Gazete Vatan Logo

'Bedeli ne olursa olsun kaçak yapıları yıkacağız'

Van’da çöken binaların çürük olduğunu söyleyen Erdoğan, gecekondu ve kaçak yapıların gerekirse mülk sahibine bile sorulmadan kamulaştırılacağını açıkladı ve ekledi: “Bu tabloları yaşamaktansa iktidarı kaybetmek çok daha hayırlıdır.”

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’ndaki konuşmasının tamamını Van’a ayırdı. Başbakan, özetle şöyle konuştu:

ÖZELEŞTİRİ

İlk anda gerçekten, ilk 24 saatte bu konuda bir başarısızlık oldu. Bunu kabul ediyoruz. Burada bir eksiğimiz oldu. Ama bu tür olaylarda artık bu kadar eksik de bu kadar hata payı da olacaktır. Bu dünyanın her yerinde otomatiğe bağlanmış olay değil. Herkes görevini biliyor, ama tabii ki bölgedeki mevcut depolarda yeteri kadar katalitik soba veya çadır olmayabilir. Farklı depolardan buralara yine bu çadırlar geldi, geliyor. 60 prefabrik ev, 76 bin 500 battaniye, 36 seyyar mutfak, 3 bin 51 mutfak seti, 5 bin 139 katalitik soba sağlanarak Van merkez, ilçe ve köylerine ulaştı ve vatandaşa dağıtıldı, dağıtılıyor.

ÇADIR POLEMİĞİ

Çadır, battaniye ve diğer malzeme ihtiyacının karşılanması için 5 sivil, 3 askeri olmak üzere 8 uçakla şu anda sevkıyat aralıksız olarak devam ediyor. Kızılay tarafından, 15 bin 379 çadır gönderildi. Aslında bu çadırlar bu olaya yetecek miktardaki çadırlardır. Fazlasıyla yetecek miktardadır. Ama ne yazık ki olay kontrol dışına çıkınca, bu çadırlar yetmez bir durum arz ediyor ve ondan sonra da bakıyorsunuz televizyonlar, ‘hemen çadır yok, şu yok, bu yok’ diyor.

KONTROL ALTINDA

Birkaç gün içerisinde hamd olsun durum kontrol altına alınmış vaziyette ve çok kısa bir zaman içerisinde de inşallah bütün bu enkazlar kalkacağı gibi, yeniden bir Van merkez planlaması ve yeniden Erciş’te de kentsel değişim, dönüşüm ile birlikte yeni bir şehir, yeni bir ilçe inşa edilmiş olacak... Bölgeye, benim talimatımla, ilk etapta 3 milyon lira Acil Yardım Ödeneği gönderildi. Bugün bu rakam 10 milyon TL’ye çıkarıldı. Başbakanlık adına açtığımız yardım hesaplarında da şu an itibarıyla 1 milyon 728 bin lira yardım toplandı.

DOĞRU OLMAYAN HABERLER

Ulaştırma Bakanlığı kendi iş makinelerini seferber ettiği kadar, insan ve malzeme naklini kolaylaştıracak önlemler de aldı. Eğer biz televizyonların verdiği haberlere bakarsak, ilk verilen haber şöyleydi; ’Van havaalanı kullanılamaz durumda. Ağrı’dan, Erzurum’dan ulaşılıyor’ diye. Halbuki böyle bir şey yok. sürekli olarak Van havaalanı kullanılabildi. Bu kadar açık ve net, ne yazık ki doğru olmayan haberler var. Böyle anları maalesef kendileri için hala siyasi ranta dönüştürmenin gayreti içinde olanlar var. Hele hele böyle bir deprem felaketinin olduğu anda bütün imkanlarıyla beraber seferber olan bir devlet var, bir hükümet var. Bütün imkanlarıyla, kurumlarıyla, kuruluşlarıyla ilk andan beri orada. 1999 depremini yaşayanlar bilir. Deprem mahalline gelemeyen bir iktidar, bir hükümet vardı. Ama şu anda kabinenin neredeyse dörtte biri orada seferber olmuş vaziyette, devletin tüm kurum ve kuruluşları orada seferber olmuş vaziyette...

