Gazete Vatan Logo

'İsthbaratı veren organ açıklanırsa hükümetin kimin oyuncağı olduğunu anlarız'

CHP Parti Meclisi, Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Kemal Kılıçdaroğlu açılış konuşmasında Şırnak’ın Uludere İlçesi’nde 34 kişinin öldüğü olaya değindi. Olayın talimatını hükümetin verdiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "İstihbaratı veren organ açıklanırsa hükümetin kimin oyuncağı olduğunu anlayacağız" dedi.

Son 50 günde Türkiye’de olağanüstü olaylar olduğunu ve bu olayların sıradan olaylarmış gibi toplumun önüne koyulmaya çalışıldığını söyleyen Kılıçdaroğlu,
"Bir demokratik ülke düşünün. O ülkenin Silahlı Kuvvetleri gidecek ve aldığı bir talimatla 34 yurttaşımızı öldürüp tekrar geri gelecek. Bu ülkede kimsenin sesi çıkmayacak. Başbakan hiç konuşmayacak. İnsan Hakları Komisyonu tarafından görüntüler izleniyor. Konu Talimatı kim verdi? Ne demek talimatı kim verdi. Çok açık. Bu tartışılır mı? Sınır ötesi operasyonlarını talimatını hükümet verir. Açın yasalara bakın. Yasalardan bu kadar habersiz olan bir anlayış olabilir mi? Hükümeti bundan nasıl kurtarırız? Bunun hesabı içindeler. Hükümet bu işin içindedir. Talimat vermiştir ve 34 yurttaşımızı da katletmiştir. İstihbaratı size kim verdi? Bu soru unutturulmak isteniyor. Çünkü MİT böyle bir istihbarat vermediğini söylüyor. Genelkurmay ise istihbaratın dışarıdan geldiğini söylüyor. Kim verdi size bu istihbaratı? Talimatı veren belli. İstihbaratı veren organ açıklanırsa hükümetin kimin oyuncağı olduğunu anlayacağız" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MİT
Kanunu’nda değişiklik yapan kanun teklifinin TBMM Genel Kurulu’nda kabul
edilmesine ilişkin, "Geçmişteki faili meçhul cinayetlerinin içinde kamu
görevlileri var mıydı, yok muydu? Onlarca kamu görevlisi, faili meçhul cinayetin
faili olarak ortalıkta hala geziyorlar. Bu ülkede tetik çekenin sırtını
sıvazlamadık mı biz? O zaman bu yasal yetki yoktu. Şimdi onun yetkisi de geldi"
dedi.

Kılıçdaroğlu, parti genel merkezinde toplanan CHP Parti Meclisi’nin (PM)
açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye’de gündeminin yoğun olduğunu belirterek,
"Keşke gündemin yoğunluğu insanların özgürlüğü üzerine olsa" ifadesini
kullandı.

Türkiye’de özgürlüklerin gittikçe sınırlandığını iddia eden Kılıçdaroğlu,
son 50 günde Türkiye’de olağanüstü olaylar yaşandığını söyledi. Bunların, "sanki
rutin olaylarmış" gibi kamuoyunun önüne sürüldüğünü ifade eden Kılıçdaroğlu,
Irak sınırındaki olaya değindi.

Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nun Uludere’de insansız hava araçların
çektiği görüntüleri izlediğini ve komisyonda "talimatı kimin verdiğinin
tartışıldığını" belirten Kılıçdaroğlu, talimatı hükümetin verebileceğinin
yasalarda çok açık olduğunu ifade etti.

Hükümetin yaşanan olayın sorumlusu olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Bizim
sorumuz açık; ’istihbaratı size kim verdi’ Bu soru unutturulmak isteniyor.
Talimatı veren belli, istihbaratı veren açıklanırsa, hükümetin kimin oyuncağı
olduğunu anlayacağız" dedi.

Hrant Dink cinayeti davasına da değinen Kılıçdaroğlu, cinayetin işlendiği
günün ertesinde, dönemin emniyet müdürünün "cinayetin örgüt bağlantısı
olmadığı" yönünde açıklama yaptığını, yıllar sonra mahkemenin de aynı şekilde
karar verdiğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, bu durumu içlerine sindiremediklerini
bildirdi.

