Gazete Vatan Logo

'İktidar olduğunu bilirsen bol keseden atamazsın'

'İktidar olduğunu bilirsen bol keseden atamazsın'

Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, "İktidar olmayacağını bilirsen bol keseden vermek kolay ama seçimden sonra da iktidar olduğunu bilirsen, o kadar bol keseden atamıyorsun. Söylersin ama ondan sonra yapamazsan vatandaş yakana yapışır" dedi.

Türkeş, TRT Haber'de katıldığı canlı yayın programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

AK Parti tabanının kendisini benimseyip benimsemediği sorusu üzerine, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde 8 yıldır görev aldığına işaret eden Türkeş, "Avrupa Konseyi'nde milli takım gibi çalışıyoruz. Türkiye'nin meseleleri tartışılırken herkes bir parti gibi hareket ediyor. Benim aslında memnum olduğum bir konu, yurtiçi ve yurtdışında gittiğimiz her yerde parti tabanı büyük bir sevgiyle ve muhabbetle karşıladı. Saha çalışmalarında ve toplantılarda tabanın da benimsediğini ve sevgi gösterdiğini görüp, memnun oldum" yanıtını verdi.

"AK Parti, Tuğrul Türkeş için ara durak mıdır? Yeniden yuvasına döner mi? Yeniden partisine döner mi?" sorusuna Türkeş, "Seçim Hükümeti'nde görev aldığımda onaylayan, destekleyen MHP'deki arkadaşlarımın da kafasında bu soru var. Şu bir gerçek ki bugün AK Parti'nin dışında gerçek anlamda siyaset yapılacak bir yapı yok. Bunun nihai bir karar olduğunu düşünüyorum. Gelen zaman içindeki çalışmalarım ve tavrım neticesinde insanlarda pekişir" cevabını verdi.

Haberin Devamı

Seçim Hükümeti'ndeki görevini kabul etmeden önce herhangi bir anlaşmanın içinde olmadığını yineleyen Başbakan Yardımcısı Türkeş, "Siyasette keskin çizgileri koymak çok zordur. Bundan 15 gün önce ben de AK Parti'li olacağımı bilmiyordum. 'Kişiyi nasıl bilirsin? kendim gibi' meselesi gibi, bizim eski mahalleden atış serbest, ağızlarına geleni söylüyorlar da onların bir ciddiyeti yok. Onlar herhalde 'Ben gitsem ne talep ederdim' diye düşünüp, öyle yapıyorlar yorumları" diye konuştu.

"MHP'nin bu kadar hukuksuz davranacağını düşünmedim" diyen Türkeş, "Ortada büyük bir hukuksuzluk var. Partiden böyle adam atılamaz, mümkün değil" dedi.

"Onlara hukuk da öğreteceğim"

Haberin Devamı

Gazetecilerle sohbeti esnasında, "Benim tapulu arazime başkalarına gecekondu kondurmam" ifadesinin sorulması üzerine Başbakan Yardımcısı Türkeş, şunları kaydetti:

"Hakkınızı muhafaza etmek her vatandaş açısından bir sorumluluktur. Oradaki bir şahıs ya da 3-5 kişi 'ben attım' diyerek sizin oradaki hakkınızı alamaz, almamalı. Bunun kavgasını yapıyordum. Ben istifa ederim, benim kişisel kararımdır. Nerede siyaset yapmak istediğime ben karar veririm. AK Parti'de siyaset yapmaya karar verdim, AK Parti'liyim, orada siyaset yaparım ama 'ben seni attım', sen beni atamazsın. Bunun Siyasi Partiler Kanunu, partinin tüzüğü var, bunların usulüne uygun davranman lazım.

