Gazete Vatan Logo
Magazin ‘Güzel ülkemden gidiyorum!’

‘Güzel ülkemden gidiyorum!’

Haluk Levent, cezaevinden çıktıktan sonra magazin müdürümüz Gülşen Yüksel’e konuştu

Tefecilere olan borcu yüzünden sürekli başı derde giren ünlü rockçı Haluk Levent’ten çarpıcı açıklama: “1 milyon dolar borcum vardı, katlana katlana 9.5 milyon dolara çıktı. Bugüne kadar 4,5 milyon dolar ödedim. Rahat bıraksalar kalan parayı 2 yılda öderim.”

Haluk Levent, tam bir tefeci kurbanı. Yaptığı bir hatanın bedelini yıllardır ödeye ödeye bitiremedi! Cezaevine düştü, kimselere kendini anlatamadı.. Her defasında en büyük suçlu Haluk Levent’ti.. Yaşadıklarına isyan eden ünlü sanatçı VATAN’ın sorularına içtenlikle yanıt verdi:

Tefecilere olan borçların yüzünden cezaevine girdin. Toplam borcun ne kadar?

2000 yılında tefecilerden borçlarımı ödemek için 1 milyon dolar aldım. Faizler kar topu gibi yuvarlandı. Biri tefeciden alıp diğerini, diğerinden alıp öbürünü kapatır hale geldim. 1 milyon dolar bir anda 9,5 milyon dolar oldu. Aslına bakarsanız bu işin bütün sorumluluğu bana aittir. Bu hatayı ben yaptım. Haluk Levent olarak bu camiaya borçla girmiştim. Banka borçlarından kurtulmak için tefecilere koştum.

1 milyon dolar nasıl 9,5 milyon dolar oldu?

O dönemlerde Türkiye’de iki tane devülasyon yaşandı, dolar fırladı 3 katına çıktı. 10 yılda 4,5 milyon dolar ödedim ve 5 milyon dolar borcum kaldı. Alacaklılara söyledim beni rahat bırakın size borcumu öderim dedim. Borçlu olduğum 30 kişi var. Bir ayda 7,8 konser verip 150-200 bin alacaktım ama adamlar hepsini bana ver diyor. Aslında 2 yılda 5 milyon dolar kazanacak adamım ama rahat vermiyorlar.

Tefeciler dava açarken seni ne şekilde suçluyorlar?

Biri diyorki benden ev satın aldı parasını ödemedi. Halbuki ne benim ne de ailemden birinin üstüme 20 yıldır tek bir ev bile yok. Kimisi de “Benden 200 bin dolarlık pimapen aldı ama parasını ödemiyor’ diyor. O kadar pimapen’i ne yapacağım?. Bir tanesi de diyor ki “Antalya’da benden araba aldı, bindi gitti, parasını vermedi”. Ya ben araba kullanamam ki, ehliyetim bile yok. Bu tefecilerin verdiği ifadeler arasında en ilginci ise şuydu: “Haluk Levent sanatçıdır, alemlere esrar içip akar, benden aldığı parayı da alemlere akıttı.” Halbuki sigara bile içmem.

Kaç tefeciye borcun var?

30 tefeciye borcum var. Bunlar arasından en fazla 4 tanesi masumdur, geri kalanı değil. Bazılarının anası gitmiş danası kalmış ama hala da para istiyor. Tuhaf durumlar yaşıyorum. Mesala bir tanesi “evet sen benden 100 bin aldın ama ben o 100 binle bir yerden hisse senedi alacaktım şimdi o hisse senedi 600 bin oldu, bari bana 350 bin ver” diyor. Ben de sürekli vermişim. Ama ben de masum bir adam değilim. Tefecilere bulaşarak sevenlerime ihanet ettim, bencilce davrandım.

İlk ne zaman ‘Bir batağın içindeyim ve kurtulmam zor’ dedin?

3 yıl önce. Borçlarımla ilgili çok haber yapılınca yaşamak için Almanya’ya yerleştim ama haberlerin ardı arkası kesilmedi ve döndüm. Tefecilerden kendimi kurtarmak için market satın aldım. Ancak marketin Muratpaşa belediyesinde yıkım kararı varmış. Hem verdiğim 250 bin liramı kurtaramadım, hem de marketi satan adam dava açıp, mağdur rolü oynadı.

Artık ne yapmayı düşünüyorsun?

Haluk Levent olarak bu paraları ödeyecek güçte bir adamım. Fakat şimdi konserleri vermeye kalksam yine konser alanına polisler gelip beni gözaltına almak isteyecek, hacizler gelecek, yine sıkıntılar olacak. Ben bu ülkeden gitmek istiyorum. Sadece süren davalarım için gidip geleceğim.

Gerçekten mi?

Bu ülkede artık şarkı söylemek, konser vermek istemiyorum. Gerçekten gitmek istiyorum. Fakat firmamla anlaşmam olduğundan mecbur albüm yapacağım. Artık kararım kesin, yurtdışında konserler vereceğim. Bu ülkede yaşarken basının yanlış istihbaratının kurbanı oluyorum. Gitmemin diğer sebebi de artık bu ülkede yaşama güvencem kalmadı. Her konser sonrası haciz geliyor. Mesela Çanakkale’nin Çan ilçesinde şehit polis ailelerine yardım gecesinde sahne aldım. Bir baktım konser alanında çevik kuvvet var. ‘Ne güzel beni korumaya gelmişler’ diye düşünürken Ankara’da süren bir dava için imza atmam gerekiyormuş onun için beni alıp gözaltında tuttular.

Son olarak da Ataşehir’de gözaltına alındın?

Açılan davalar yüzünden Şişli savcılığına iki günde bir düzenli gidiyorum. Toplam 14 tane davam var bunlardan 7 tanesini kazandım. Konserde beni gözaltına almasınlar diye savcılığına gider benim hakkımda dava, bir şey var mı diye sorarım. O gün de gittim ‘hiç birşey yok’ dediler. Meğerse o gün GBT’ye akşam saat 5’de düşmüş. Polisler 20 kişiyle geliyorlar, alıp götürüyorlar. Bu ülkeden gitmezsen verdiğim her konser sonrası haciz gelmeye devam edecek.

“Karımı çok üzdüler”

Kaç haciz geldi bu güne kadar?


16 tane geldi. İki kez evime haciz geldi. Bunlar arasında beni en çok yaralayan kızım 6 aylıkken bebek mamalarının saklandığı buzdolabını aldıkları gün oldu. İçinde bebeğin mamalarını muhafaza ediyorduk, eşim o gün çok üzüldü, bunun da sorumlusu benim ama tefecinin dini imanı yok.

Tehditler aldın mı?

Defalarca kez ölüm tehdidi aldım. Araya mafyayı soktular ama mafya benmişim gibi basına öyle yansıdı. Şu tarihe kadar ödemezsen gereğini yaparız dediler. Ama ben pabuç bırakmadım ve “öldürürürseniz öldürün” dedim. Bu tefeciler arasında namuslu çıkanları da oldu. Hatta 2 tanesi cezaevindeyken bana destek çıktı. İhtiyaçlarımı gidermem için 3-5 bin lira yolladılar, zaten yolladıkları da benim param. Kısacası her zaman bu işin sorumlusu benim dedim, ve ben her zaman borçlu olduğumu ifade ettim. Ama hiçbir zaman para söz konusu olduğunda uzlaşmaya yanaşmadılar, dava üstüne dava açtılar. Bu yüzden güzel ülkemden gidiyorum, sadece mahkeme günü gelip gideceğim.

Haberin Devamı