Gazete Vatan Logo
Magazin 'Hayatın şatafatlısını sevgilinin sadesini seviyorum'

'Hayatın şatafatlısını sevgilinin sadesini seviyorum'

Kendine özgü stili, farklı duruşu ve açık sözlülüğüyle her dönem hayatımızda özel bir yeri olan Seren Serengil, modadan aşka, şarkıcılıktan yeni televizyon projesine kadar yine çok ses getirecek açıklamalarını Hafta Sonu’na yaptı.

'Hayatın şatafatlısını sevgilinin sadesini seviyorum'

Aradan aylar geçse de unutulmayan, deyim yerindeyse saçını boyatsa gündem olan bir kadın o... Geçtiğimiz sezon ekranda sabah kuşağında en çok izlenen magazin programlarından birine imzasını atan ve hayranlarının sayısını daha da artıran Seren Serengil, 2015’e yine her zaman olduğu gibi iddialı giriyor...

2014 senin için nasıl bir yıldı?

2014 benim için verimli ve güzel bir yıldı. Kendimi işime verdim. İki sezon da aynı kanalda yaptığımız program tuttu, onun keyfi vardı. Ben kendimi yeniledim; bedenen, ruhen değişim süreci geçirdim. Yeni arkadaşlar, yeni çevre ve işe konsantre bir yıldı. Reklam filmleri, program tanıtımları derken bol işli ama aşksız bir yıldı. Ama bu da bana yaradı galiba...

Her zaman hayatımızda olan, pek çok insanın sevgisini kazanan, her dönem farklı performanslar ve işlerle karşımıza çıkan ve doğduğu günden beri attığı her adım ilgiyle izlenen birisin. Seren Serengil’in sırrı ne?

Her daim bir şey yapmak, gündemde olmak, televizyonda, magazin programlarında olmak önemli değildir. Arada bir şey yaparsın, kaçarsın, beklersin, sonra bir daha iyi bir şey... Ama asla gündemde kalayım diye sana gelen her teklife atlamazsın, kaliteni ve markanı korursun. Benim yaptığım tamamen bu. Yani bir yıl bir şey yapmazsam unutulurum kaygısıyla bana gelen her teklifi kabul etmedim. Böylelikle kalitemi, adımı ve markamı korudum, kendimi tükettirmedim; hep moda oldum, hep gündemde kaldım.

Haberin Devamı

İki sezon boyunca devam eden ve başarılı giden bir TV programın vardı. Neden sezon ortasında bitirme kararı aldın? Ayrıca neden öncesinde Funda Özkalyoncu gitti ve yerine Sema Çelebi geldi?

Özellikle ilk sezon Sema Denker, Funda Özkalyoncu ve ben çok iyi sinerji yakalamıştık. Hepimizin programı ayrı ayrı sırtlayan bir duruşu vardı. Sema Denker gazeteci kimliğinden ötürü bilirkişiydi; kişileri ve geçmiş magazin olaylarını ona soruyorduk. Funda entelektüel, yaşamış, görmüş, konuşmayı çok iyi bilen bir kadındı. Espriler havada çarpışıyor, üstelik havada kalmıyordu; iyi pas atıp, iyi alıyorduk. Ben de tespitlerim, doğrucu, dobra kişiliğim, olaylara duygusal yaklaşımım ve evinizin Seren’i olmam nedeniyle programda var olunca, kendi saatimizin en fazla seyredilen programı olduk. Fakat profesyonel hayat... Funda Özkalyoncu TV8’e geçti; o koltuk boşalınca ben Sema Çelebi’yi istedim; sivri dilli, kavgacı üslubu olan birini istiyorduk çünkü. Kendisini bizzat aradım, kanala da uzun süre kabul ettirme süreci sonrası kabul ettirdim.

Haberin Devamı

Kimi insanlar Sema Çelebi’nin gelmesine sosyal medyada çok tepki gösterdiler Ekibe dahil olduktan bir buçuk ay sonra da program bitti, değil mi?

Bir program ilk nerede ve nasıl tutuyorsa onu istiyor insanlar. Bu Sema Denker veya ben de gitseydim aynı olurdu. Biz bir bütün olarak iyiydik, aynı sinerjiyi yakalayamadık. Zaten bu yüzden de bitirme kararı en doğrusuydu.

Ekranda olmayı seviyor musun, yaptığın işte iddialı mısın?

