Gazete Vatan Logo
Magazin 'Cinni ile cesaretimi ortaya koydum'

'Cinni ile cesaretimi ortaya koydum'

'Cinni ile cesaretimi ortaya koydum'

Emre Aydın, ilk yönetmenlik deneyimi ile bu hafta karşımıza çıktı. Gerilim ve korku öğelerini barındıran Cinni filmi Antalya’da şehir efsanesine dönüşen bir hikayeyi çarpıcı bir şekilde beyazperdeye yansıtıyor. Romantik şarkıları ile dinleyicisini avutan Aydın, bu kez ters köşeye yatırıyor ve gerilimli bir serüvenin içine sizi çağırıyor. Emre ile heyecanını paylaştık ilk yönetmenlik deneyimini konuştuk.

Seni ilk etkileyen korku filmi neydi?

Elm Sokağında Kabus’tu herhalde. Çok da korkmuştum. Şu an prime time’da korku filmleri yayınlanmıyor ama o zamanlar televizyonda erken saatte de yayınlanırdı korku filmleri. İlk öyle izlemiştim filmi.

70’lerin korku filmlerinin müzikleri külttür. Filmi yazarken aklında müzikler dolanıyor muydu?

Bu sahneye yüksek metronomlu ve pes bir enstrüman kullanırım gibi şeyler düşünüyordum. İnanması zor bir şey anlatıyoruz o yüzden bazen ufak gerilimleri müzik ile tamamladım. Ama filmi tamamen müzik üzerine kurmadım.

Yönetmen koltuğu yaptırdın mı kendine?

Yaptırmadım. (gülüyor) Monitörden bile filmi izlemedim.

Haberin Devamı

Sert bir yönetmen misin?

Hayır, değilmişim. Çok klip çektiğim için o kadar uzak değildim setlere, hatta klip çekerken beraber çalıştığım ekibim ile bir aradaydık. Gergin ya da sert değildim. Bir gece sabaha karşı çok gerildim. Çok basit bir şey yapılamadığı için, o kadar.

GALALAR DAHA GERGİN

Hikaye ile çekilen senaryo arasında farklılık oldu mu?

O oluyormuş. Antalya’da bir ev var ve onu herkes bilir. 80’lerin başında ev ile ilgili dedikodular çıktı. Eve cinlerin musallat olduğu söylentisi duyuldu. Ev yıkıldıktan sonra yapılan apartmanda da kimse oturmadı.

Bu hikayeyi zaten Antalya’da yaşayan herkes bilir. O ev hakkındaki bir hikayeyi alıp geliştirdim. Yazarken de elimi korkak alıştırmadım ve sayfalarca yazdım. Sonradan ama çok budadım. Oyuncunun nasıl oynadığı ve o sıradaki ambiyans senaryoyu çok değiştiriyormuş. Sürpriz sonları seviyorum. Bu da öyle bir film oldu.

Smokini giyip, gala için hazırlanmanın konserden farkı nasıl oluyormuş?

Çok farklı. Birileri ile film izlemek zor bir şeymiş. 13 yıldır sahneye aktif olarak çıkan biri olarak, orada böyle bir gerginlik yok. Bu daha gergin bir şeymiş. Belki ilk tecrübem olduğundan. Daha kolektif bir iş. Daha çok insanın daha fazla konsantre olmasıyla alakası varmış.

Haberin Devamı

Bu filmden seyirci nasıl çıkarsa kendini iyi hissedersin?

Çok kolay bir film değil bu. Bir taraftan telefonunuz ile oynayıp bir taraftan takip edebileceğiniz bir film değil. Çok hızlı akan, konsantre izlemezseniz eğer kafanızı karıştıracak bir film. Sonuçta herkese her işi beğendiremezsiniz. Ama hayatımda hiçbir şeye bu kadar emek verdiğimi bilmiyorum.

ROMANTİK KOMEDİLERDEN NEFRET EDERİM

Film çekme cesaretini nasıl topladın?

‘Hadi çekelim’ diyorsunuz. Sonra senaryoya bir daha bakmaya karar veriyorsun. Bu sefer dedim ki, “Şu tarihte çekmeye başlayacaksın.” Cesur birisiyim. Sanıldığından daha az önemserim tepkileri. “Ölünmüyor” single’ı da çıkınca insanların tepki vereceğini biliyordum. Önemli olan benim iyi niyetle ve cesaretle bu işi yaptığımı bilmeleri.

Haberin Devamı

Bu kadar romantik şarkılar yazan bir adamdan nasıl oluyor da böyle gerilim dolu bir film ortaya çıkıyor?

Ben romantik komedilerden nefret ederim.

Bu film oyuncusunu da parlatacak mı?

Herkes işi için aynı şeyi söyler ama çok iyi oynadılar. Bu filmle ilgili tek kabul etmeyeceğim eleştiri oyunculara dair olanlar olur. Senaryoyu çok iyi aktardılar. Türk korku filmleri izleyicilerinin alışkın olduğu aşırı faktörler yok. Psikolojik gerilimi daha tepede olan, hikaye odaklı ve sürpriz sonlu bir film.