Deniz Feneri e.v soruşturması hakkında da açıklamalarda bulunan
Kılıçdaroğlu, "Geldiğimiz noktaya bakın yüzyılın soygunu, yüzyılın beraatiyle
sonuçlanacak. Unutturulmak isteniyor. Savcılar hırsızların peşinde, Bakanlar
Kurulu da başta Başbakan, onlar da savcıların peşinde, nasıl bir anlayıştır bu"
dedi.

Malatya’da Grup Yorum’un biletlerini satan öğrencilerin "terör
suçlaması" ile karşı karşıya kaldıklarını öne süren Kılıçdaroğlu, "Ben bunu
Batılılara söylediğim zaman ’böyle bir şey olamaz’ diyorlar. Olmaz zaten,
Türkiye’de bizim olamaz dediğimiz olaylar oluyor zaten, sorun da ordan çıkıyor"
ifadelerini kullandı.

"Bütün bu gelişmeler olurken, sistemli bir şekilde saldırılan tek
kuruluşun ise CHP" olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, buna karşı tüm CHP’lilerin
dikkatli olması gerektiğini ve tarihi sorumlulukları bulunduğunu söyledi.

Üniversiteleri, yaşananlar karşısında ses çıkarmadıkları gerekçesiyle
eleştiren Kılıçdaroğlu, "Sesi çıkmayan üniversite mi olur, onlar üniversite
falan değil, onlar öğrencilerin ensesinde boza pişiren kuruluşlar, başlarında da
eğitim almış rektörler var, ne eğitimi almış? Boza pişirme eğitimi almış" diye
konuştu.

Başbakan’ın "CHP’li belediyeleri Alman Vakıflarından aldıkları paralarla
terör örgütüne kaynak aktarmakla" suçladığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bunu
çete kurma yetkisini kafasına koymuş bir adam söylüyor. Çıktık söyledik, ’şerefli
bir adamsan çıkarsın o belediyeleri söylersin’ Şerefli olduğunu kanıtlayamadı,
çünkü söyleyemedi. Özür dile diye gensoru verdik, açıklamadı kaçtı. Yalancılığını
bütün millete anlatmak, tüm CHP’lilerin boynunun borcudur. Yalan söyleyen, iftira
atan bir Başbakan olamaz" dedi.

MİT Kanunu’ndaki değişiklik

MİT Kanunu’nda değişiklik yapan kanun teklifinin, TBMM Genel Kurulu’nda
kabul edildiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, teklifteki, "Başbakan tarafından özel
bir görevi ifa etmek üzere görevlendirilenler" ifadesinin, "Belirli bir görevi
ifa etmek üzere kamu görevlileri arasından Başbakan tarafından görevlendirilen"
olarak değiştirildiğini hatırlattı.

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Biz sorduk, ’bu özel görevlendirdiğin adam Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşı mı, CIA ajanı mı kim bu adam? Memur mu, esnaf mı, yoksa tinerci mi’
sorduk bunu. Değiştirmişler, kamu görevlisi olacakmış. Şimdi size bir soru
sorayım değerli PM üyeleri, elinizi vicdanınıza koyup şu sorunun yanıtını verin,
geçmişteki faili meçhul cinayetlerin içinde kamu görevlileri var mıydı, yok
muydu? Onlarca kamu görevlisi, faili meçhul cinayetin faili olarak ortalıkta hala
geziyor. Bu ülkede tetik çekenin sırtını sıvazlamadık mı biz? O zaman bu yasal
yetki yoktu. Şimdi onun yetkisi de geldi. Bir Bakan çıkıyor, bu yasayı savunmak
üzere, ’Suça bulaşmadan örgüte sızmak mümkün değildir’ diyor. Yani ’devlet
illegaldir, devletin görevlileri illegal olayların içine gireceklerdir. Üstelik o
görevliler de devletin en hassas kurumlarında çalışan görevliler.’ Şimdi ben
merak ediyorum, Sayın Hakan Fidan suça mı bulaştı, örgüte suça bulaşarak mı
sızdı? Hayır. Sayın Fidan Başbakanlık müsteşar yardımcısıydı, sayın Başbakan
görev verdi, ’git Oslo’da görüş’ dedi. O zaman bu maddeyi niye getiriyorsunuz?

