Gazete Vatan Logo

‘Dava mankeniyim, önemli davalarda beni alırlar!’

İstanbul adliyelerinde bir günde 4 önemli dava

Aralarında Nedim Şener ile Ahmet Şık’ın da olduğu 14 sanıklı Odatv davasının ikinci duruşmasında ilginç diyaloglar yaşandı. Yalçın Küçük, ‘Mesleğiniz ne?’ sorusuna ‘’Dava mankeni” cevabını verdi. Müesser Uğur ise aynı soruyu, “30 yıllık gazeteciyim ama iddianamede terörist yazıyor”diye yanıtladı. Hakim de bunun üzerine, “Estağfurullah” dedi

Ergenekon’un medya ayağı olduğu iddia edilen Odatv davasının ikinci duruşması dün yapıldı. Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Prof. Dr. Yalçın Küçük, eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık, Soner Yalçın, Doğan Yurdakul, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Muhammet Sait Çakır, Coşkun Musluk, Müesser Uğur ile tutuksuz sanık İklim Kaleli katıldı.

‘Girmediğim cezaevi yok’

Kimlik tespiti için kürsüye çıkan sanık Yalçın Küçük’e mahkeme başkanı Mehmet Ekinci mesleğini sordu. Bunun üzerine Küçük, “En son kimliğim dava mankeni idi. Benim çok işim var. Birincisi dava mankenliği. İkincisi savaşmak. Ben çok savaşırım. Önemli davalara beni alırlar. Gaziyim, gazi maaşım var. Ercan Havalimanı’nı ve Gazi Mağosa’yı ben aldım. Ayrıca üniversitede hocalık yapıyorum. Her askeri idarede beni üniversiteden kovarlar. Türkiye’de sık sık hapse girerim. Girmediğim hapishane kalmadı” dedi.

‘Medya beni komplocu yaptı’

Yalçın’ın ardından Müesser Uğur mahkeme başkanının “Mesleğiniz nedir?” sorusuna, “30 yıllık gazeteciyim ama iddianamede terörist yazıyor” diye yanıt verdi. Bunun üzerine hakim Ekinci, “Estağfurullah” dedi. Davanın tutuksuz sanığı İklim Bayraktar ise kimlik sorgusunda, “Türk medyasına rağmen hâlâ evliyim. Medya beni komplocu ve şantajcı yaptı” dedi.

Telefon ve tweet gerginliği

Sanıklara destek olmak için Adliye’ye gelen BDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ile hakim arasında telefon tartışması çıktı. Kürkçü, telefonla konuşmasını eleştiren hakime, “Tamam kapatıyorum, uzatmayın, işinize bakın. Biz Meclis’te de telefonla konuşuyoruz” dedi. Kürkçü salondan çıkarken, hakim de mübaşiri dinleyicilerin arasına göndererek telefonlarıyla tweet atan gazeteciler hakkında takibat başlatılacağı konusunda uyardı. Bunun üzerine başlarda dakika dakika gelen tweet’lerin sayısı düştü.

‘Kozinoğlu ölmüştür’

Kimlik tespitlerinin ardından mahkemeye TRT ’den getirilen iki spiker dönüşümlü olarak 134 sayfalık iddianameyi okumaya başladı. İddianamede adı geçen Kaşif Kozinoğlu’nun “tutuklu” diye okunması üzerine salondan tepki gelince hakim, “Öldüğü anlaşılmıştır” diye düzeltti.

Spikerler seslendirme yaptı

İddianameyi okuyan TRT spikerlerinin telefon dinleme kayıtları seslendirme şeklinde okuması salonda kahkahalara neden oldu. 134 sayfalık iddianamenin 58 sayfasının okunduğu duruşma bugün saat 10.30’a ertelendi. Sanıklar için 7.5 yıldan 41 yıla kadar değişen hapis cezaları isteniyor.

ODA TV DAVASI ÇAĞLAYAN’DA

‘Kitaptan, yumurtadan bomba olmaz’


Duruşmanın başında Çağlayan Adliyesi önünde ciddi bir kalabalık toplandı. Gazetecilere Özgürlük Platformu adliye önünde bir basın açıklaması yaptı. Mahkeme salonunun önünde gazeteci örgütlerinin yanı sıra, TKP, ÖDP ve öğrenci kolektiflerinden temsilciler de vardı. Tuzla işçileri de “Özgür basın susturulamaz” sloganlarıyla adliye önüne geldi. Halkevleri de “Kitaptan yumurtadan bomba olmaz Başbakan” diye slogan attı... Milletvekilleri Binnaz Toprak, Sezgin Tanrıkulu, İlhan Cihaner, Oktay Ekşi, Umut Oran, Musa Çam ve Ertuğrul Kürkçü de sanıklara destek olmak için Çağlayan Adliyesi’ndeydi..

‘İsmim Ahmet Şık, çocuğum da büyüyünce eşkıya olacak!

