Gazete Vatan Logo

‘Bu iddianame ciddi bir savunmayı hak etmiyor’

Darbe girişiminin medya yapılanmasına yönelik davada yargılanan Ahmet Altan, savunmasına “İddianame olduğu ileri sürülen bu cılız metin, ciddi bir savunmayı asla hak etmiyor” diyerek başladı

‘Bu iddianame ciddi bir savunmayı hak etmiyor’

Girişimini önceden bildikleri ve bu konuda çağrışım yapan mesajlar verdikleri iddiasıyla 17 kişi hakkında açılan davanın duruşmasına, Nazlı Ilıcak ve Mehmet Altan’ın ardından dün de yazar Ahmet Altan’ın savunmasıyla devam edildi. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılan tutuklu sanık Ahmet Altan’ın savunmasıyla devam edildi. Ahmet Altan sözlerine, “Sayın Yargıç, İddianame olduğu ileri sürülen, zekâdan ve hukuktan yoksun, ağırlaştırılmış müebbet gibi heybetli bir cezayı taşımaya mecali yetmeyen bu cılız metin ciddi bir savunmayı asla hak etmiyor” diye başladı.

‘Yazsaydım Gezi’yi desteklerdim’

İddianamede kanıt yerine savcının suçlamaları olduğunu belirten Ahmet Altan, “İddianamede Ahmet Keleş diye birinin tanıklığı geliyor. Bu kişi Gezi olaylarının bir komplo olduğunu ve Taraf Gazetesi yazarı Ahmet Altan’ın yazıları okunduğunda bunun daha net anlaşılacağını söylüyor. Burada küçük bir sorun var. Gezi olayları sırasında ben Taraf Gazetesi’nden çoktan ayrılmıştım. Ben o dönemde Taraf’ta yazmıyordum ama yazsaydım kesinlikle Gezi’yi desteklerdim” dedi.

Haberin Devamı

‘Apo tavrı yüzünden son verdim’

İddianamede Önder Aytaç ile görüşmesinin de suç olarak sayıldığını belirten Altan, “Ben Önder Aytaç’la karşılaştığımda Polis Akademisi’nin öğretim görevlisiydi. Bana Taraf gazetesinde yazmak istediğini söyledi. Ben de mümkün olduğunca geniş yelpazeli bir yazı kadrosu istediğimden ‘olur’ dedim. Savcının, beni darbeyle ilişkilendirmek için adını iddianameye yazdığı Önder Aytaç, benim işine son verdiğim sanırım tek yazar. ‘Apo idam edilsin’ dediği için yazılarına son verdim. Taraf gazetesinde her görüşe yer vardı ama insanların ölümünü, öldürülmesini, devletin cinayet işlemesini isteyenlere yer yoktu” dedi.

‘10 yılda 2 kez görüşmüşüm’

Kapatılan Zaman gazetesinin eski imtiyaz sahibi olan Alaeddin Kaya ile sık görüşme iddialarına değinen Ahmet Altan, şunları söyledi, “Mehmet Altan’la benim 10 yıllık telefon kayıtlarımızı incelemişler ve Alaeddin Kaya’yla görüşmelerimizin yekûnunu da çıkarıp iddianameye koymuşlar. Biz ‘sık sık görüştüğümüz’ söylenen Alaeddin Kaya ile 10 yılda kaç kere görüşmüşüz, biliyor musunuz? Mehmet Altan 10 yılda sadece bir kere görüşmüş Kaya ile. O da 2008 yılında. Ben de sadece iki kez 2010 ve 2012 yılında konuşmuşum.”

Haberin Devamı

‘Dumanlı ile maça gittik’

Zaman Gazetesi eski Genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı ile ahbaplığının olduğunu söyleyen Altan, “Onunla sohbet etmekten her zaman hoşlandım. Bir iki kere buluşup yemek yedik, bir kere de beraber Beşiktaş maçına gittik. Ekrem Dumanlı’yla telefonda konuştuğum için üç müebbedi hak ediyorsam Beşiktaş maçına gittiğim için herhalde elli kere falan müebbedi hak ediyorumdur” ifadelerini kullandı.Davada, Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak hakkında başta “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya çalışmak” suçlamasıyla üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

‘Önümdeki birkaç yılı arkamdaki onlarca yılı...’

Altan, gözaltına alınma sebebi olan “subliminal darbe mesajı verdi” iddiası için de “Sanki savcı hiç bunu ileri sürmemiş, sanki biz 12 gün nezarethanede bu iddiayla tutulmamışız gibi subliminal lafı unutuluyor. ‘Subliminal’ lafı yerine sahneye ‘siz darbeyi biliyordunuz’ iddiası çıkıyor” diye konuştu. Altan, ayrıca “Boşuna beklemeyin. Ben sizin korkutabileceğiniz bir adam değilim. Önümdeki birkaç yıl için arkamdaki onlarca yılı korkaklık ederek çöpe atacak biri de değilim” dedi. Altan, John Fowles’ın “Dünyadaki bütün yargıçlar verdikleri kararlarla yargılanır” sözünü de hatırlattığı savunmasını “İnsanları nedensiz yere tutuklayan, yalan dolu iddianamelerle insanları yargılayan bugünkü adalet sistemine güvenim yok. Sayın yargıç, nasıl yargılanmak istiyorsanız, hakkınızda nasıl hüküm verilmesini istiyorsanız, nasıl hatırlanmak istiyorsanız öyle karar verin”diye bitirdi.

Haberin Devamı