve köklerimi hissettiriyor. Ben bütün şarkıların güftesini bir sinema filmi gibi yorumladım zaten. Yalansa ‘yalan’ diye güçle vurgulamak lazım, sinemada olduğu gibi. Eski solistlerin Zeki Müren, Senar, büyüklüğü burada, söylediklerine böyle inanarak söylerler. Kendi sesini dinleyerek, “Allah’ım kaymak gibi söylüyorum” dersen olmaz! Besteci diyor ki, “Kalbe dolan o ilk bakış unutulmaz”, o zaman o ilk bakışı öyle hatırlayacaksın. Karşılıklı bir ıstırap senfonisi! Umarım küstahlık olarak algılanmaz. Ezbere okumamak lazım. “Çek git buradan” diyorsa, aynı güçle “Çek git!” diyeceksin. Şey de çok büyük enayilik; bir şeyi okurken veya oynarken samimi olmaya çalışılmaz. Esere gönüllü isen, ona empati yapıyorsan, kötü bir sonuç da çıksa samimidir. Ama takdire şayan; al, samimi davrandı işte.

Haberin Devamı

Bu albümün devamı gelecek mi?

Seyirci beni “Gerçekten iyi ki yapmışsın” duygusuna getirirse, her yıl farklı türlerde bir albüm yapabilirim. Hissetmek meselesi bu.