Ben oradan atılmış adam şeklinde bulunmak istemiyorum, onun için bu iş temizlenecek. Orada yanlış yapanlar eğer yargılanmaları gerekiyorsa yargı önüne çıkacaklar. 'Ben avukatım' diyen adam hukuku çiğneyerek bana tebligat yapıyorsa, bunun aleyhinde benim her türlü hakkım saklıdır. Benim orayla, oranın tabanıyla hukukum, bağım ortadan kalkmaz. Ben 2011'deki kongrede 'Babamın partisi' dedim."

Haberin Devamı

TBMM Başkanvekili ve MHP Trabzon Milletvekili Koray Aydın'ın bir programda, "Giderken bilerek ya da bilmeyerek partiye bir iyilik yaptı, çünkü parti kenetlendi. Kendisine teşekkür borçluyuz" yorumunun hatırlatılması üzerine Türkeş, "Sağolsunlar, onlara hukuk da öğreteceğim, çok konuda bana teşekkür edecekler. Bir atasözü var 'Merdi kıpti şecaat arz ederken sirkatin söylermiş' merak edenler bugünkü Türkçesine baksınlar" dedi.

Suriye konusunda sıcak bir dönemden geçildiği ifade edilerek, "Rusya'nın DAEŞ hedeflerini vurduğu sırada yaşanan hava sahası ihlalleri tesadüfen mi yaşandı? Altında başka bir şey aramak gerekir mi?" sorusuna Türkeş, "Başka bir şey aransa da hiç yersiz olmaz. Rusya'nın uçaklarını bölgeye indirdikten sonra yaptığı harekata baktığınızda DAEŞ hedeflerine sortisi toplam sortinin yüzde 10'u değil. Başka yerleri de vuruyor" cevabını verdi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında dün gece Çankaya Köşkü'nde düzenlenen güvenlik zirvesine katıldığını hatırlatan Başbakan Yardımcısı Türkeş, şunları belirtti:

Haberin Devamı

"Daha önce Suriye 2 uçağımızı düşürdükten sonra angajman kurallarının değiştirildiği kamuoyuyla paylaşılmıştı. Ufak tefek sınır ihlalleri tolere ediliyordu ama yeni şartlarda angajman kuralları değişti. Yanlışlıkla ya da bilerek yapılan ihlallerde mukabele edildi. Sadece Suriye için geçerli değil, son sınır ihlali ve tacize baktığımızda da bir Rus uçağı NATO hava sahasına giriyor, 2-3 dakika uçuyor. Ondan sonra yaptıkları açıklamalar, NATO'yu da Türkiye'yi de tatmin etmiyor. 2 Rus uçağı ve 1 MİG-29 uçağının kime ait olduğu tartışılıyor, pilotu necidir bilinmiyor. Bunlarla ilgili de Türkiye'ye doyurucu bilgi verilmiyor. Türkiye de sınırlarını nasıl korumaya çalışıyorsa aynı şekilde hava sahamızı da koruyacağız."

Rusya'nın yaptığı açıklamalarla NATO ile atıştığını vurgulayan Türkeş, "Türkiye yapılması ve söylenmesi gerekenlerini yapıyor. Dün akşam yapılan açıklamada angajman kuralları herkes için geçerlidir. Türkiye kara ve denizdeki sınırlarını koruduğu gibi hava sahasını da korumaya kararlıdır. Bir kere 'yanlış yaptım' dedin, bir daha 'yanlış yaptım' dedin, üçüncüde bunun yanlış olmadığını anlarız ve bunun neticesi görülür. Bugünküne dikkat edin tam NATO toplantısı arifesinde yapılmış bir harekettir. NATO bir şey söylüyor onlar da diyorlar ki 'Bu doğru değildir. NATO, bir adayı bahane ederek bize yüklenmeye çalışıyor. NATO'yu baskılamaya çalışıyorlar" diye konuştu.

"İktidar olmayacağını bilirsen bol keseden vermek kolay"

"Kuzey Suriye meselesinde Türkiye'nin pozisyonunu koruması nasıl mümkün olacak?" sorusunu yanıtlayan Türkeş, Suriye meselesinin perde arkasındaki aktörlerin birer ikişer ortaya çıkmaya başladığını söyledi.