Kim, ne derse desin çok başarılı bir program yaptık. Maalesef tamamen benim isteğimle bitirmek zorunda kaldık. Çünkü bu sezon, bir önceki sezon kadar mutlu değildik; ne Sema Denker, ne ben... O yüzden noktaladık. Yeni teklifler var tabii. Televizyon sektöründe 16 yılım var ve olduğum her proje de tutmuştur çünkü kalitesiz bir şey yapmam. İlla ekranda görünmek için her projeye atlamam. Sadece; evlilik programını sabahın 9’unda yapmıştım, o saat itibarıyla olmamıştı. Kimse o saatte uyanmıyordu ki, gelip evlensin (gülüyor). Onun dışında olduğum her projeden yüzümün akıyla çıkmışımdır.

Haberin Devamı

BENİ ÜZMEYENİN SIRTI ASLA YERE GELMEZ!

Yeni dönemde seni yeniden ekranda göreceğiz yani...

Evet. Bir kanal aynı programı yapmamı istiyor. Aynı üçlü; Sema, Funda, ben... Bir başka kanal ‘Bu Tarz Benim’in jürisinde olmamı istiyor. Bir tane yapım şirketi de gündüz kuşağında kadın programı... Yeni sezonda bu üç projeden birinde olacağım, henüz karar vermedim. Ocak ayının ilk haftasında netleşir.

Ekran tamam ama uzun zamandır albüm yapmıyorsun, neden? Var mı yakın zamanda bir proje?

Yeni yılda iki single çıkacak; biri yolda zaten, şubat sonuna yetiştireceğiz. İkincisi yaz başı... Çok heyecanlıyım, çok özledim şarkı söylemeyi. Televizyona ağırlık verince ikinci planda kaldı, üvey evlat muamelesi gördü. Ama “Bunu yapma!” diye çok eleştiri aldım.

Haberin Devamı

Bazı insanlar senin kendini Angelina Jolie gibi gördüğünü söylüyor. Gerçekten kendini Angelina sanıyor musun?

Ben Angelina Jolie değilim ama onlar da Seren Serengil değiller. O nedenle çoklu sunucunun olduğu programlarda, hele bunlar da kadınsa, hemen kendini diğerleriyle kıyas başlıyor maalesef ve kendini diğeriyle eşit görüyor. Mesela Maksim Gazinosu’nda İbrahim Tatlıses ile uzun yıllar çalıştık. Kulisim onunkinden büyük ve güzeldi. Adım onun adının üstünde yer alıyordu çünkü solisttim. Bir gün bile Tatlıses “Ben İbrahim Tatlıses’im! 25 yaşındaki bir kızın adı, nasıl benden üstte yazar?” demedi, “Nasıl o kuliste ben olmam?” demedi. Sahneden geç inerdi bazen, “Solistim geç kaldım, kusura bakma” derdi. Kendini, yerini bilen insan, gerçekten bir yerde olan insan bu tip şeyleri önemsemez, kompleks yapmaz. Tabii ki çalıştığım televizyondan veya sahne aldığım yerden bazı isteklerim olacak. Tabii ki benimle çalışmanın da bazı şartları var. Bunları kanal kabul ederse imza atıyorum. Karşılıklı şartlarımızı kabul ettiysek, başkalarının bu konu hakkında konuşma haddi olduğunu sanmıyorum.

Seni tanıyanlar, bilenler vefalı ve dobra, dost canlısı bir insan olduğunu söylerler. Bu iyi taraflarının karşılık bulduğuna inanıyor musun? Çok dostun var mıdır, kimlere güvenirsin?

Bu soruyu neden sorduğunun farkındayım, sen bile dolmuşsun bana yapılanlardan (gülüyoruz)... Dostlarım var, sevdiklerim var... Ha, yaptığım iyilikler, verdiğim destekler hayatıma dönemsel aldığım ve maalesef çıkartmak zorunda kaldığım insanlar oldu... Benim dostluğum değerlidir; katkı, destek, kalkındırma, yardım etme her şeyi içinde barındırır. Beni üzmeyenin sırtı asla yere gelmez!

Peki sence en kötü tarafların, sevmediğin yönlerin neler?

En sevmediğim yönüm; çabuk inanırım ama zor da affederim. Sonra kendi kendime kızarım “Ya hemen inanma ya da zor affetme, değil mi?” derim. Bu denklemi kuramadım gitti!

Üzüntünü nasıl yaşarsın?

Tamamen tek başıma kalarak... Evime kapanırım, kimseye uzun uzun anlatmayı sevmem. Her yasın bende bitme süreci vardır. Ayrılığın veya kaybedişin ardından yasımı sonuna kadar tutarım; bir başka kişiyle veya olayla pansuman yapmam. Kuvvetli bir kişiliktir Sero (gülüyor).