Gazete Vatan Logo

‘Ben devleti Davutoğlu’ndan daha iyi tanırım’

Kılıçdaroğlu, MİT’in CHP’yi böleceği iddiası için vekillerin fişlendiğini ortaya koyan haberleri adres gösterdi. Başbakan Davutoğlu için de “Karikatür gibi adam...” dedi

‘Ben devleti Davutoğlu’ndan daha iyi tanırım’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya’da partisinin bölge toplantısı öncesi Konyaaltı’nda uğradığı emekliler kahvesinde Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu eleştirdi.

‘Espri zekası gelişmemiş’

Kılıçdaroğlu, gazetecilerin sorusu üzerine MİT’in CHP’yi karıştırmakla görevlendirildiği iddiasına değindi. CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen’in “CHP yeterince karışık, MİT’e ihtiyaç var mı?” diye espri yaptığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Anlaşılıyor ki sayın Davutoğlu’nun espri zekası fazla gelişmemiş. Espriyi zeki insanlar üretir. CHP milletvekillerinin MİT tarafından fişlendiğini gösteren belgeler gazetelerde yayımlandı. Kendisi o dönem Dışişleri Bakanı’ydı. Eğer bunu görmediyse, bunu sorgulamadıysa büyük bir hata yapmış. MİT hangi gerekçeyle CHP’li milletvekillerini fişliyor? ’Efendim bunun belgesini göstersin.’ Belgesi gazetelerde yayımlandı. Daha ne yapalım?”

Özel görüşmeyi anlattı

Bu durumu rüşvetin belgesinin aranmasına benzeten CHP lideri Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Davutoğlu kendisi beni ziyarete geldi. Dışişleri Bakanı’yken, Musul Başkonsolosluğu’nda 49 yurttaş rehine olarak tutulurken. Ben kendisine şu bilgiyi verdim. Sayın Başkonsolos, kendisi (Ahmet Davutoğlu) Washington’daydı, Dışişleri Bakanlığı’nı arıyor, ‘Teslim mi olalım mücadele mi edelim?’ Dışişleri Bakanı Başbakanı arıyor, AK Parti Genel Merkezi’ndeki toplantıda. O da ’Evet’ diyor, ‘Teslim olun.’ Bunun belgesi yok. Ben bunu Davutoğlu’na anlattım. Bir bürokrat, o sırada Davutoğlu’yla gelen bürokrat ‘O telefonu ben ettim’ dedi. Belge mi istiyor benden. Ben devleti ondan iyi bilirim. Devletin nasıl çalıştığını bilirim.”

Haberin Devamı

‘O köylere hizmet yok’

Başbakan Davutoğlu’nun kendilerini MİT’i yıpratmaya çalışmakla itham ettiğini belirten Kemal Kılıçdaroğlu, “Bir kurumu yıpratmanın temel nedeni o kurumun yasa dışı çalışmasına imkan sağlamaktır. MİT’in içerisindeki bir grup AKP’ye hizmet ediyor” dedi. CHP’ye oy veren köylere hizmet götürülmediği iddiasında da bulunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Bırakın MİT’i. Biz bunları biliyoruz. Ben devleti ondan iyi tanırım. O devleti bilmez, tanımaz, ayakları yere basmaz, ne söylediğini bilmez. Gerçekten de üzülerek söylüyorum ama karikatür gibi adam. Kendisiyle yaptığım özel toplantıda hangi bilgileri, hangi duyarlılıklarla aldığımı ona kendim söyledim. Önündeki kamu görevlisi ’O telefonu ben ettim’ diye söyledi. Onun haberi yoktu ama benim haberim vardı. Ben bu devlete 27.5 yılımı verdim. Devlet nasıl çalışır, mekanizmalar nasıl çalışır çok iyi bilirim.”

Haberin Devamı

‘Dalga geçin bu adamla’

Kılıçdaroğlu sohbet ettiği emeklilerinden biri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı kastederek, “Bu adam kahve diliyle konuşuyor. Bu halk bundan anlıyor. Dalga geçmesini öğrenemediniz mi siz? Dalga geçin şu adamla” dedi. Kılıçdaroğlu da, “Pekiyi, olur. Onu da yapmaya çalışırız” diye karşılık verdi ve ve Gezi parkı eylemcisi gençlerin yeterince dalga geçtiğini ifade etti.

‘Yer sofrasında yemek yedim’

Sohbet ettiği emeklilerin “Perişan olduk, geçinemiyoruz” dediğini anlatan Kılıçdaroğlu, “Emekliler, kendi haklarına sahip çıkmıyorsa, kendi haklarını savunan siyasal partiye sahip çıkmıyorsa o zaman şikayet etmeye hakları yok” dedi. Kılıçdaroğlu, partisinin halka inemediğine yönelik eleştirilere de şöyle karşılık verdi: “Halkın seviyesine inmekle falan değil. Ben Anadolu’da, mütevazı bir ailede büyümüş birisiyim. Öyle entelektüel yoğunluğu olan bir aileden gelmiyorum. Annem okuma yazma bilmezdi, babam da ilkokul mezunuydu. 8 kardeştik. Sadece üniversiteye giden benim. Yer sofrasında yemek yerdik. Ben masada yemek yemeye üniversite yıllarında başladım. Halkın zaten içindeyiz. Farklı düşünmüyoruz.”

Haberin Devamı

Sendikalara saray tepkisi

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinin yapımında İşsizlik Sigortası Fonu’-nun da kullanıldığını belirterek, “Türk-İş, Hak-İş ve DİSK, ’Çalışan işçinin aylığından kesilen parayı işsizliğin önlenmesi için değil de bin odalı saray yapmak için kullanıyorsun’ dendiği zaman isyan etmesi lazım. Sessizlik kabul etmek demektir” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, ’Ben işçilerden aidat alıyorum, Mercedes’ime biniyorum. Nasıl olsa Başbakan’la arada bir tokalaşıyorum. Keyfim yerinde. Yeri geldiğinde olağanüstü kıdem tazminatımı da alıyorum. Ne olacak işçi biraz daha ezilsin’ tavrına karşı tabanın isyan etmesi gerektiğini savundu.

Haberin Devamı