Gazete Vatan Logo

'Gerekirse bomba olur...'

BDP'li Milletvekili İbrahim Binici'den şok açıklama

BDP'li Milletvekili İbrahim Binici, "Emniyet güçleri akıllarını başlarına alsınlar. Gerekirse bomba olur, vücutlarında patlarım. Yeter artık." dedi.

Binici, cezaevlerinde siyasi tutukluların başlattığı sözde açlık grevlerine destek vermek amacı ile Suruç BDP ilçe teşkilatı binası önünde basın açıklaması yaptı.

Emniyet güçlerinin ilçede aldığı geniş güvenlik önlemlerini eleştiren Binici, "Suruç' ta örgütlü 3 siyasi parti vardır. Ben 50 bin oyla seçilmiş bir parlamenterim. Neden sadece bizim partimizin önü kapatılıyor? Ama ne yazık ki 12 Eylül faşizmini aratacak kadar aşağılanmış bu sistemi lanetliyorum. Emniyet güçleri akıllarını başlarına alsınlar. Gerekirse bomba olur, onların vücutlarında ben patlarım. Yeter artık." şeklinde konuştu.

61 gündür arkadaşlarının bedenlerini ölüme yatırdığını hatırlatan Binici, ancak hükümetin bunları görmezden geldiğini iddia etti.

Cezaevlerinde başlatılan açlık grevinde bir tek kişi dahi ölürse bunun sorumlusunun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve bölge milletvekilleri olacağını kaydeden Binici, "Bu ölümlerden hükümet sorumlu tutulacaktır. Gün direnme günüdür. İçeride on binlerce arkadaşımız ölüm döşeklerindeyken dışarıda bizim rahat gezmemiz söz konusu değildir. Başta biz seçilmişler olmak üzere tüm partililer ve milyonlarca üyelerimiz hep birlikte bedenlerimizi açlık grevine ve ölüm orucuna yatırırız." diye konuştu.

Açlık grevlerine destek için bu geceden itibaren Türkiye genelindeki bütün illerde saat 19:00’ dan itibaren geceden sabaha kadar ışıkların söndürüleceğini vurgulayan Binici, "Herkes balkon ve pencerelerine; hayatlar kararmasın insanlar ölmesin diye birer mum yakacaklardır." ifadelerini kullandı.

BDP'Lİ ÜÇER'DEN POLİSE YUMRUK

DİYARBAKIR’da BDP’lilerin cezaevlerinde süren açlık grevlerine destek için yapmak istediği yürüyüşe izin verilmeyince olay çıktı.

Göstericilerle polis arasındaki arbedeye BDP’li milletvekilleri de katıldı. BDP Milletvekili Özdal Üçer, iddiaya göre sivil polis memuruna yumruk attı. Yumruklandığını söyleyen polis memuru, "Memura yumruk atan milletvekili. Milletvekilinin buna hakkı yok. Hangi milletin vekilisiniz siz" diye bağırdı.

BDP’liler cezaevlerindeki açlık grevlerine destek vermek amacıyla yürüyüş yapacaklarını söyleyerek parti binası önünde toplandı. Yürüyüşün izinsiz olduğunu gerekçesiyle güvenlik güçleri engel olmak için önlem aldı. BDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’ın da aralarında bulunduğu grup yürüyüşe izin verilmemesini protesto için parti önünde oturma eylemi yaparken, görüşmeler sonunda BDP’lilerin küçük gruplar halinde Diyarbakır E Tipi Cezaevi yakınında bulunan Dicleliler Yasevine giderek açıklama yapmasına izin verildi.


BDP milletvekilleri Altan Tan ve Nursel Aydoğan’ın da bulunduğu grup yürüyerek Diyarbakır E Tipi Cezaevi yakınına gitmek için hareket etti. Grubun zaman zaman yolu trafiğe kapatarak yürümesi üzerine polis müdahale ederek grubu kaldırımdan yürümeye yönlendirdi.

Dicleliler Yasevi önünde toplanan gruba hitap eden Nursel Aydoğan, "Kürt halkının karşılaştığı en büyük ve çetin sınav bu sınavdır. Hiç kimse onlardan ödün istemiyor. Bir halk var ve o halkın adı Kürt halkıdır. Kürt halkının da hakları var. Cezaevindeki tutsaklar Kürt halkının halk olmaktan kaynaklanan haklarını istiyorlar. Sizden ödün istemiyorlar" dedi.

