'Cinsellikle reyting almam'

"Gecenin Rengi” başarılı bir sezon geçirdi... Bu projenin doğuş hikayesini öğrenebilir miyiz?

- Kanal, bizden bir gece programı yapmamızı istedi. Ben de oturup ekip kurdum. ıkinci ayın sonunda hemen herkes “Aaa bir kadın çıktı ve talk show yapmaya başladı” diyordu. Ben ekip içinde “Biz buna talk show demeyelim, ne olur ne olmaz” derken, bizi izleyenler talk show etiketini yapıştırdı. Bu yüzden de yüküm ağırlaştı.

Neden talk show demekten kaçınıyordunuz?

- Çünkü karşında yıllardır bu işi yapan Beyazıt Öztürk var, Okan Bayülgen var. Bir de kadın olmak! Niye “kadınlar talk show yapamaz” diye bir klişe var, onu da bilmiyorum.

Kadınlar talk show yapabiliyor mu peki?

- Niye yapamasın ki? Ne donanım gerekiyor da kadınlar yapamıyor? Günü güzel kapattıran, çok komik olma iddiasında bulunmayan, atraksiyonlu bir program yaptık işte...

SUNUCU DEĞİL PROGRAMCIYIM

Siz aslında gündüz kuşağı yüzlerindendiniz, öyle değil mi?

- Benim meslek hayatım haber muhabirliği ile başladı. Daha sonra programcılığa yönlendirildim.

-Peki sunucu musunuz, programcı mı?

- Kendimi sunucu olarak görmüyorum, ben programcıyım. Bugüne kadarki bütün programlarımın yapımcılığını da ben yaptım. Güzel bir dönem geçirdik. Ama Kanaltürk ile yollarımızı ayırdık bu sene. Görüşmelerim devam ediyor.

Yeni kanal, yeni format, yeni yayın dönemine yetişecek mi?

- En geç ocak ayında seyirciyle buluşmayı düşünüyoruz. Çok da özledim açıkçası.

Yeni yayın döneminde formatınızı da yenilemeyi düşünüyor musunuz?

- Evet. Zıt sorular çok sevildi mesela... Ama programın ana formatı aynı kalacak. Bir de bu sene, bir haber kanalında haftanın dört gecesi, daha çok ekonomi, siyaset ve politikadan konuşabileceğim bir programda yer almayı planlıyorum.

Daha önceki kanalınızla bir sorun mu yaşadınız? Neden ayrıldınız?

- Yok, hiç sorun yaşamadım ve oradan sorunlu bir şekilde ayrılmadım. Onlar zamanında bana böyle bir fırsat verdiler, ben de o fırsatı değerlendirip bir program yaptım. Geçen seneye bakıp da “Ekranlarda yeni ne var?” diye sorarsanız, benim programım, “Yemekteyiz” ve “Çok Güzel Hareketler Bunlar”ı sayabilirim. Evet, biz yeni bir şeyler ortaya koyduk. Televizyonculuk adına çok güzel bir iş oldu.

Ailece izlenecek yayınların özellikleri nelerdir?

- Vicdan terazisinden geçen, toplum kurallarına aykırı olmayan, ne söylediğini bilen bir programcı ve format...

Yayın sırasında siz nelere dikkat ediyorsunuz?

- Yayında cinsellikle ilgili bir şey konuşulduğunda yüzü kızaran bir insanım. Ayıp, günah diye değil. Konu oraya geldiğinde “abovvv” deyip kafamı sağa çevirebiliyorum. Çünkü ekran önünde bu tür şeylerin konuşulmasından yana değilim. Bu durum, benim bunları eleştirdiğim anlamına gelmez. Ben normal yaşantımda da böyleyim. Her şeyi evinin salonunda konuştuğun gibi ekranda konuşmamalısın.

ORTALAMA BİR TÜRK AİLESİNDE YETİŞTİM

Nasıl bir ailede yetiştiniz?

- Ortalama bir Türk ailesinde. Babam emekli asker, annem ev kadınıydı. Üç kız kardeştik. Benim evimde konuşulmayan bir şeyi ben ekran önünde konuşmam. Asla “bundan reyting alayım” diye cinsellik konuşmam.

Bir röportajınızda “Evde kocam, çocuğum uyuyor, ben programa gidiyorum” demişsiniz. Türk kadınının gece programı yapmamasının nedeni bu dezavantaj
olabilir mi?

- Evet, bizim hem çok yoğun bir tempomuz var hem de birazcık ters görünüyor. Ama görevlerinizi orayla burayı çok karıştırmadan yapıyorsanız, iki tarafı da ihmal etmiyorsanız ne âlâ...

FİLM TEKLİFLERİNİ ZAMANSIZLIKTAN GERİ ÇEVİRDİM

Oyunculuk geçmişiniz var mı?

- Evet ama çok kısa bir geçmiş... Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ndeyken bir reklam filminde oynadım. Birçok insan “Oyunculukta devam et” dedi hatta, ama bunları pek ciddiye almadım. Geçen sene de bir film teklifi geldi, zamansızlıktan kabul edemedim. Yine kendimi oynayacağım bir iş olduğu için sıcak bakmıştım aslında projeye...

CEM YILMAZ BİZİ BEĞENMİYORDUR

Geçen sene Cem Yılmaz’ı programınıza konuk almayı çok istiyordunuz, ne oldu o iş?

- Başaramadım. Cem bizi beğenmiyordur belki! (Gülüyor) Çok normal, olabilir böyle şeyler. Yani herkes her programa katılacak gibi bir şey yok. Saygı duymak lazım.