Batının bu konuda kararlılığını ve tavrını netleştirmesi gerektiğini belirten Türkeş, "Buradaki mesele, şahsi görüşüm, buradaki aksayan mesele Türkiye değil. Türkiye, bütün unsurları ile yapılması gerekeni biliyor, takip ediyor ve yapılması gereken de yapılacak ama biz NATO ülkesiyiz, NATO'ya söylüyoruz, NATO'da çok çeviriyorlar" dedi.

"7 Haziran'dan bugüne baktığınızda seçmen beklentilerinde değişenler ne?" sorusu üzerine Türkeş, seçmenin "Muhalefetin bol keseden verdiğini siz niye vadetmiyorsunuz?" diye sorduğunu aktardı. Türkeş, "İktidar olmayacağını bilirsen bol keseden vermek kolay ama seçimden sonra da iktidar olduğunu bilirsen o kadar bol keseden atamıyorsun. Söylersin ama ondan sonra yapamazsan vatandaş yakana yapışır" ifadesini kullandı.

AK Parti'nin seçim beyannamesinin açıklandığı gün yemekte eski bakanlar Hayati Yazıcı, Binali Yıldırım ve Ali Babacan ile aynı masada oturduğunu anlatan Türkeş, Yazıcı'nın Babacan'a, "Bu kadar lafı ediyorsunuz, bunun kaynağını hazırladınız mı?" diye sorduğunu aktardı. Babacan'ın "Hazırladık" demesi üzerine Yazıcı'nın "Nereden bulacaksınız?" diye sorduğunu söyleyen Türkeş, Yıldırım'ın da "Bunu bir ya da iki defalık vermek bir şey değil. Bunu sürdürülebilir kılacak mısınız?" diye sorduğunu belirtti.

Türkeş, şöyle devam etti:

"Sayın Babacan, bunların hepsinin kaynağının nereden, 16,5 milyar ek yükün nereden kaynaklanacağını, nasıl kaynaklanacağını ve nasıl sürdürülebilir olduğunu anlattı. Öğlen yemeği sırasında bunu konuştuk, bunu tartıştık. Ben de açıkçası çok bilgilendim. İkna oldum ama daha mühimi, uzun süre bakanlık yapan 2 şahıs, masada başkaları da vardı ama özellikle onların ismini söylüyorum, 'İyi oldu, iyi bir şey söylendi' değil, parti açısından kaygı duyarak, 'Bunları söyledik de 16,5 milyarı nereden buluyorsun, buldun mu bakalım' diye direkt Sayın Babacan'a sordular. Sayın Babacan da yaptıkları çalışmaları, bu kaynakların nereden karşılanacağını, bugüne kadar ne kadarının karşılanmış olduğunu, ne kadarının da bütçe içinde karşılanabileceğini anlattı."

Muhalefetteyken "Asgari ücret 2 bin lira olacak" demenin kolay olduğunu anlatan Türkeş, "Nasıl olsa iktidara gelmeyeceksin, iktidara gelmeyeceksen de söylersin bunları ama 1 Kasım'dan sonra iktidar olacağını bilen parti yutkunarak konuşmak zorunda" dedi.

CHP'nin yeni seçim beyannamesinde çiftçilere vereceğini vadettiği mazotun fiyatını 30 kuruş artırarak 1,80 liraya çıkarttığına işaret eden Türkeş, "Muhalefetteyken mazota zam yapan tek parti, CHP. Zam yaptı ama halbuki bu arada mazotun dünya fiyatı düştü. Çok şekerler. Zaten iktidar olmayacaksın, ne olacak? Söyledin, bırak öyle. Muhalefetteyken mazota zam yapan tek partidir CHP" değerlendirmesinde bulundu.

