`Dolarizasyona karşı altın ile ticaret desteklenmeli`

Mücevher İhracatçıları Birliğince, 2018 yılında gerçekleştirilen faaliyetlere ve 2019 hedeflerine ilişkin Dış Ticaret Kompleksi’nde bir basın toplantısı düzenledi.Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kamar, toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye altın takı sektörünün 35 bin kuyumcu ve 6 bin üreticisiyle birlikte toplam 1 milyon kişinin geçimini sağladığını dile getirdi.

"2018'DE 4,5 MİLYAR DOLAR İHRACAT GERÇEKLEŞTİRDİK"

Ülke ekonomisine her yıl artan bir şekilde katma değer sağlamak amacıyla potansiyel ihracat pazarlarına ticaret heyetleri götürüp çeşitli ülkelerden de Türkiye'ye alım heyetlerini davet ettiklerini belirten Kamar, "Türkiye altın takı sektörü, dünyada Hindistan, Çin ve İtalya gibi ülkelerle birlikte büyük bir üretici ve ihracatçı haline geldi. Bu çerçevede 2018 yılında bir önceki yıla göre yüzde 35 artışla 4,5 milyar dolar ihracat gerçekleştirdik." diye konuştu.

Geçen sene gerçekleştirilen toplam ihracatın içindeki en büyük payı yüzde 28’lik dilim ve 1 milyar 234 milyon dolar ile Avrupa Birliği ülkelerinin aldığına dikkati çeken Kamar, “2019 yılı hedefi 6 milyar dolar ihracat gerçekleştirebilmek. Bunun için de faaliyet gösterdiğimiz bölgede fil gibi hantal bir yapıya değil, arı gibi hareketli bir yapıya sahip olmak istiyoruz. Dolayısıyla her sene ihracat hacmini artıran ve yeni pazarlara yelken açan altın takı sektörümüz, ekonomik açıdan stratejik bir sektör olarak kabul edilmeli.” ifadelerini kullandı.

"DUBAİ’DE TİCARETTE PARA YERİNE ALTIN DA KULLANIMINA KOLAYLIK SAĞLANIYOR"

Günümüzde dolarizasyon tehdidine karşı altınla ticaretin kolaylaştırılması ve desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Kamar, "Özellikle Rusya, Hindistan, Meksika, Çin, İran, Venezuela gibi ülkelerde dolarizasyondan kurtulmak amacıyla ya kendi paralarıyla ya da altınla ticaret yapılıyor. Bu ticaret sayesinde altınla serbest dolaşım sağlanıyor. Altınla ticaretin en büyük örneği, Dubai. Ülkemiz, altın takıda ciddi bir üretim hacmine sahip olmasına karşın üretimi bile olmayan Dubai’nin ihracatı, Türkiye’nin birkaç katı kadardır. Çünkü Dubai’de ticarette para yerine altın da kullanımına kolaylık sağlanıyor.” diye konuştu.

"ALTIN TAKI, GÜVENİLİR BİR LÜKS TASARRUF ARACIDIR"

Mustafa Kamar, hedeflere ulaşabilmek için atılacak bir diğer adımın altın takıyı güvenilir bir lüks tasarruf aracı olarak görmekten geçtiğini ifade ederek, “Altın takı, lüks bir tüketim aracı olarak görülüyor ancak bu algı doğru değil.” dedi.

Altın takının güvenilir bir lüks tasarruf aracı olarak kabul edilmesi gerektiğinin altını çizen Kamar, şunları kaydetti:

"Hayatımızda cep telefonundan çantaya, otomobilden elektronik eşyaya ve hatta kıyafete kadar ihtiyaç olarak kullandığımız ancak lüks olarak kabul edilebilecek birçok ürün yer alıyor. Ancak unutmayalım ki Göbeklitepe’den günümüze altın takı, ziynet eşyası gibi görünse de maddi değeri dolayısıyla toplumların zor zamanlarında kurtarıcısı olmuştur.

Özellikle ülkemizde ‘yastık altı’ diye tabir ettiğimiz ciddi bir altın yatırımı yer alıyor. Dolayısıyla değeri itibarıyla altın takı, güvenilir bir lüks tasarruf aracı olarak kabul edilmeli. Altın takının en güvenilir lüks tasarruf aracı olduğunu Ağustos ayında yaşanan ekonomik dalgalanma sürecinde, 2 milyar dolarlık altının 35 bin kuyumcu vasıtasıyla yurt dışına satılarak ülke ekonomisine likidite sağlanması şeklinde gözlemledik."

"VERGİSEL DÜZENLEME YA DA HERHANGİ BİR AYRICALIK İSTEMİYORUZ”

Mustafa Kamar, vergisel düzenleme ya da herhangi bir ayrıcalık istemediklerini ancak uluslararası ticaretin kolaylaşması ve artması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını arzu ettiklerini vurguladı.

Dış pazarda rekabet edebilmenin yolunun, iç pazarda güçlü olmaktan geçtiğine işaret eden Kamar, "Dolayısıyla iç pazarda güçlenebilmek için kredi kartına taksit uygulaması geri getirilmeli. Taksitlerin kaldırılması, sektörün hem çalışanlarını hem de müşterilerini zor durumda bıraktı. Çünkü taksitin diğer sektörlerde olup altın takıda olamaması, haksız bir rekabet ortamı oluşturuyor. Bu durum, iç pazar hacminin düşmesine neden oluyor." diye konuştu.

VENEZUELA'DAKİ OLAYLAR

Kamar ayrıca Venezuela Ulusal Meclis Başkanı ve muhalif lider Juan Guaido’nun kendisini geçici devlet başkanı ilan etmesinin bu ülkenin Türkiye ile olan altın ticaretini etkileyip etkilemeyeceği yönündeki bir soruya ilişkin şunları kaydetti:

"Bence bu etkisi olacak bir olay değil. Madeninden, toprağından çıkmış altını bize gönderiyor burada rafinelerde işleniyor ve bu altın geri gönderiliyor. Bunun gibi belki bize en az 20,30 ülke gönderiyor. Bu ülkelerden bir tanesi de Venezuela. Dolayısıyla bu yalnızca şunun için önemli. İki ülke birbirine güveniyor birbirlerini destekliyorlar. Venezuela başka bir ülkeye güvenmediği için bu madenlerini buraya gönderip rafine ettirip buraya alıyor. Yalnızca bu kısım önemli. Yoksa ticari olarak da altın ihracatı olarak da herhangi bir etkisi olmaz."