Başbakan’ın özel göreviyle bazı kamu görevlileri gidip belli suçlara
özgürce bulaşabilecekler. Nedir o suçlar? Suç işlemek için örgüt kurmak. Yani
Başbakan özel görevli arkadaşlara diyecek ki ’siz bir çete kurabilirsiniz, yasa
dışı bir örgüt kurabilirsiniz, meraklanmayın arkanızda ben varım’ Yasa böyle
diyor. ’Düşmanlarla iş birliği yapmak. Türkiye’nin çıkarları ne demek, size özel
görev verdim, düşmanla iş birliği yapabilirsiniz’, ’Düşman devlette maddi ve mali
yardım’, bunu da yapabilirsiniz, meraklanmayın, ben imza atmadan kimse sizin
hakkınızda soruşturma açamaz. ’Cumhurbaşkanına suikast ve fiili saldırı’ Olabilir
ya, sayın Erdoğan sayın Gül’e kızabilir, ’bir saldırın bakalım itibarsızlaştırın
şu adamı’ diyebilir. Böyle bir anlayış olabilir mi? Hangi devlette yaşıyoruz. 89
yıllık Cumhuriyet tarihinde biz bütün mücadelemizi demokrasi, insan hakları,
özgürlük bağlamında daha da geliştirelim diye götürdük. Mücadeleyi bunun için
verdik. 12 Eylül karabasanın da doğan çocuklarımızın adını ’Özgür’ koyduk.
Geldiğimiz noktaya bakın, 12 Eylül paşalarının yapamadığını Recep Tayyip Erdoğan
yapıyor. Birisinin apoletleri vardı, bunun yok."

Kılıçdaroğlu, Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk’un konuyla ilgili
Başbakan’a açık mektup gönderdiğini, tüm aydınlara da aynı görevin düştüğünü
söyledi.

Bu konuda tek konuşmayan kişinin Başbakan olduğunu savunan Kılıçdaroğlu,
"Çünkü ne olduğunu çok iyi biliyor. Ne yapmak istediğini de çok iyi biliyor.
Konuşursa nasıl çamlar devireceği de çıkacaktır ortaya. Ama susuyor" dedi.

Türkiye’nin dış politikada da önemli kayıplar yaşadığını öne süren
Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin bölgede arasının iyi olduğu tek ülke kalmadığını,
giderek itibarsızlaştığını iddia etti. Kılıçdaroğlu, Rusya ile imzalanan Güney
Akım Doğalgaz Boru Hattı anlaşmasını da eleştirdi.

Tüzük çalışmaları

Bugün PM’de ağırlıklı olarak parti tüzüğünü görüşeceklerini belirten
Kılıçdaroğlu, "Tüzük talebini hem PM üyelerimiz hem MYK üyelerimiz hem
kurultayda delegelerimiz istiyorlar, ’bir tüzük değişikliği yapalım’ Madem ki bu
ülkeye demokrasiyi getiren, çok partili hayatı getiren partiyiz, tüzüğümüzde
demokratik olmalı, bunu söyledik" dedi.

Zamanlama açısından bir sorun olduğunu ve tüzük kurultayını erkene
aldıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Tüzük değişikliğini görüşeceğiz,
arkadaşlarımızın görüşlerini alacağız, daha önce 81 ilden arkadaşlarımızı davet
ettik, Tüzük Komisyonu’nu oluşturduk, oradan çıkan ilk taslağı aldık PM’ye
sunuyoruz. Sizden aldığımız görüşler sonrasında biraz daha olgunlaştıracağız,
yarın da milletvekillerimizle görüşeceğiz, son şeklini verip kurultayımıza
götüreceğiz. Uzun yıllardır ilk kez bir partinin tüzüğü bu kadar çok katılımla
tartışılarak olgunlaştırılıyor" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, sözde Ermeni Soykırımını İnkar Yasası’na karşı lobi
faaliyetlerinde bulunmak üzere 23 Ocak’ta gittiği Fransa’da rahatsızlanan PM
üyesi Ekrem Kerem Oktay’ın toplantıya katılamadığını, ancak yoğun bakımdan
çıktığını bildirerek, geçmiş olsun dileklerini iletti.

Haberin Devamı