Konuşmasına Kürtçe başlayıp Türkçe sürdüren Altan Tan da "Allah’ım sen bu Başbakan’a akıl fikir ver. Bugün Diyarbakır’daydı. Keşke gelip bu sokakları görseydi. Bir şekilde 10 bin polis ve TOMA ile idare kuruyorsa bu iş artık bitmiştir. Başbakan aklını başına al. Allah sana akıl fikir versin. Bu cezaevlerinden cenaze çıkarsa halk bunu kabul etmeyecektir" diye konuştu.

Bu sırada kalabalık Başbakan Erdoğan aleyhine sloganlar atınca polis aracından slogan atılmaması aksi halde müdahale edileceği anonsu yapıldı. Anonsa tepki gösteren Altan Tan, "Ne diyorsun ne diyorsun? Zoruna gitmiş. Böyle nasırları bastığın zaman feryat ediyorlar" dedi.

OLAY ÇIKTI, MİLLETVEKİLİ POLİS YUMRUKLADI

Dicleliler Yasevi önünden dağılan bir grup Bağlar İlçesi’nde bir market şubesini taşlayıp çöp konteynerleri ile yolu trafiğe kapatınca polis müdahale etti. Burada 2 kişi gözaltına alınırken, bir grup da milletvekillerinin açlık grevini sürdürdüğü Demokratik Toplum Kongresi binasına yöneldi. Kaçanlardan bir kişiyi bina önünde gözaltına almak isteyen polislere bu kez BDP milletvekilleri engel olmak isteyince arbede çıktı.

Milletvekilleriyle açlık grevi yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in polislerin önüne geçerek sakinleştirmeye çalıştığı arbede sırasında iddiaya göre BDP Milletvekili Özdal Üçer, bir sivip polise yumruk attı. Bu polis memuru da "Memura yumruk atan milletvekili. Milletvekilinin buna hakkı yok. Hangi milletin vekilisiniz siz" diye bağırdı.

ÜÇER: KENDİMİ SAVUNMAK ZORUNDA KALDIM

Diyarbakır’da BDP’nin eylemi sırasında bir sivil polis memurunun kendisine yumruk attığı suçlamasında bulunduğu BDP Milletvekili Özdal Üçer, "O polis bana yumruk attı. Kendimi savunmak zorunda kaldım" dedi.

Gazetecilerin olayla ilgili sorularını yanıtlayan Özdal Üçer, açlık grevinde oldukları binanın camlarının kırılıp içeriye gaz bombası atıldığını ileri sürerek şunları söyledi:

"Biz açlık grevinde oturduğumuz yerde beklerken o esnada bizim olduğumuz binanın kapıları kırılıp içeri gaz bombası atıldı. Ne olduğunu anlamak üzere aşağıya indiğimizde, dışarıda polislerin arbedesinden kaçan insanların da buraya geldiğini gördük. Onlar içeri zorla girmeye çalıştılar. Ben de kapıdaydım. Kapıyı üzerimize ittiler, bizi tartakladılar. Ben milletvekili olduğumu hatırlattığım halde hakaretlerle, küfürlerle saldırıp üzerime doğru geldiler. Hakaret ederek, cam, kapı, pencere kırarak, küfür ederek, bizi tartaklayarak buraya girmek kimsenin hakkı değildir. İçeri zorla girmeye çalışan polisler beni de tartakladılar. O esnada bir hengame oldu. Saldıran ve hakaret eden onlardı. Medyanın çarpıtan haberleri bizim için bir anlam ifade etmiyor. Hakarete, saldırıya, haksızlığa uğrayan biziz."

