Gazete Vatan Logo

"Cari açık 80 milyar dolara çıkacak"

CHP’li Öztrak, yıl sonunda cari açığın 80 milyar dolara çıkacağı uyarısında bulundu.

CHP Ekonomi ve Mali Politikadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, yıl sonunda cari açığın 80 milyar dolara çıkacağı uyarısında bulundu. Hükümetin Orta Vadeli Program’da cari açığı 65 milyar dolar öngördüğünü belirten Öztrak, petrol fiyatlarının 97 dolar düzeyinde hesaplandığını, şu anda ise petrol fiyatlarının 124-125 dolara fırladığına dikkat çekti. Öztrak, 80 milyar dolarlık cari açığın nasıl finanse edileceğinin belli olmadığını ifade etti. TL simgesinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın isminin baş harflerini anımsatmasının Merkez Bankası’nın bağımsızlığına gölge düşürdüğünü söyledi.

CHP’li Öztrak, Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) üyeleriyle sohbet toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Öztrak, bugün dünya ekonomisi açısından önemli bir gün olduğunu söyledi. Özellikle Yunan tahvillerinin değişim işleminin belli bir başarıyla tamamlanmış olmasının birçok bakımdan ilginç ipuçlarını sunduğunu ifade eden Öztrak, “Her şeyden önce bu benim bildiğim kadarıyla dünyada en büyük devlet kağıtlarını yeniden yapılandırma operasyonu. İlk defa bu ölçüde özel kesim bir krizin çözümünde elini taşın altına koyuyor.

Yaşanan aslında düzenli iflastır. Yunanistan 200 milyor euro’ya yaklaşan borcunun yüzde 45’ini ödemeyeceğini söylemiş, kreditörlerde bunun böyle olmasını kabul etmişlerdir” dedi.

“HER ŞEYİN İYİYE GİDECEĞİNİ SÖYLEMEK İÇİN HENÜZ ERKEN”

2007 sonrası yaşanan krizden Türkiye’nin diğer gelişmiş ekonomilere göre daha az etkilendiğini gösteren bazı gelişmelerin yaşandığını dile getiren Öztrak, geçen yıl bütün dünyada kriz sonrasında ekonomik büyümenin görülmesi için genişlemeci mali politikalar uygulandığını, ancak bir türlü büyüme gelmediğini bildirdi.

Gelişmiş ekonomilerin büyümediğini kaydeden Öztrak, “Bazı veriler Çin’in de yavaşlamaya başlayacağını gösterdi. Hatta uluslararası üne sahip iktisatçılardan bir kısmı da aslında her 12 yılda bir gelişmekte olan, bizim gibi yükselen piyasa ekonomilerinde yaşanan o aşağı doğru inişin yeniden yaşanma riskinin belirdiğini söylüyorlar. Dolayısıyla son derece kritik bir süreçten dünya ekonomisi geçiyor. Bundan sonra her şeyin iyiye gideceğini söylemek için henüz erken” diye konuştu.

“TÜRKİYE’NİN 2012 YILINDA ÖDEYECEĞİ TOPLAM DIŞ BORÇ MİKTARI TOPLAM 130 MİLYAR DOLAR"

Öztrak, Türkiye ekonomisinin son iki yılda kaydettiği yüksek büyüme hızlarına nasıl ulaşılabildiğine ilişkin açıklamalarda bulundu. Türkiye’de seçim ekonomisi uygulandığını söyleyen Öztrak, “Türkiye’ye gelen sıcak para önemli ölçüde hane halkalarının borçlanmasına imkan verecek şekilde bankalar üzerinden hane halklarına kullandırıldı. Kriz döneminde hane halkının her 100 TL’lik gelir artışına rağmen borcu 124 TL arttı. Yani gelirden çok daha hızlı borçları arttı” dedi.

Türkiye’nin 2012 yılında ödeyeceği toplam dış borç miktarının toplam 130 milyar dolar olduğunu ifade eden Öztrak, “Bunun 112 milyar doları da özel kesime ait. 59 milyarı bunun bankalar üzerinde, 52.5 milyarı da reel kesim üzerinde. Bu borcu ödemek için yeniden dışardan borçlanmak gerekiyor. Ancak dışardan borçlanabilme imkanı da oldukça sınırlı görünüyor” şeklinde konuştu.

“KREDİ ARTIŞINA HÜKÜMETİN CİDDİ ORANDA SESSİZ KALMASI, BORÇLARIN AİLELER ÜZERİNE YIKILMASINA NEDEN OLDU”

Kredi artışına hükümetin ciddi oranda sessiz kalmasının borçların aileler üzerine yüklenmesine neden olduğunu söyleyen Öztrak, “Aileler üzerindeki 100 TL’lik gelir artışına 124 TL’lik kredi artışını eklerseniz ülkede ciddi bir tüketim oluyor. Bu tüketimi yerli üretimle karşılayamıyorsunuz. Sonuç 77 milyar dolarlık cari açık. ABD’den sonra dünyadaki en yüksek cari açığa sahibiz. Milli gelire oran olarak baktığımızda Türkiye hem G-20’de hem de OECD ülkeleri içerisinde Türkiye en fazla cari açık veren ülke” diye konuştu.