"Vicdan sahibi insana yakışmayacak bir şey"

Şırnak'ta bir zırhlı aracın arkasına bağlanarak sürüklenen teröristin fotoğrafıyla ilgili soru üzerine Türkeş, "Yapan ile ilgili soruşturma başlatıldı. Orada iki yönlü konu araştırılıyor. Hiç kabul edilir bir şey değil. Müslüman'a yakışmaz bir kere. Vicdan sahibi insana yakışmayacak bir şey. Hiç hoş karşılanacak bir tarafı yok. İnsanlıkla da alakası yok" ifadelerini kullandı.

TSK mensuplarının ölü olarak ele geçirdiği teröristleri olduğu yerde bırakmadığını, otopsinin ve kimlik tespitinin ardından cenazelerin ailelerine teslim edildiğini anlatan Türkeş, şunları kaydetti:
"TSK, bütün bu hassasiyeti gösterirken bir tane kendini bilmez böyle bir şey yapıp, bunu da çekip internete koyduğunda siz o zaman 'Acaba bunda bir kasıt mı var?' diye düşünüyorsunuz. İnternetteki görüntüler öyle, yapanın çektiği, aracın içinden görüntüler var internette. Yazılı basında çıkan sadece dışarıdan birinin cep telefonu ile çekimi ama internete konulan da aracın içinden. O zaman bunu yapanlar, yaptıranlar, Türkiye'yi karalamak için mi bunu yaptı? Bu, bir tarafı. İki, ne olursa olsun onu yapan insanın yargıya gitmesi lazım. Güvenlik mensubuysa da devletten maaş alıyorsa da meslekten ihraç edilene kadar devlet gerekeni yapacaktır. Hukuk işler orada. Orada onu hiçbir şekilde kabul etmek, hoş görmek söz konusu değil. Hiç kimse de hoş görmez."
TSK mensuplarının terörist cenazelerini çatışma yerinde bırakmayarak ve ailelerine teslim ettiğini yineleyen Türkeş, "Yüzlerce böyle örnek var. Şimdi Türkiye Cumhuriyeti devleti, yüzlerce bu uygulamayı yaparken bir tane kendini bilmez çıkıyor ve ülkeyi sadece size, bana karşı değil, bütün dünyaya karşı Türkiye'yi çirkin gösteren bir girişimde bulunuyor. Bunu basit öfke ile izah edemeyiz. Bunun altını çok yönlü araştıracağız" diye konuştu.
YSK'nın sandık kararı
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, YSK'nın "sandıkların taşınamayacağı" yönünde karar verdiği hatırlatılarak, bu konuda ne düşündüğü ve seçim güvenliği konusunda bir endişesi olup olmadığı yönündeki soruya, "Yok" yanıtını verdi.
Türkeş, Türkiye'de 56 milyona yakın seçmen bulunduğunu ve bunun ortalama yüzde 80-90'ının sandığa gittiğini belirterek, 40 milyonun üzerinde insanın oy kullanacağını anımsattı. Türkeş, sandık güvenliği tartışmalarının olduğu illerdeki seçmenin, oy kullanacakların yüzde 1'ini bile teşkil etmediğini bildirdi.
Bir oy bile olsa bunun kıymetli olduğunun ve dikkate almak gerektiğinin altını çizen Türkeş, Türkiye'de sandık taşınır, taşınmaz tartışmasının yapıldığı yerde, "Türkiye'de sanki seçim yapılamaz" gibi bir yaygara oluşturduğunu söyledi.
Türkeş şöyle konuştu:
"Terör örgütü ve onun uzantıları, orada oy veren vatandaşları, tehditle kendi iradeleri doğrultusunda oyunu kullanmaya zorluyor. Tartışma bu. Bunu anlamayan başka siyasi partiler, HDP değil, onun dışındaki olan da 'vay efendim insanlar yerinde oy kullansın' diye bağırıyor. Arkadaş, sana hiç yaramayacağı kesin de gerçi onların genel başkan yardımcısı da bütün ailece HDP'ye oy verdiğini söylemişti. Oradaki vatandaşın iradesi sandığa yansımayacak, bizim kaygımız orada.
