Gazete Vatan Logo

‘Bir yiğit savcı çıksın itirafların üstüne gitsin’

Ümit’in ailesi savcıları harekete geçmeye çağırdı

Ayhan Çarkın’ın ‘Tarık Ümit’in gömüldüğü yeri biliyorum’ açıklamasının ardından Ümit’in ailesi savcıları harekete geçmeye çağırdı. Amca Cemalettin Ümit’e göre Veli Küçük’ten Korkut Eken’e kadar birçok isim bu işin içinde

MİT’Te uzun yıllar görev yapmış olan Tarık Ümit, 2 Mart 1995’te Erenköy Divan Pastanesi’nden özel harekâtçı polisler Ziya Bandırmalıoğlu ve Ayhan Akça tarafından kaçırıldıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamadı. Kendisine ait 34 ZU 478 sahte plakalı kırmızı Chevrolet marka arabası 4 gün sonra Silivri yakınlarında jandarma bölgesinde terk edilmiş olarak bulundu. Aradan geçen 16 yılı aşkın sürede akıbeti ile ilgili çok sayıda senaryo üretildi, onlarca iddia öne sürüldü fakat hiçbiri Tarık Ümit’in kayboluşunun üzerindeki sırrı aydınlatmaya yetmedi. Bugün hâlâ gizemini koruyan Tarık Ümit olayıyla ilgili, faili meçhul cinayetler soruşturması tutuklusu eski özel harekât polisi Ayhan Çarkın yeni itiraflarda bulundu.

Çarkın, Tarık Ümit olayıyla ilgili “Eğer mahkeme talep ederse Tarık Ümit’in cesedinin bulunduğu yeri gösterebilirim. Ben infaz edildiği yeri, gömüldüğü yeri gösteririm. DNA testi yapılır. Durum ortaya çıkar” dedi.

Tarık Ümit’in amcası Cemalettin Ümit, Susurluk hükümlüsü Ayhan Çarkın’ın itirafı sonrası VATAN’a şunları anlattı:

SAVCILARLA GÖRÜŞTÜM

Ayhan Çarkın’ın itiraflarından sonra, tutuklanmasından biraz evvel ben savcı Fikret Seçen ve Hakan Karaali’ye gittim ‘Ben bu işin peşini bırakmadım, bırakmayacağım da’ dedim, savcı bana ‘Sen otur oturduğun yerde biz davayı açacağız dosyayı indireceğiz o zaman seni çağırırım müdahil olarak ifadeni alırız’ dedi. Umudum var mı, yok mu bilemiyorum, bekleyip süreci ve ne yapılacağını göreceğiz.

ÇARKIN BANA SÖYLEMEDİ

Ayhan Çarkın tutuklanmadan evvel de kendisiyle görüştüm. Bana çok açık vermedi Ayhan. Tarık’ın yok edilişiyle ilgili bir iki şey söyledi ama cesedin yerini bildiğini bana söylemedi. Daha önce de Ergenekon soruştırması kapsamında Savcı Zekeriye Öz’e ifade vermiştim, ben bildiklerimi savcılara anlatıyorum. Tarık’ın Çatlı’nın ekibi sorguladı ve onun tarafından öldürtüldü.

POLİSLER YOKTU

Özel harekat polisleri Bandırmalıoğlu ve Akça Tarık’ı aldı sonra İbrahim Şahin ile buluştular, şaşırtmak için Tarık’ı Yalova tarafına, arabasını da Çerkezköy tarafında götürdüler. Tarık’ı Sami Hoştan, Abdullah Çatlı ve Haluk Kırcı‘ya teslim eden onlar. Sorguladılar işkence ettiler, Ankara’dan Korkut Eken bunlara katıldı. Onlar tarafından öldürüldüğünü biliyorum, öldürülme işinde polisler yok. Ben öyle biliyorum. Hukuk delil ile kaimdir. Ayhan Çarkın bunu ispat ederse, söylediklerinin bir değeri var edemezse hiçbir değeri yok. Savcılık bu iddiaları değerlendirmeli. Bir yiğit savcı çıkar da olayın üstüne giderse ‘Arkadaş göster şunu, çıkaralım bir DNA yapalım’ der mi demez mi? Bilemem. İbrahim Şahin ve 7 özel harekatçıyı bıraktılar. ‘Çarkın’ın söyledikleri hep soyut şeylerdi, ortada somut bir delil yok’ diyorlar. Bundan bıraktılar. Savcılık bir şey ortaya çıkarmak istiyorsa bu faili meçhulleri araştırır.