Kendi iradeleriyle açlık grevi yapan arkadaşlarını sahiplenmek adına açlık grevine başladıklarını belirten Özdal Üçer, "Biz bu eylemi yapıyoruz diye hiç bir faşistin bize saldırma hakkı yoktur" dedi. Kendilerine hakaret etmeye, saldırıp kapılarını pencerelerini kırmaya kimsenin hakkı olmadığını kaydeden Üçer, "O polisler hakkında suç duyurusunda bulunacağız. O polislerin buranın kapısını kırarak, milletvekillerine, insanlara, kadınlara, çocuklara hakaret ederek, silahlarla, gaz bombalarıyla buraya girme hakkı yoktur. Hükümet gereken sorumluluğu yerine getirsin. Bizim sabrımız zaten taşmış taşacağı kadar" diye konuştu.

Gazetecilerin, polise yumruk atıp atmadığı sorusuna da Özdal Üçer, "Yalan söylüyor, o bana yumuk attı. O beni vurmaya kalktı. Onlar beni darbelediler. O arada ben de kendimi savunmak zorunda kaldım" dedi. Üçer gazetecilerin "Yani vurmadınız mı?" demesi üzerine de Üçer, "Kendimi savunmak zorunda kaldım" karşılığını verdi.

Bu arada arbede sırasında polislerin milletvekillerine tekme attığı, tekmelerden birinin Aysel Tuğluk’a isabet ettiği ileri sürüldü.

POLİS MÜDÜRÜ: ARTIK ESNAF KAN AĞLIYOR

Demokratik Toplum Kongresi binası önündeki arbedenin ardından BDP’liler polis müdürüyle görüştü. Görüşme sırasında polis müdürü, "Şu karşıdaki esnaf kan ağlıyor artık. Yeter artık diyor. BİM’in orada yağmaladılar. Burada ne zaman bir olay olsa sizin koruduğunuz eşkıyalar, anasının babasının sahip çıkmadığı çocuklar maalesef bir ekip halinde bu yolları kapatıyor. Burada esnaf yeter artık diyor. Ben bıktım bu çocuklardan diyor. Bu çocukları kim himaye ediyorsa rica ediyorum bu çocukları gönderin. Burada 3 -5 tane çapulcu yolu kapatıyor, yağmalıyor. Ben artık bunu istemiyorum" diye tepki gösterdi.

Olaylardan sonra DTK önünde basın açıklaması yapan BDP Genel Başkanı Yardımcısı Gültan Kışanak ise açlık grevlerinin 61’inci gününe girdiğini ifade ederek, "Buna destek vermeye gelen kadınları çocukları linç ettiler. Bunun adı vahşettir. Polisler her gün sokaklarda halka saldırıyorlar. Bunların vicdanına sesleniyoruz. Bu konuda ortaya çıkabilecek bütün olumsuzlukların sorumlusu hükümettir. Başbakanın bizzat kendisidir" dedi.

DİYARBAKIR’DA IŞIK SÖNDÜRME EYLEMİ

Diyarbakır’da açlık grevlerine destek vermek amacıyla ışık söndürme eylemi yapıldı.

Barış ve Demokrasi Partisi’nce (BDP) cezaevlerindeki açlık grevlerine destek amacıyla gerçekleştirilen eylem kapsamında Bağlar ve Yenişehir ilçeleri başta olmak üzere kentin çeşitli yerlerindeki evlerde saat 19.00’da ışıklar yaklaşık 15 dakika söndürüldü. Bazı partililer de evlerinin balkonlarında tencerelere vurarak eyleme destek verdi.

Bu arada yer yer toplanan ve çoğunluğu çocuklardan oluşan göstericiler ateş yakıp, yolu trafiğe kapattı. Polis, kendilerine ve iş yerlerine taşlı ve havaifişekli saldırıda bulunan grupları müdahale ederek dağıttı.

MALATYA'DA GERGİNLİK

BDP İl Başkanlığı önünde toplanarak yürüyüşe geçen grup, PTT Malatya Merkez Şubesi önünde polis ekiplerince durduruldu. Sloganlar atan BDP’liler ile karşıt görüşlü grup arasında gerginlik yaşandı. Diğer grubun polislerce bölgeden uzaklaştırılmasının ardından BDP’liler, cezaevlerindeki açlık grevlerine ilişkin basın açıklaması yaptı.

Açıklamanın ardından slogan atarak il başkanlığı binasına yürüyen BDP’liler ile karşıt görüşlü grup arasında kavga çıktı. Polis, gruplara göz yaşartıcı gazla müdahale etti. Diğer grubu dağıtan çevik kuvvet ekipleri, BDP’lilerin parti binasına çıkmasını sağladı.