“CARİ AÇIK 80 MİLYAR DOLARA ÇIKACAK”

Hükümetin orta vadeli programda cari açığı 65 milyar dolar hedeflediğini dile getiren Öztrak, bunu hesaplarken petrol fiyatının 97 dolar olacağının varsayıldığını belirtti. Bugün petrolün ortalama varil fiyatının 116 dolar olduğuna dikkat çeken Öztrak, "Bugünlerde en son petrol fiyatları da 124-125 dolar seviyesinde görünüyor. Bunun en az 15 milyar dolar ilave yükü var. 65’in üzerine 15 daha koyarsanız bu 80 milyar dolar yapar. Bu 80 milyar dolarlık cari açıkla, biz bu sefer varsayılan yüzde 4’lük büyüme yapacağımızı ifade ediyoruz."

“BUNUN YUMUŞAK İNİŞ OLMADIĞI, RİSKİN DEVAM ETTİĞİ AÇIK SEÇİK ORTADA”

Maliye Bakanı’nın büyüme yüzde 4 olursa yumuşak inişin gerçekleşeceğine ilişkin açıklamalarını hatırlatan Öztrak, konuya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“Hayır, yumuşak iniş filan gerçekleşmiyor. 80 milyar dolarlık cari açık hala orada duruyor ve bunun nasıl finanse edileceği de açıkçası belli değil. Bu ‘yumuşak iniş’ meselesi önemlidir. Yumuşak iniş yüzde 4’e indirdik. Yani sadece büyümeye bakılmaz cari açığı nereye doğru çekiyorsunuz cari açığı aşağı doğru çekerken durgunluğa giriyor musunuz, girmiyor musunuz? Ama yüzde 4 büyüme olmuş, 80 milyar dolarda cari açık olmuş. O zaman bunun bir yumuşak iniş olmadığı riskin devam ettiğinin göstergesi olduğu açık seçik ortada olacak.

“HÜKÜMET MALİ DİSİPLİNİMİZ TAM DİYOR AMA…”

Kalıcı gelir ile giderin uzun dönemli sürdürülebilir bir dengede gitmesi halinde mali disiplinin varlığından söz edilebileceğine dikkat çeken Öztrak, “Ama bu hükümet iktidarda bulunduğu 9 yıl içerisinde 6 mali af ve son yasayla seçimlerden önce bir af daha çıkardı.
Bu mali affın 2011 yılı bütçesine katkısı ne olmuş. 13.3 milyar TL vergi gelirlerini etkilemiş. Bu bir defaya mahsus gelir sürekli gelecek bir gelir değil. 8 milyar TL’de SGK’nın dengesnii etkilemiş toplam 21 milyar TL yapar. Bu bir defaya mahsus olan 21 milyar TL olmasaydı normal gelir trendleri içinde GSYİH’nın yüzde 1.9’u olarak gözüken faiz dışı fazla GSYİH’nın yüzde 0.3’üne düşüyor” şeklinde konuştu.

“FAİZ DIŞI HARCAMALAR ENFLASYONUN ÇOK ÜSTÜNDE ARTTI”

Faiz dışı harcamaların enflasyonun çok üstünde arttığını söyleyen Öztrak, cari fiyatlarla GSYİH’nın yüzde 55.5 arttığını ve devletin faiz dışı harcamalarının GSYİH içerisindeki payının arttığını ifade etti. 2007-2011 dönemindeki bütçe gelirlerindeki artışa da bakıldığında son yapılandırma ile artışın yüzde 66, 13 milyar TL’nin çıkarılması halinde ise yüzde 58.7 olduğuna değinen Öztrak, şu açıklamalarda bulundu:

“Bu şunu gösteriyor. Bu bir defaya mahsus gelirler ortadan katlığı zaman aslında bütçenin dengesi görüldüğü gibi değil.Ama bu yılda öyle görünüyor ki bu sıkıntıyı da bedelli askerlik ve 2B ile kapatmaya gidecekler. Hükümet borç stoğunu yüzde 39’a indireceğini söylüyor. Bu bizi rahatlatacak mı? Hayır. 2008-2009’da büyüme düştüğünde bir anda borç stoğu 6 puan birden yükseldi. Yüzde 45’e kadar çıktık.”

