Gazete Vatan Logo

‘Diktatörlükte seçim olur mu?’

BBC World’e konuşan Başbakan Yıldırım, “Vatandaşın oy verdiği yerde diktatörlük olur mu? Diktatörlük olsaydı ona da kendimiz karar verirdik. Yüzde 80-90 uygun bir oranda bu işi yapar aradan çıkardık” dedi.

‘Diktatörlükte seçim olur mu?’

Başbakan Binali Yıldırım referandum sonuçları ve ‘diktatörlük’ eleştirilerine yanıt verdi. Yıldırım, BBC World’e verdiği röportajda özetle şunları söyledi:

‘Orana karar verirdik’

“Diktatörlük olan yerde seçim olur mu? Siyasi partiler olur mu? Vatandaşın oy verdiği yerde diktatörlük olur mu? Bunların hiçbirisine, bu iddialara katılmak mümkün değil çünkü 50 milyona yakın vatandaş sandığa gitti, oy verdi ve tercihini kullandı. Diktatörlük olsaydı orana da kendimiz karar verirdik. Yüzde 80-90 uygun bir oranda bu işi yapar aradan çıkardık. Halbuki Cumhurbaşkanımızın doğduğu ve oturduğu ilçe Üsküdar’da bile ‘Hayır’ oyları önde çıktı, ‘Evet’ler daha az çıktı. Benim milletvekili olduğum İzmir’de ‘Hayır’ oyları önde, İstanbul’da da aynı, büyük şehirlerin birçoğunda da aynı.”

‘Demokratik bir adım’

“Aslında yetki kullanmak fakat hiç sorumlu olmamayı öngören bir anayasadan hem yetki kullanan hem de sorumlu olan bir anayasaya geçiyoruz. Bu demokratik yolda atılmış önemli bir adım. Gücün tek elde toplandığı meselesi de doğru değil. (Türk halkı) Bir gücü birine veriyorsa onu dengeleyici bir güç de veriyor.”

Haberin Devamı

“(CHP’nin AİHM’ye başvurması) Milletin kabul ettiğini ana muhalefet partisi kabul etmese ne yazar? Milletin verdiği kararı mahkemede dönüştürmeye hiç kimsenin hakkı yok. Ne Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ne Anayasa Mahkemesinde ne de başka bir mahkeme milletin verdiği kararı değiştiremez. Milyonların verdiği kararı yine millet değiştirir. Onun için bunlar beyhude gayretlerdir. Benim tavsiyem ana muhalefet partisi miletin iradesine tabi olmak, bir dahaki seçimlere veya referanduma daha çok çalışıp, daha çok milletin gözünü girsin.”

‘Obama dönemi bölge başkalarına bırakıldı’

“Obama yönetiminde bölge başkalarına bırakılmıştı, çok fazla bir politika üretilemiyordu ve dolayısıyla buradaki sorunlar gittikçe büyüdü ve hatta rejimin güçlenmesine, rejimi destekleyen başka ülkelerin de daha aktif rol almasına sebep oldu. Suriye’de bu rejimle kalıcı barış da olmaz, siyasi çözümde olmaz. Bugün değilse yarın, yarın değilse makul bir süre içerisinde bu rejim mutlaka gitmeli ve burada bütün Suriyeliler, Arap’ıyla Türkmen’iyle, Yezidi’siyle, Kürt’üyle herkesin içinde olacağı bir Suriye devleti, çözümü mutlaka sağlanmalıdır. Amerika’nın etkin rolü devam etmelidir. Zaten Türkiye yaptıklarıyla bölgede en fazla fedakarlık yapan, en fazla barış için çabalayan ülkedir.”

Haberin Devamı

‘Hayır verenleri kucaklamak lazım’

“Şuna katılırım, şu dediğiniz doğru, bu kadar ‘Hayır’ veren var, bu kadar ‘Evet’ veren var. Dolayısıyla ‘Hayır’ verenleri de kucaklayacak, onların da gönlünü kazanacak birtakım çalışmalar yapmamız lazım. Yani bir toplumun ayrışmasının önüne geçmemiz lazım. ‘Hayır’ verenlerin neden ‘Hayır’ verdiğini anlayacak ve onların da gönlünü kazanacak, kazanmaya çalışacak çalışmalar elbette yapacağız çünkü biz 80 milyon biriz, beraberiz, kardeşiz.”