Gazete Vatan Logo

‘Çözüm süreci’ yerine ‘milli birlik’ süreci!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milli birliğimize kast edenlerle bir çözüm sürecini devam ettirmek mümkün değildir. Olması gereken milli birliktir, kardeşliktir” dedi

‘Çözüm süreci’ yerine ‘milli birlik’ süreci!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Çin Halk Cumhuriyeti’ne gitmeden önce, son gelişmelerle ilgili mesajlar verdi. “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, teröristlerden de onları destekleyen sözde siyasetçi, sözde aydın, sözde sivil toplum kuruluşu temsilcisi herkesten de şehitlerimizin kanlarının hesabını sorma gücüne sahiptir” diyen Erdoğan, özetle şöyle konuştu:

‘Yasayı uygula’ çağrısı

“Bu bir süreçtir ve aynı kararlılıkla devam edecektir. İç Güvenlik Yasası içeriğinde ne varsa, bilinmelidir ki düzenleme kitaplar arasında kalması için yapılmamıştır. Eğer uygulamada sıkıntı varsa, o zaman uygulayıcıların kendilerini test etmeleri gerekir. Buradan asla taviz verilemez. Şurada 23-24-25 bugünlerde yapılanlar bu iş bitmiştir anlamına gelmez. Güvenlik güçlerimize, idari ve adli personelimize başarılar diliyorum. Vatandaşların da ellerindeki bilgileri ulaştırmasının önemine de inanıyorum.”

‘Seçimlere geldiğimizde...’

(“Çözüm süreci bitti mi?” sorusu üzerine) “Başlangıcına bakalım, geldiğimiz noktaya bakalım. Demokratik açılım olarak başladık, bu hükümetimizin samimi niyetiydi. ‘Milli birlik kardeşlik’ projesi olarak zenginleştirdik. Akil insanlar çalışmalarını başlattık, Anadolu’nun nabzını aldık. O arada çözüm sürecini anlatıyorduk. Ve son seçimlere yerel 30 Mart seçimlerine bütün bunlara giderken bir şeyi gördük. Çözüm sürecinin istismarını gördük. Çözüm süreci, Mart’ta başbakan olarak partimin başındaydım. Maalesef karşılığını bulmadı. Ve daha sonra yapılan genel seçimlere geldiğimizde bu işin ciddi manada hasar gördüğünü gördük.”

Haberin Devamı

Haklardan dönüş yok

“Bu hasarla birlikte ortada bir gerçek var. Bu ülkede milli birliğimize kast edenlerle bir çözüm sürecini devam ettirmek, öyle zannediyorum ki mümkün değil. Olması gereken nedir? Milli birliktir, kardeşliktir. Bu kardeşlik zaten, çözüm süreci denilen başlığın çok çok önünde olan içeriği zengin bir başlıktır. Bununla bu ülkede 78 milyon vatan evladı, bugüne kadar verilmiş haklar neyse bu hakları aynen kullanacaktır. Geri adım söz konusu değildir.”

Haberin Devamı

Kapatma değil yöneticiye ceza

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP lideri Bahçeli’nin HDP’nin kapatılması çağrısıyla ilgili soru üzerine, “Ben parti kapatılması olayını doğru bulmuyorum. Fakat bu partinin yöneticilerinin bu işin bedelini ödemeleri gerekir diyorum. Fert fert, birey birey” dedi. Erdoğan, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksedağ’ı ima ederek şöyle konuştu: “Terör örgütünü kendi arkasında gösterenler, ‘Biz sırtımızı şuraya buraya dayıyoruz’ diyenler bu ifadelerin bedelini ödemelidirler. Yönetenler, aktörler çok çok önemli. Parlamento gerekli değerlendirmeyi yapmalı, dokunulmazlık zırhından sıyırmalı. Terör örgütüyle iş mi tutuyorsun, ha bunun bedelini ödeyeceksin ve bunu ödetmeli.”

Yüksekdağ, 19 Temmuz’da, “Biz sırtımızı YPJ’ye, YPG’ye ve PYD’ye yaslıyoruz, bunu söylemekte ve savunmakta hiçbir sakınca görmüyoruz. Sırtımızı kime yasladığımızı söylüyoruz, bundan sonra da yaslamaya devam edeceğiz” ifadesini kullanmıştı.

Çin’de füze pazarlığı

Çin’e giden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 30 Temmuz’da Endonezya’ya geçecek. Erdoğan, Çin’den savunma füzesi alınması konusundaki soru üzerine, “İşin başında en uygun teklifi veren ülke Çin olmuştur. Daha sonra bazı gelişmeler oldu, bazı aksamalar söz konusu. Bu ziyarette tekrar ele alacağız. Bu uygun teklifi zenginleştirecek bir teklif, tabii ki bizler tarafından da makul karşılanacaktır” dedi.

Haberin Devamı

Tehdit olan ‘unsurlar’

Erdoğan, “ABD ile güvenli bölgede anlaşma söz konusu mu?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Sayın Obama ile yapmış olduğumuz görüşmede etraflıca ele aldığımız gibi, her şeyden önce DEAŞ ile kuzey Suriye’deki mücadelenin verilmesi büyük önem arz ediyor. Aynı zamanda yine ulusal güvenliğimize tehdit oluşturan, malum unsurlar var. Ve buradaki bizler için, ikmal bölgesi diye tanımadığımız bu bölgelerin tehditten arındırılması takdir edersiniz ki bizdeki 1 milyon 700 bin vatandaşın dönme beklentileri bakımından bir zemin oluşturacaktır.”