Duruşmanın başında sanıkların gayet neşeli oldukları gözlendi. 299 gündür tutuklu bulunan Ahmet Şık salona girdiğinde, “Hepinizi çok özledim” derken, Şık’la aynı gün tutuklanan Nedim Şener sakin bir tavırla, tek tek avukatlarla tokalaştı. Tutuklı sanıkların aileleriyle ve sevdikleriyle uzaktan hasret gidermesi, duygusal görüntüler yarattı.

Hakim daha sonra Ahmet Şık’ı kimlik bilgileri alınmak üzere kürsüye çağırdı. Hakimin çağrısını önce duymayan Şık, daha sonra kürsüye geldi ve kimlik tespiti sırasında, “Bir çocuğum var. O da büyüyünce eşkıya olacak” dedi.

‘Kayseri usulü olsun’


Kimlik sorgusu için kürsüye çağırılan Soner Yalçın ise “Geliriniz ne kadar?” sorusuna, “3 bin ile 13 bin arası” dedi. Hakim, “10 bin mi yazalım?” şeklindeki sorusuna ise Yalçın, “Kayseri usulü olsun 5’te anlaşalım” dedi. Yalçın’ın bu sözleri salondaki dinleyicileri güldürdü.

‘Bir gün siz de geleceksiniz’

Yalçın Küçük, iddianamede, “PKK ile röportaj yapmak”la suçlanıyor. Aynı haber merkezinde çalışan gazetecilerin, görüşmelerin yapıldığı sırada gündemde olan haberlerle ilgili diyalogları da iddianamede kanıt olarak yer alıyor. Soner Yalçın’ın iddianame kapsamında okunan e-maillerindeki bazı kişisel detayların da ortaya dökülmesi izleyicilerde rahatsızlık yaratırken verilen kısa arada gazeteci arkadaşlarıyla konuşan Ahmet Şık, “Bir gün siz de buraya geleceksiniz” dedi.



İNTERNET ANDICI SİLİVRİ’DE

‘Kağıda hakaretten dava açın o zaman!’


İrticayla Mücadele Eylem Planı ile birleştirilen İnternet Andıcı Davası’nın 47’nci duruşmasında Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu savunma yaptı. Andıcın hazırlanması ve Bilgi Destek Dairesi’ndeki internet bilgisayarlarının silinmesi faaliyetlerinin yapıldığı tarihlerde Genelkurmay Başkanlığı Karargahı’nda görevli olduğunu anlatan Otuzbiroğlu, ‘Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum’ dedi. Daha sonre söz alan emekli Albay Dursun Çiçek’in İrticayla Mücadele Eylem Planı’na “Kağıt parçası” demesine Mahkeme Başkanı Özese tepki gösterdi. Çiçek de, “Kağıda hakaretten dava açın o zaman” dedi.

ÜÇÜNCÜ BALYOZ SİLİVRİ’DE

İlk kez hakim karşısına çıktılar

Aralarında Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Abdullah Can Erenoğlu, Koramiral Deniz Cora, Korgeneral Korcan Pulatsü ve HAVELSAN Genel Müdürü Ömer Faruk Yarman’ın da bulunduğu 64’ü tutuklu 143 sanık dün ilk kez hakim karşısındaydı. 264 sayfalık iddianame TRT Genel Müdürlüğü tarafından görevlendirilen spikerler Ömer Faruk Zora ve Hakan Kıra tarafından okundu. Sanık avukatları görevsizlik kararı verilerek, dosyanın Genelkurmay Askeri Mahkemesi’ne gönderilmesini talep etti.

‘TİB kayıtlarında sanıkların irtibatı yok’

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink ’in öldürülmesine ilişkin davanın 23’üncü duruşması yapıldı. Savcının esas hakkındaki mütalaasına karşı, ailenin avukatları görüşlerini açıklamaya devam etti. Dink ailesinin avukatlarından Bahri Belen Trabzon ve İstanbul soruşturmalarının birleştirilmesini üç kez talep ettiklerini ancak hepsinin reddedildiğini belirterek, “Trabzon’daki sanıklar sadece görevi ihmal suçundan yargılandılar. Oysaki yaptıkları görevi ihmal değil, ihmalli davranışla adam öldürmeye iştiraktir ” dedi.

‘1980 darbesi aydınlanır’

Avukatların görüşlerinin uzun sürmesi üzerine gelecek celse devam etmelerine karar veren mahkeme heyeti, tutuklu sanık Erhan Tuncel ’den söylemek istediği bir şey olup olmadığını sordu. Tuncel, cinayetin aydınlatılması için ciddi taleplerde bulunduğunu söyleyerek “Dink cinayeti aydınlanırsa 1980 darbesi de aydınlanır ”dedi. Görüşü sorulan duruşma savcısı TİB kayıtlarının bir örneğini dosyadan alarak incelettirdiğini ve davadaki 19 sanığın birbirleriyle bir irtibatına rastlanamadığını belirtti. Ogün Samast’ın da olay gününde cep telefonu kullanmayıp ankesörlü telefon kullandığını da hatırlatan savcı Tuncel ve Hayal’in tutukluluk halinin devam etmesi yönünde görüş belirtti. Duruşma 10 Ocak gününe ertelendi. n (Damla GÜLER İSTİHBARAT)

Haberin Devamı