“HAZİNE GARANTİLİ BORÇLAR, 2001 KRİZİNDEN SONRA BORÇ STOĞUNUN SIÇRAMASINDA ÖNEMLİ BİR ROL OYNADI"

Ulaştırma Bakanlığı’nın zorlamasıyla bazı milletvekillerinin Meclis’e bir yasa teklifi verdiğini söyleyen Öztrak, “Yap-işlet-devretlerde katma değer vergisinin indirimi ve yap-işlet-devret modeliyle iş yapan özel kesim dışarıdan borç aldıklarında ve o yap-işlet-devret projesi herhangi bir şekilde kesintiye uğradığında, bu borçları Hazine’ye devredecekler. Bundan önce böyle bir şey yoktu. Özel kesim gayet rahat borçlanabiliyordu. Şimdi artık böyle üstü örtülü bir garantiyi vermeden özel sektör borçlanamıyor. Bu uygulamanın mali disiplin açısından büyük sakıncaları var. Daha önce bu garantili borçlarda 2001 krizinden sonra borç stoğunun sıçramasında önemli bir rol oynamıştır” diye konuştu.

“HAKAN ŞÜKÜR’ÜN İMZASI TASARININ EN ÜSTÜNDE”

Yasa tasarısının özenilmeden hazırlandığını ileri süren Öztrak, buna örnek olarak da son günlerde bir Tv kanalında spor yorumculuğu yapmakla eleştirilen AKP Milletvekili Hakan Şükür’ün taslağın altında imzasının bulunmasını gösterdi. Öztrak, “Söz konusu yasa tasarısının üzerindeki imza Hakan Şükür’ün imzası. En yukarıdaki imza ona ait. Hakan Şükür bununla da ilgilenmiş görünüyor. Bu işin başka yönü ama bu düzenleme hazineyi doğrudan etkileyecek bir durumdur” dedi.

“HAZIRA DAĞ DAYANMAZ”

2011’in Temmuz’unda Türkiye’nin dolar rezervlerinin brüt 93 milyar dolar olduğunu belirten Öztrak, geçtiğimiz hafta itibariyle ise 79 milyar dolara gerilediğini hatırlattı. Özütrak, “Doları indirmek için 14 milyar dolar rezerv harcadık. 1.85’lerden 1.78’lere indirmek için. Dolayısıyla hazıra dağ dayanmaz sözüne en uygun kalem uluslararası rezervlerdir. Bir anda gittiğin görürsünüz. Türkiye’de rezervlerin düzeyini, cari açık ile kısa vadeli borçlarla kıyasladığımızda Türkiye’nin rezervleri bunun yüzde 50’sini dahi karşılamıyor” şeklinde konuştu.

“YÜKSELEN EKONOMİLERDE KRİZE EN DAYANIKSIZ ÜLKE TÜRKİYE”

Öztrak, Standart and Poors’un (S&P) raporuna ilişkin de açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin yükselen ekonomilerde krize karşı en dayanaksız ülke olarak raporda yer aldığına dikkat çeken Öztrak şu değerlendirmelerde bulundu:
“Maliye Bakanı diyor ki ‘onlar sadece cari açığa bakıyorlar ve sadece bir yıllık bakıyorlar’. Oysa ki, S&P bunu yaparken 7 göstergeye bakıyor. Sadece bir taneye değil. Ayrıca bir yıllık da değil. 2007’den itibaren S&P bunu yapmış. 2008 yılında Türkiye kırılganlık endeksinde 13. sıradayken 2011’de 1. sıraya yükselmiş. Bu Türkiye’nin seçim döneminde izlemiş olduğu popülist kredi dağıtmanın sonucunda ortaya çıkmış olan bir tablodur.”

"GERÇEKTE İŞSİZLİK ORANI YÜZDE 14.6”

Öztrak, işsizlik sorununa da değindi. Krizden bu yana Türkiye’nin 3 milyon 371 bin kişiye iş yarattığına dikkat çeken Öztrak, “Bunun 390 bini sanayi sektöründe, 445 bini inşaat sektöründe, 1 milyon 260 bini hizmetler sektöründe, 1 milyon 276 bini tarımda. Krizden sonra tarımda çalışan insan sayısında bu denli bir artış oldu. Tarımda ekilen alan düşmüş. Türkiye kurban bayramında ithal hayvan kesmiş. Ama tarımda bu kadar insana istidam sağlanmış. Olay şu insanlar köyüne dönmüş ve ufak bahçeleri ile uğraştığında siz tarımda çalışıyorsunuz diyorlar. Türkiye’nin yüzde 9.8 olarak açıklanan işsizlik gerçekte 14.6’dır. İşsiz sayısı da 2 milyon 615 binde 3 milyon 891 bin kişiye yükseliyor. Buna bir de gizli işsizlik eklendiğinde 5.9 milyon kişiye çıkıyor” şeklinde konuştu.

