‘Dayakçı kocayı korkudan öldürdü, ceza verilmesin’
Savcı, eve alkollü gelip şiddet uygulayan eşini öldüren genç kadının eylemini ‘haklı görülebilir bir korku ve telaştan kaynaklanan güdü ile savunma sınırını zorlayarak’ işlediğini belirterek ceza talep etmedi
Zonguldak’ın Kozlu ilçesinde oturan Ayşegül Erke(36), iddiaya göre eve alkollü gelen, özel bir şirkette gece bekçisi olarak çalışan eşi Muhammet Ali Erke’yi (18), kendisini ve 4 çocuğunu dövdüğü gerekçesiyle boğarak öldürdü.
Eyleminde meşru savunma ve zorunluluk hali olduğu gerekçesiyle 24 yıla kadar hapis istemiyle tutuksuz yargılanan Ayşegül Erke, 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 6’ncı duruşmada hakim karşısına çıktı.
Yaşam hakkına saldırı
Cumhuriyet Savcısı Erdoğan Doğan mütalaasında, eve alkollü gelen Muhammet Ali Erke’nin çocuklarına ve eşine hakaret edip, ayrıca eşine nedensiz bıçakla saldırdığı, sanığın da maktülü itip yere düşürdüğü ve yeniden kendisine saldırmak isteyince, boynuna sarılıp olayı gerçekleştirdiğine dikkat çekti.
Olayda yaşam hakkına yönelik haksız bir saldırı olduğu, saldırı ve savunmanın ise eş zamanlı olduğuna vurgu yapan savcı, “Saldırıya ilişkin savunmanın zorunlu olması, saldırı ile savunma arasında oran bulunması, sanığın eylemini haklı görülebilir bir korku ve telaştan kaynaklanan güdü ile savunma sınırını zorlayarak gerçekleştirdiği anlaşıldığından TCK’nın 27/2 maddesi gereğince sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi talep ve mütalaa olunur” dedi. Ölen Muhammet Ali Erke’nin babası ve avukatı savcının mütalaasına katılmayarak sanığın cezalandırılmasını istedi. Sanık Ayşegül Erke ise iddia makamının tamamen gerçekleri aktardığını söyledi. Mahkeme, duruşmayı erteledi. Ayşegül Erke, yoğun güvenlik önlemi altında polis aracıyla adliyeden götürüldü.
‘Her şeyin biriktiği bir gündü’
Kocasını öldürdüğü için yargılanan ve savcı tarafından beraati istenen Ayşegül Erke, mahkeme tarafından serbest bırakıldığında VATAN’a konuşmuştu. Erke yaşadıklarını şöyle anlatmıştı;
“20 yıllık evliyim, 4 kız çocuğum var. Kocamı bana değil ailesine değil Kozlu’daki esnafa, onu tanıyanlara bile sormanız yeterli. Ben huzurum, mutluğum yerindeyken ağzımın tadı varken kocamı öldürmedim, o kadar da kafayı yemedim. Aklım, psikolojim yerinde. 2 yıl ailesine yalvardım. ‘Kardeşiniz madde kullanıyor, akli dengesi bozuldu. Onu tedavi ettirin’ diye. Ama kimse bana kulak vermedi, inanmadı.
Muhammed’in akli dengesinin yerinde olmadığı ile ilgili raporu da vardı, bu nedenle askerliğini de yapmadı. Başta benim olmak üzere 4 çocuğumun psikolojisini bozmaya başladı her geçen gün. Son 2 senedir eşim alkolün dışında kimyasal maddeler de kullanmaya başlamıştı. Boşanmam halinde Muhammed beni ailemle tehdit ediyordu. Onlardan başka tutunacak dalım da olmadığı için çekmeye mecbur kaldım. O gece çok farklıydı, her şeyin biriktiği bir gündü. Ben karıncayı ezen bir insan değildim. Eşimi öldürdüğüm için pişman mıyım bilemiyorum. Şimdi bunun cevabını kendime bile veremiyorum.”
