Gazete Vatan Logo

'Boğazlaşmayı engellemek için Türkiye'de kalırız'

DTP TBMM Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş'tan şok açıklamalar...

DTP TBMM Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş, kapatma ve siyasi yasak konulursa dağa çıkmayacaklarını belirterek, “Devlet böylesi bir hata yaparsa, bu hatanın Türkiye’de bir boğazlaşmaya yol açmaması için Türkiye’de kalarak demokrasi mücadelesine devam ederiz” dedi. Demirtaş, Kürt sorununun çözülmesi halinde PKK’nın dağdan inip inmeyeceğine yönelik soru üzerine, Kürtlerin en az bir Türk’ün bu ülkede Türk olarak yapabildiği her şeyi Kürt olarak yapabildiğinde Kürt Sorununun çözülmüş olacağını söyledi.

Yargıtay’ın kapatma davası açtığı DTP’nin TBMM Grup Başkanvekili ve Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş, ANKA’nın sorularını yanıtladı.

BOĞAZLAŞMAYI ÖNLEMEK İÇİN TÜRKİYE’DE KALIRIZ

Demirtaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “DTP Meclis dışı kalırsa dağa çıkar” sözlerinden yola çıkarak sorduğumuz “Kapatma ve siyasi yasak konulursa vekiller dağa mı çıkar?” sorusunu “Hayır, devlet böylesi bir hata yaparsa, bu hatanın Türkiye’de bir boğazlaşmaya yol açmaması için Türkiye’de kalarak demokrasi mücadelesine devam ederler” şeklinde yanıtladı.

BAŞBAKAN’IN SÖYLEMLERİ ‘MIRILDANMA’

Demirtaş, “Başbakan Erdoğan’ın “kökünü kazıyacağız”, “hesabını soracağız , “bitireceğiz” gibi militarizme hizmet eden bir dil ve söylemden farklı olarak sivil çözüme dair bir şeyler mırıldanması önemli ve değerlidir” derken, bu söylemleri sadece “mırıldanma” olarak gördüklerini, gerçekten de bir proje varsa ve bu proje makul ölçülerde sorunun çözümüne katkı sunacaksa DTP’nin de bu projenin içinde yer alacağını söyledi.

PARTİ TABANI KAPATMAYI ‘ACI BİR ÖRNEK’ OLARAK ALGILIYOR

Demirtaş, parti yönetiminin ve tabanının, kapatma davasını, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Kürtlerin demokratik legal zeminde kendi kimlikleri ile siyaset yapma haklarına yaklaşımın 80 yıldır değişmediğini gösteren acı bir örnek olarak algıladıklarını söyledi.

MECLİSTE DOĞRUDAN AYRIMCILIĞA MARUZ KALMIYORUZ”

Parlamento çatısı altında meclis idaresi tarafından doğrudan bir ayrımcılığa maruz kalmadıklarını ancak DTP’li vekillerin dokunulmazlıklarının tanınmadan bazı davlarının sürdürülüyor olmasını hukukun üstünlüğü ilkesine aykırı bulduklarını belirten Demirtaş, bu konuda siyasi partilerin tümünün sessiz kalmasını da manidar bulduklarını kaydetti.

“BAŞBAKAN HERKESİN BAŞBAKANI, HERKESİN SORUNUYLA İLGİLENMELİ”

AKP’nin, Kürt kökenli milletvekillerini yurtdışına gönderip Kürt sorunu konusunda lobi faaliyeti yapacağına ilişkin haberler üzerine de Selahattin Demirtaş, böyle bir çalışmanın hükümetin değil, AKP’nin faaliyeti olacağını söyledi. Demirtaş, “AKP Kürtlerin hepsini temsil ettiğine inanıyorsa Kürtlerin sorunlarını çözmelidir. Bu konuda Kürtler, ‘senindir, benimdir’ tartışması çok abes olur. Bu tartışmayı hükümetin yapması daha abes olur. Elbette ki Başbakan bu ülkede yaşayan herkesin Başbakanıdır ve herkesin sorunu ile ilgilenmek zorundadır. Ancak belli bir kesimi temsil etme iddiasında olma konusunu biz dile getirsek kıyamet kopardı, fakat AKP yapınca normal karşılanıyor” değerlendirmesi yaptı.


“ÖRGÜTÜ DAĞDAN İNDİRECEK İRADEMİZ VE İNANCIMIZ VAR”

PKK’yı dağdan indirecek özel bir güçleri bulunmadığını ancak indirecek iradeye ve bunu yapacak “inanca” sahip olduklarını kaydeden Selahattin Demirtaş, “Bu güç ancak diğer partilerle, devlet kurumları ile ortak bir şekilde oluşturulabilir” dedi.