Özgürce, iradesiyle oy kullanabilir miyi temin etmek için önerildi. Yüksek Seçim Kurulu uygun bulmadı. Şimdi güvenlik güçleri o bölgede güvenliği sağlayıp, o bölgede seçim yapmaya gayret edecekler."
Türkeş, "Seçimden nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?" sorusuna karşılık, "Saygıdeğer eski genel başkanım, bir daha seçimden bir tek parti iktidarının çıkmaması halinde bu defa, koalisyona var olduğunu seçim beyannamesini açıklarken ilan etmiş" dedi.
"Adama sorarlar, 'Türkiye niye seçime gidiyor?' Türkiye seçim yenilemeye gidiyor, bunun faturasını sen ödeyecek misin?" diyen Türkeş, devletin sırtına verilen yükün yanı sıra vatandaşın da bezdiğini söyledi.
Türkeş, 20 ayda Türkiye'nin dördüncü kez sandığa gittiğini dile getirerek, "Bugünkü seçimin müsebbibi, seçimin sonunda aynı netice olursa 'ben koalisyona gireceğim' diyor" diye konuştu.
Bu tavrın MHP'ye bir maliyetinin olup olmayacağının sorulması üzerine Türkeş, "Seçmenin bunu sorması lazım" karşılığını verdi.
Türkeş, "AK Parti'nin tek başına iktidar olabileceğini düşünüyor musunuz?" şeklindeki soruya, "Tabii" yanıtını verdi.
Vatandaşın 13 yıllık bir AK Parti döneminden sonra birazcık daha bir yönetişim arzu ederek denkleme bir dördüncüyü sokma gayretine girdiğini dile getiren Türkeş, "Bunu MHP yıkamaz, CHP'de yıkamaz, bu dördüncüyü denkleme soktuğumuzda o zaman seçim sisteminin aritmetiği AK Parti'yi tek başına iktidardan aşağı alır diye. Alakası olmayan adamlar terör örgütünün siyasi partisine oy verdiler" dedi.
HDP'nin oyları
Bunun üzerine, "1 Kasım'da vermeyecekler mi?" şeklindeki soruya Türkeş, "Hayır canım. Figen Yüksekdağ 'ben sırtımı PKK'ya dayıyorum, Kandil'e dayıyorum' dedikten sonra, deli olması lazım İzmir'deki beyaz Türkün bu HDP'ye oy vermesi için" yanıtını verdi.
Türkeş, "Ben, insanların artık bunun terör örgütünün siyasi kanadı olduğunu çok net gördüğünü, anladığını, bu sefer buna göre, bilinçli oy kullanacağını düşünüyorum" diye konuştu.
Türkeş, diğer partileri destekleyenlerin "bu olmazsa öbürleri gelir, öbürleri yönetir" dediğini ifade ederek, 3 aylık sürenin "öbürlerinin" yönetmek istemediğini gösterdiğini söyledi. Türkeş, bunun da HDP'nin durumundan sonra seçimlerde belirleyici ikinci bir unsur olacağını belirtti.
Türkeş, seçim kampanyası sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan üzerinden siyaset yapılıp yapılmayacağına yönelik soruya karşılık, "Onlar seviyorlar o işi yapmayı" dedi.
Türkeş, şunları kaydetti:
"Muhalefet, Sayın Cumhurbaşkanı'nın, Recep Tayyip Erdoğan'ın seçilmesini temin etmiştir. Nokta... Ondan sonra da kalkıp öyle böyle falan, yok yani... Gidip Ekmeleddin İhsanoğlu'nu bulup çıkartırsan yüzde 52 ile birinci turda Recep Tayyip Erdoğan gelir oturur. Bunda yüzde 52 ile oy veren kadar Milliyetçi Hareket Partisi de sorumludur, Cumhuriyet Halk Partisi de sorumludur."