Çıkan kavgada biri gazdan etkilendiği, diğeri ise hafif yaralandığı belirtilen BDP’li iki kadın, ambulansla hastaneye kaldırıldı. Polis, BDP İl Başkanlığı önünde güvenlik önlemlerini artırdı.

AÇLIK GREVİNDEKİLERE TABUTLU EYLEMLE DESTEK

VAN, Hakkari ve Bitlis’te cezaevlerinde açlık grevi yapanlara destek vermek amacıyla yürüyüşler yapıldı. Van’daki tabutlu eylemde polisle eylemciler arasında gerginlik yaşanırken, Bitlis’teki eyleme polis müdahale etti.

Van’da Mavi plaza önünde toplanan yaklaşık 80 kişi, üzerinde cezaevinde açlık grevinde olanların isimlerinin yazılı olduğu önlükler giyip siyah beze sarılı tabutu taşıdı. Yaklaşık 3 saat boyunca polis ile eylemciler arasıda yürüyüşün yapılıp yapılmayacağı konusuda anlaşma sağlanamadı. Bu sırada bazı eylemciler ile polis arasında gerginlik yaşandı. Daha sonra izin verilen yürüyüşte eylemciler ellerindeki tabutla çevredekilerin şaşkın bakışları arasında 500 metre yürüyerek Feki Teyran Parkı’na geldi. Burada basın açıklaması okuyan eylemciler, 10 dakikalık oturma eylemi yaparak olaysız dağıldı.

BİTLİS’TE MÜDAHALE

Bitlis’te Hüsrevpaşa Mahallesi’nde toplanan aralarında BDP Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderilioğlu’nun da bulunduğu yaklaşık 100 kişi cezaevine doğru yürüyüşe geçti. Ancak polis yürüyüşe izin vermeyince eylemciler polise taşla saldırdı. Polis kendisine taşla saldıran eylemcilere gaz bombası ve tazyikli su ile müdahale etti. Müdahalede eylemciler dağılırken, BDP Milletvekili Zenderlioğlu ve BDP’li yöneticiler basın açıklaması yaparak dağıldı.

HAKKARİ’DE BİN KİŞİ YÜRÜDÜ

Hakkari’de ise aralarında Belediye Başkan Vekili Abdullah Kılıç’ın da bulunduğu yaklaşık bin kişi, Berçelan Mahallesinde bulunan cezaevinin önüne kadar yürüdü. Burada BDP üyesi Sıddık Akış tarafından okunan basın açıklamasının ardından oturma eylemi yapan grup olaysız bir şekilde dağıldı.

BAKIRKÖY

Toplumsal Dayanışma İçin Psikologlar Derneği, SES İstanbul Şubeleri ve Sosyoloji Mezunları Derneği ise, Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi önünde eylem yaptı.

"Savaşın açtığı yaraları biz kapatamayız, Ölüm Değil Çözüm İstiyoruz" yazılı pankart açan gruptakiler Kürtçe ve Türkçe sloganlar attı.

Grup adına konuşan Damla Şahin, cezaevlerinde başlatılan açlık grevlerinin 61. gününe girdiğini belirterek, "Tutuklu ve hükümlülerin sağlığı açısından kritik eşiğe gelindi. Yüzlerce insan ölümün eşiğine geldi. Artık günler ve dakikalar hayati önem taşıyor" dedi.

Açlık grevindeki mahkumlara müdahale edilmesinin mahkumların ruh ve beden sağlığında ”tedavisi olmayan hasarlar meydana getireceğini” savunan Şahin, şunları söyledi: "Ruh sağlığı çalışanları, sağlık çalışanları ve sosyal bilimciler olarak bizler savaşın açtığı yaraları kapatma yetimizin olmadığını biliyoruz. Devletin topluma verdiği hasarları bireylere indirgemeyi reddediyor ve mesleğimizin bir gereği olarak bu hasarların oluşmaması için mücadele ediyoruz. Bütün meslek örgütlerine seslenerek açlık grevlerine sessiz kalmayın. Hep birlikte barışı çağıralım diyoruz."

Haberin Devamı