TÜRKİYE’DE TARİH KİTAPLARINDA İKİ KEZ KÜRTLERDEN BAHSEDİLİYOR

Demirtaş, Kürt sorununun çözülmesi halinde PKK’nın dağdan inip inmeyeceğine yönelik soru üzerine, Kürtlerin en az bir Türk’ün bu ülkede Türk olarak yapabildiği her şeyi Kürt olarak yapabildiğinde Kürt Sorunu'nun çözülmüş olacağını söyledi. “Bu ülkede yaşayan Türkler, Kürtler ve diğer etnik kesimler Türkiyeli olarak kendi kimlikleriyle birlikte eşit bir yaşama kavuşurlarsa sorun kalmaz” diyen Demirtaş, yanıtının devamında şunları ifade etti:
“Nedir peki bir Kürt’ün bir Türk’e kıyasla eksik olan şeyi? Örneğin tarih kitaplarında iki yerde Kürtlerden söz edilir, birincisi ‘zararlı cemiyetler’ başlığı altında Kürt Teali Cemiyeti’nden söz edilirken, ikincisi ‘Cumhuriyet tarihinde Kürt isyanları’ndan söz edilirken. Yani hem Kürtler hem de Türkler, Kürtlerin tarihini okullarda asla öğrenemezler. Tam tersine ortalama bir Türk, bu tarih kitapları sayesinde Kürtleri sadece ülkeye ihanet etmiş bir kesim olarak tanırlar. Oysa Türklerin tarihi anlatılırken ballandıra ballandıra Orta Asya’dan başlanılarak ve methiyeler dizilerek anlatılır. Peki Türk kimliği bu ülkede yaşayan herkesin ortak üst kimliği ise, neden sadece Türk etnisitesine ait tarih bilgileri anlatılır çocuklarımıza... Neden sadece Türk dili öğretilir, neden sadece Türk edebiyatına, Türk televizyon ve radyolarına izin verilir, neden sadece Türk dili eğitim dilidir? Demek ki Türk kimliği bir üst ve ortak kimliği değil, diğer alt kimlikleri yok sayan milliyetçi bir tanımlamayı ifade ediyor.”

Kürtlerin Anadolu’nun kurtuluşunda Türk kardeşleriyle birlikte savaştığını ve Türk Bayrağına rengini veren kana kan kattığını anlatan Demirtaş, bu gerçeğin Türk ve Kürt çocuklarının ilköğretimden başlayarak öğrenmesi ve Kürt çocukları ile Türk çocuklarının birbirine bu şekilde daha fazla güvenerek ve daha fazla severek büyümesinin Türkiye’yi daha güçlü kılacağını kaydetti.

BARZANİ BİR KURTARICI OLARAK GÖRÜLMÜYOR

Demirtaş, Kuzey Irak’ta bağımsız bir Kürdistan devleti kurulmasının Kürtleri nasıl etkileyeceğine ilişkin ise, Türkiye’de yaşayan Kürtlerin her koşulda burada ve hep birlikte yaşamı savunacağını söyledi. DTP tabanının Barzani’ye bakış açısına ilişkin de Selahattin Demirtaş, “Elbette ki bir Kürt lider olması vesilesiyle belli bir sempati var, ancak Barzani’nin bir kurtarıcı olarak görülmediği de bilinmelidir” dedi.

O FOTOĞRAF FATMA KURTULAN’A AİT DEĞİL


DTP milletvekili Fatma Kurtulan’ın yayınlanan fotoğraflarına ilişkin de değerlendirmede bulunan Demirtaş, “O fotoğraflar ve haberler Türk basın tarihinin en büyük manipülasyonlarından biri olarak tarihe geçecektir. Fatma Kurtulan 1990’lı yıllarda HADEP-DEHAP süreçlerinde parti kadın kolları başkanlığına varana dek önemli görevler yapmıştır. Kendisi, 1999 yılında Adana’dan 2002 yılında Mardin’den milletvekili adayı olmuştur. Sadece Fatma Kurtulan’ın eşinin değil, diğer insanların da dağda olması hepimiz için bir üzüntü kaynağıdır. En büyük isteğimiz Fatma arkadaşımızın eşi dahil bütün insanların kendi evine döndüğü, ailesine kavuştuğu barış dolu onurlu bir gelecektir” diye konuştu.

DTP DEMOKRATİK ŞEKİLDE YÖNETİLEN BİR PARTİ


DTP Diyarbakır milletvekili Demirtaş, Abdullah Öcalan’ın Kürtlerin bir kısmı üzerinde etkisi olduğunun bilindiğini, bu durumun DTP tabanının önemli bir kısmı için de geçerli olduğunu kaydederek, “Ancak DTP, Genel Kurul, Parti Meclisi, MYK, Kadın ve Gençlik Meclisleri gibi parti kurumları tarafından yönetilen, kararların demokratik bir şekilde alındığı bir partidir” dedi. Demirtaş, DTP’nin Öcalan’ın etkisinden çıkmadığına yönelik değerlendirmeleri de gerçekçi bulmadığını ifade etti.

DTP'li belediyelerin çalışmadığına ilişkin eleştirileri de değerlendiren Demirtaş, kısıtlı imkanlara, hükümetin kredi, proje desteği barajlamasına rağmen DTP’li belediyelerin önemli işler yaptığını ifade etti. Demirtaş, “AKP’li belediyelere verilen desteğin ve gösterilen toleransın küçük bir kısmı bize de gösterilse belediyelerimiz Türkiye’nin örnek ve model belediyeleri olurdu. Belediyelerimiz hep yapamadıkları ile öne çıkarıldı, bir de yapılanlar anlatılsa o zaman kamuoyu çok daha objektif bir değerlendirme yapabilirdi” diye konuştu.

AKP oylarının bölgede artmasına ilişkin ise Selahattin Demirtaş, “Diğer partilerin oylarının tamamı AKP’ye kayıyor, ilk defa bir parti bizim dışımızdaki partilerin oylarını topluyor ve bu nedenle aramızdaki fark kapanmış gibi görünüyor. Biz son seçimlerde parti olarak girme şansını yakalayabilseydik gerçek ve demokratik sonuçlar o zaman görülecekti” dedi.

Haberin Devamı