Gazete Vatan Logo

'Boyum kısaydı, görmedim!'

Eski rektörden o pankarta açıklama...

Ergenekon Davası’nda tanık olarak dinlenen Dokuz Eylül Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Emin Alıcı, 25 Ekim 2003’te cübbeleriyle Anıtkabir’e yürüyen rektörler arasında yer aldığını söyledi. Yürüyüş sırasında açılan ’Ordu Göreve’ pankartını boyunun kısa olması nedeniyle göremediğini söyleyen Alıcı, "Yanımdaki rektörler ’Ordu Göreve’ pankartının açıldığını söylediler. Ön tarafa gidip bakmak istedim ancak çok kalabalıktı. ’Ordu göreve’ pankartı bizim düşüncemizi yansıtmadığı için rektörler olarak hepimiz tepki gösterdik" dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Ergenekon Davası’nda tutuklu sanık Fatih Hilmioğlu’nun savunma tanığı olarak gösterdiği Dokuz Eylül Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Emin Alıcı tanık olarak dinlendi. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, Hilmioğlu’nun mahkemeye sunduğu dilekçesinde "19 Eylül 2003’te Jandarma Genel Komutanlığı’nın Bilkent’teki sosyal tesislerinde rektörlerin katıldığı iddia edilen yemekli toplantıda, Dokuz Eylül Üniversitesi’nin rektörünün de katıldığının iddia edildiğini" belirterek, Alıcı’ya bu toplantıdan haberi olup olmadığı soruldu. Tanık Alıcı ise, "Böyle bir toplantıya katılmadım. Bu bilgi gerçeği yansıtmıyor. Askeri zevatla kapalı bir toplantıya katılmadım" diye cevap verdi.

"O PANKARTA TEPKİ GÖSTERDİK"

Duruşma savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "25 Ekim 2003’te cübbeleriyle Anıtkabir’e yürüyen rektörler arasında var mıydınız?" diye sordu. Anıktabir yürüyüşüne katıldığını belirten Alıcı şöyle devam etti:

"Evet ben bu yürüyüşe katıldım. Diğer üniversitelerin rektörleri de var. Yürüyüşte kaç kişi olduğunu bilmiyorum. Mitingde ’Ordu göreve’ diye pankart açıldı. Bizim düşüncemizi yansıtmadığı için rektörler olarak hepimiz tepki gösterdik. Organizasyonu yapan Ankara Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Nusret Aras, platforma çıkıp mikrofonu eline alıp ’O pankart kaldırın ve miting alanını terk edin’ dedi. Çünkü mitingin amacı bu değildi. Bu tür toplantılarda bir grup çıkıp beklenmedik şeyler yapabiliyor, provakasyonlar olabiliyor. Daha sonra bu tür provokasyonlara karşı çok dikkatli olunması, gerekirse toplantı yapılmamasını aramızda konuştuk. Bu olay hepimizin tepkisini çekti."

Sorular üzerine tanık Alıcı, "Ben o pankartı boyum kısa olduğu için göremedim ancak yanımdaki rektörler pankart açıldığını söylediler. Ön tarafa gidip bakmak istedim ancak çok kalabalıktı. Şuan tam olarak miting alanın yerini söyleyemem Ankara’yı pek bilmiyorum" diye konuştu.

"O YEMEĞE RASTLANTISAL OLARAK GİTTİK"

Savcı Pekgüzel, Ankara Ticaret Odası’nda (ATO) 2004’te Hilafetin Kaldırılması’nın yıldönümü nedeniyle düzenlenen toplantının ardından bir yemek verildiğini anımsatarak "Mustafa Balbay, İlhan Selçuk da katılmış. Bu yemeği hatırlıyor musunuz?" diye sordu. Tanık Alıcı, "Evet hatırlıyorum. Benim arabam bozulmuştu. Havaalanına gitmem gerekiyordu. Bir rektör arkadaşımdan rica ettim beni havaalanına bırakacaktı. Ancak diğer rektör arkadaşlar ’Uçağın kalkmasına daha çok var yemek yiyelim’ dediler. Otelin en üst katına çıktık. Sağ taraftaki masaya oturduk. Aramızda bulunan rektörlerden biri Mustafa Balbay’ın da olduğu masaya gidip konuştu. Ben masanın en sonunda oturuyordum. O yemekte İlhan Selçuk ve Balbay vardı. Biz o yemeğe rastlantısal olarak gittik. Daha sonra masalar birleştirildi, bir arada yemek yemeye başladık. Yemeğin sonunda herkes kendi cebinden parasını ödedi" diye cevap verdi. Savcı Pekgüzel’in "Yemekte ne konuşuldu?" sorusu üzerine de Tanık Alıcı, "İlhan Selçuk, Cumhuriyet Gazetesi’nin trajlarının arttığını, iyi bir noktaya geldiğini söylüyordu. Onun dışında ne konuşulduğunu hatırlamayorum. Çünkü ben yanımdaki rektör arkadaşımla başka bir konuda konuşuyorduk" dedi.

"DEMOKRASİYİ SAVUNAN BİR İNSANIM"

Savcı Pekgüzel, Balbay’a ait olduğu iddia edilen günlüklerde ATO’daki toplantıya ilişkin bölümleri okuyarak sorular yöneltti. Tutuklu sanıklar Mehmet Haberal ve Hurşit Tolon’un avukatı Dilek Helvacı savcının sorusuna itiraz ederek, savcının yönlendirme soru sorduğunu savundu. Avukat Helvacı, Balbay’ın 16 oturum duruşmalara katılmaktan men cezası aldığı için duruşmalara katılamadığını belirterek, "Balbay bu günlükleri zaten reddediyor. Bunun da gözönünde bulundurulması gerekir" dedi. Tanık Alıcı "Ben o gün telaş içindeydim. Arabam bozulmuştu. Gazeteci olan Balbay gibi olaylara bakmam mümkün değil" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

"İktidara gelmek emektir. İktidar, kanunlar çerçevesinde elde edilir. Ben demokrasiye inanan ve buun savunan bir insanım." Tutuklu sanık emekli Orgeneral Hurşit Tolon’u tanıdığını söyleyen Alıcı, Tolon’un Ege Ordu Komutanı olduğu dönemde kendisinin de rektörlük yaptığını ifade ederek, "Tolon’un organizatörlüğünde bütün ünüversitelerden 10- 20 öğrenci askeri bir gemiyle Çanakkale’ye götürüldü, öğrencilere şehitlik gezdirildi" dedi. Duruşma Alıcı’ya soru sorulması ile devam ediyor.

CİNDORUK VE KAYNAK KOMİSYONA GELMEDİ

DARBE ve Muhtıraları Araştırma Alt Komisyonu, Dolmabahçe Sarayı Toplantı Salonu’ndaki çalışmalarını sürdürüyor. Gün boyu bir dizi ismi çağırıp dinleyen komisyonun davetine bazı isimler katılmadı. Komisyona geleceği duyurulan TBMM Eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk ve Eski MİT’çi Mahir Kaynak’ın Dolmabahçe’ye gelmeyeceği öğrenildi. Her iki ismin de komisyon başkanına birer mektup yazdığı ve gelmeme gerekçelerini açıkladıkları öne sürüldü.

Bu arada Komisyon şu sıralar Eski Cumhurbaşkanlarından Celal Bayar’ın kızı Niüfer Bayar Gürsoy ile torunu Emine Gürsoy Naskali’yi dinliyor. Ardından da gazeteci Orhan Birgit komisyona bilgi verecek.

Haberin Devamı