“TL’NİN SİMGESİ BİZDE HALKA SORULDU MU?”

Öztrak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamada TL’nin simgesi ile ilgili olarak “CHP’yi özellikle tebrik ediyorum. Hayal güçlerini zorlayarak sınırları aşarak simgede R, T harflerinin bulunduğunu iddia ettiler” sözlerine de değindi. “Başbakanın isminin baş harflerinin TL’nin yeni simgeye yerleştirildiğine” ilişkin açıklamalar yaptığını belirten Öztrak, ancak yeni simgede “ T ve E” harflerinin bulunduğunu söylediğini ifade etti. “Ben R var demedim” diyen Öztrak, şu açıklamalarda bulundu:

“Baktığınız zaman, stilize içinde T ve E harflerini görüyorsunuz. Ama bunun arkasında çok daha önemli bir mesaj var. Bunu algılamama konusunda ciddi bir ısrar gösteriyorlar. Her yerden aynı mesajı vermemizi gerektiren bir takım uygulamalar ortaya çıktı. AB euronun simgesini belirlerken 10 simge seçmiş sonra dönmüş halka sormuş. Biz de halka soruldu mu? Bu para neyin simgesi? Türk lirasının simgesi. Yani milli paramızın simgesi. Her yerde milli iradeyi ağzından düşürmeyenler milli bir simgeyi belirlemeye geldiğimiz de bunu halktan kaçırarak belirliyorlar.”

“MERKEZ BANKASI’NIN ZATEN SIKINTIDA OLAN BAĞIMSIZLIĞI, BU GÖRÜNTÜYLE DAHA DA SIKINTIYA SOKULMUŞTUR”

Merkez Bankası’nın Başbakan isimlerinin ilk harfi olan T ve E harflerini hatırlatan böyle bir simgeyi kabul etmesini başka açıdan da sıkıntılı bulduğunu ifade eden Öztrak, “Merkez Bankası’nın zaten sıkıntıda olan bağımsızlığı, bu görüntüyle daha da sıkıntıya sokulmuştur. Bu mesele ciddi bir olaydır. Buralarda dikkat etmek gerekir.

Şu anda kırılganlıklar nedeniyle Merkez Bankası’nın bağımsızlığına olan inancın en güçlü olması gereken bir dönemdeyiz. Bunlar bizim 2001 krizinden sonra attığımız sağlam çıpalardı. Şimdi Merkez Bankası’nın bağımsızlığı tartışılıyor” diye konuştu.

“TÜRK EKONOMİSİ SÖYLENDİĞİ KADAR RAHAT DEĞİL”

Türk ekonomisinin söylendiği kadar rahat olmadığını belirten Öztrak, ekonominin ciddi kırılganlıkları bulunduğuna dikkat çekti. Bunları önleyecek tedbirlerin gündeme gelmesi gerektiğini vurgulayan Öztrak, hükümeti başka işlerle uğraşmakla eleştirdi.

“DÜNYA EKONOMİSİ ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE SON DERECE DALGALI BİR TABLO SERGİLEYECEK”

Öztrak, konuşmasının ardından bir soruya dünya ekonomisinin önümüzdeki dönemde son derece dalgalı bir tablo sergileyeceğini ifade etti. Öztrak, uluslararası kuruluşlar tarafından açıklanan raporlarda Türkiye’nin sık sık riskli ekonomiler arasında gösterildiğini vurguladı. Türk ekonomisinin çok güçlü bir ekonomi olduğunu vurgulayan Öztrak, “Ama bir bedel de ödenecek. Bu açığı azaltmanız lazım. Ben dışarıdan para bulur bunu finanse ederim diye düşünemezsiniz. Cari açığının yarattığı bu kırılganlığı bitirirsek, üretime dayanan bir ekonomi politikası stratejisi ile bitirebilirsek, o zaman ilk 10 ekonomi arasına girilmesinde hiçbir engel olmaz. 2008 yılında en kırılgan 13. ekonomi iken, Türkiye şimdi en kırılgan birinci ekonomi olarak bu krize yakalanacak. Tahribatı dönüp bakıldığında çok oluyor. Onun için gerçek gündem işsizlik ve ekonomiye dönmek lazım” diye konuştu.

MECLİS GRUBU EKONOMİ YÖNETİYOR

AKP Meclis Grubunun ekonomi yönetiminin ne dediğine bakmaksızın, istediği gibi Yasa taslağı hazırladığını söyleyen Öztrak, “Bakanların ne geldiğinden haberi yok. Bu iyi değil. Meclis grubu ekonomi yönetiyor. Eğer ekonomi yönetimi değil de Meclis grubu ekonomiyi yönetmeye başlarsa bu sonun başlangıcı olur” dedi.

Haberin Devamı