KÜÇÜK’E SORSUNLAR

Ona sorsun savcı. Veli Küçük de bu işlerin içinde. Jandarma Raporunu ne ben ne de savcılık alabildi, DGM istedi vermediler. Bu rapor çok mühimdir. Astsubay Ahmet Altıntaş Tarık’ın yokedilmesini soruşturuyordu. Bu astsubay epey bir yol almıştı ama sonra onu görevden aldılar. Bazı şeyleri ıspatlama imkanı yok, ama bildiğim çok şey var hepsini de savcıya anlattım. Bilenler doğruları anlatmıyor.”

Ayhan Çarkın ne demişti?

Çarkın itiraflarında, Avukat Yusuf Ekinci cinayetinin özel harekatçı Ayhan Akça tarafından işlendiğini, söylemişti. Çarkın, Avukat Faik Candan’ın Ahmet Sakarya tarafından öldürüldüğünü, Sağlık Bakanlığı müfettişi Namık Erdoğan’ın da 2005’te ölen Oğuz Yorulmaz tarafından vurulduğunu ileri sürmüştü. Çarkın ayrıca Metin Vural’ın da özel harekatçı polisler tarafından öldürüldüğünü iddia etmişti. Çarkın görev yaptığı dönemden Behçet Oktay, Amet Sakarya, Sami Gece ve Sait Yıldırım adlı özel harekatçıların ölümlerin şüpheli olduğunu, birilerinin onları infaz ettiğini de iddia etti. Çarkın 1992’de İstanbul’da gözaltına alınan Hüsamettin Yaman ve Mehmet Soner Gül isimli 2 öğrencinin de özel harekat polisleri tarafından infaz edildiğini, öğrenci Ayhan Efeoğlu’nun ise 6 Ekim 1992’de yine polislerce kaçırıldığını ve İstanbul Emniyeti’nde öldürüldüğünü söyledi. Çarkın, Efeoğlu’nu kendi elleriyle gömdüğünü itiraf ederek, üç öğrencinin de infaz yerini gösterebileceğini söyledi.

‘Birçok liste var’

Refahyol döneminde TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu Başkanı olan Mehmet Elkatmış, ölüm listesinin dönemin MGK’sı tarafından onaylandığını söyledi. Elkatmış, “Birden fazla liste var. Bunun nedeni durumdan vazife çıkaranların kendi başına yaptıkları yeni listelerdir. Listede adı olanlar ölümden kurtulmak için bu ekibe büyük paralar ödediler. Liste ölüm listesinden çıkıp, rant listesine dönüştü” dedi. Ömer Lütfi Topal ve Tarık Ümit cinayetlerinin çeteyi böldüğünü bildiren Elkatmış, Kutlu Savaş’ın hazırladığı Susurluk Raporu’nu 7-8 sayfasının devlet sırrı diye açıklanmadığını belirterek “Bu rapor Mesut Yılmaz’da. Yılmaz’ın elindeki anahtar gerçeğin kapısını açacaktır” dedi. Elkatmış, Çarkın’ın itiraflarıyla da ilgili şu yorumu yaptı, “Çarkın neden şimdi konuşmaya karar verdi? Eymür ifadesinde ne söyledi? Soruşturmada ifade verecekler tüm bildiklerini anlatacaklar mı? Gözaltına alınanlar neden bırakıldı? Bütün bunlara baktığımda bu soruşturmadan da sonuç alınabilme ihtimalini düşük görüyorum.”

Haberin Devamı