‘Hocacı-Reisçi yok, emanetçi değilim’

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Show TV canlı yayınında zaman zaman gündeme gelen ‘Reisçi-Hocacı’ iddiasıyla ilgili soruya, “Ben Hocacı-Reisçi yok diyorum. Bütün AK Parti benim ekibim. Ekipçilik yapmak, partiyi fraksiyonlara böler” dedi. Davutoğlu, yönlendirilmesinin de söz konusu olamayacağını belirterek, “Sayın Cumhurbaşkanı, benim devlet yönetiminde yönlendirilen bir siyaset adamı olmadığımı, olamayacağımı da çok iyi bilir, en iyi bilen kişidir. Böyle bir şey de zaten teklif etmez. Beni tanıyanlar nasıl böyle şeyleri bana yakıştırır diye çoğu zaman sitem de ediyorum” diye konuştu. Davutoğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:

‘Öze dönüş’ listesi mi?

Bir parti kendini yenileyemezse, çürümeye başlar. Ama kendini yenilerken de kökünden kopmaması gerekir. 3 dönemliklerin dinlenmeye alınması söz konusuydu. Ama 7 Haziran seçimleri bize kurucu değerlerimizle yenilenme arasındaki dengeyi sağlama imkanı verdi. Şartlar değişmişse yeni politikalarla o şartlara ayak uydurmak gerekir. Yeni ve taze unsurlarla da bunun sağlanması lazım. Biz de tam olarak bunu yaptık.

Kampanya nasıl olacak?

3 ay içinde bütün bu yeni adımların ve iç muhasebe uygulamalarını hemen fark edebilmek çok zor. Vatandaş bize destek verdi. Yüzde 41 oy az değil. Bizim şimdi hedefimiz tekrar yüzde 50’ye doğru yükselebilir miyiz? Bugün de adaylara uyarılarımı yaptım. İl bazında anketlerle tek tek bütün illeri ele aldık ve değerlendirdik. Bu adımları ona göre attık. Tutumlarımızda, üslubumuzda, vizyonumuzda bir tazelenme ve canlanma hissedilecek kampanyamızda.

Babacan nasıl kabul etti?

3 dönemlik arkadaşların hepsi büyük hizmetler vermiş kıymetli arakadaşlarımızdır. Ben 3 dönemi dolan arkadaşların tekrar müracaat etmesini bile gereksiz bulduğumu söyledim. Mesela Cemil Çiçek müracaat etmedi. Sayın Bülent Arınç Meclis dışında kalmak istediğini açıkça ifade ettiği için bu durum oluştu. Sayın Ali Babacan’ın böyle bir açıklaması olmadı. Ama ben Sayın Babacan’a ihtiyacımız olduğunu, büyük katkılar verebileceğini ilettince teklifimi kabul etti.

‘HDP’yi baraj altında bırakın’

Biz barajı kalkan olarak görmedik, görmeyiz. CHP ile yaptığımız görüşmelerde anlaştığımız konulardan biri de barajı indirmekti. Ben HDP’nin yanlış politikalardan bahsettiğimde, kitle HDP’nin Meclis’ten çıkarılmasına yönelik slogan attı. Ben de ‘Bu bizim işimiz değil, sizin işiniz’ demek istedim ve ‘Onları baraj altında bırakın’ dedim.

HDP’li vekiller Cudi’de işi ne?

Karayılan’ın telsiz konuşmasına yansıdı... Doğru, bildiğimizi bilmedikleri yerleri de vurduk. Baskıyla oy alıp demokratik görünecekler, diğer yandan silahla hareket edecekler. Bu olmaz. HDP’li vekiller Cudi Dağı’nda ne arıyor, kime canlı kalkan oluyorlar? Kalkan olmaya gittikleri katiller, Silvan’da 12 yaşındaki Fırat’ı katleden kimseler. HDP iki yolun önünde. Ya barış içinde bütün terörü lanetleyerek, silahları bırakın diyecek ya da Cudi Dağı’na yürüyecek.