CİNAYETLE EŞ ANLAMLI

’Bana bir şey olmaz’ mantığıyla tedbirin elden bırakıldığına, çürük binaların inşa edildiğine, çürük binalarda yaşamın devam ettiğine şahit oluyoruz. ’Bir musibet bin nasihatten evladır’ denilir, ama çok acıdır ki, yaşanan onca depreme rağmen hala nasihat alınmadığını işte en son Van’da gördük. Enkaza baktığınızda, malzemenin ne kadar kalitesiz olduğunu, o betonun adeta kuma dönüştüğünü, zemin kattaki beton kolonların zayıflığını ya da kesilmesinden dolayı bütün bir binanın ve içindekilerin acı fatura ödediğini görüyorsunuz. Belediyeler de müteahhitler de denetim elemanları da bu ihmallerin cinayetle eş anlamlı olduğunu artık görmek durumundadır.

YIKACAĞIZ

Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız ile bir çalışma içine gireceğiz. Artık şehirlerimizde kaçak yapı, gecekondu, bunlara yönelik gerekirse yetkiyi tamamen Bakanlığımıza alacağız ve bu tür binalarını değiştirmeyen, bunları yıkmayanlara sormadan kamulaştırmasını yapacak ve bu binaları biz yıkacağız. Bedeli ne olursa olsun, oy verirmiş vermezmiş biz bunları dinlemeyeceğiz artık... Çünkü bu tabloları defaatle yaşamaktansa iktidarı kaybetmek çok daha hayırlıdır. Bu adımı atmak zorundayız. Depreme dayanıklılık noktasında çok daha hesaplarımızı ciddi yapıp yoğun bir şekilde bu şehirleşme adımlarını atacağız ve vatandaşlarımıza ’gel kardeşim, senin binanın enkaz bedeli budur ve gel buraya gir, 20 yıl vadeyle de gel burada otur. Ne istiyorsun, iki daire mi, al sana iki daire ama oturacağın yer artık burası. Senin oturduğun yerde biz yarın bir musibetle karşı karşıya kalamayız’. Yok şöyleydi, yok böyleydi, kusura bakma... Bunlara artık ’evet’ diyemeyiz. Çünkü artık bunlardan bir değil, iki değil, üç değil, beş değil, bıktık. Bakın hem bunlar söyleniyor, ondan sonra işte belediye, işte vali, işte hükümet, şu, bu, falan...

RUHSATI KİM VERİYOR?

Çıkmış bazıları, kendini bilmezler, ’vali istifa’... Yahu, Vali mi veriyor bunların ruhsatını? Kimbilir hangi belediye verdi, kimbilir hangi müteahhitler yaptı? Hangi odalar, hangi şu anda biliyorsunuz mühendislik büroları var, bunlardan yapım iznini aldı. Dert başka, onun için bunlara fırsat vermeyeceğiz. Onun için de başta büyük şehirlerimiz olmak üzere İstanbul, Ankara, İzmir, bütün bu gecekondular, kaçak binalar şimdiden haberini veriyoruz. Lütfen bizim bu çağrılarımıza kulak versinler. Efendim işte ’müteahhitlerle anlaşacağız, bilmem ne falan’ yok... Ankara’da şöyle bazı gecekondu bölgelerini dolaştım. ’Efendim işte biz TOKİ’ye veremeyiz, müteahhit arıyoruz’ şimdi biz artık müteahhit şu bu falan bekleyemeyiz. Hemen müdahalemizi yapacağız. Hem şehirlerimizi güzelleştireceğiz, hem de buraları sağlam güvenilir konutlarla donatacağız. Bu işin başka çaresi yok. Onun için de bunun süratle yasal düzenlemesini de yapacağız.

Elektrik enerjisi sıkıntımız yok

DEPREMZEDELERE KONUT

Bir sendikamızın bitmek üzere olan 1250 adet civarında konutları var. TOKİ’nin yaptığı 50 adet bitmiş konutu, en acil ihtiyacı olan depremzedelere vermek istiyoruz. Erciş’de inşaatına yeni başlanmış TOKİ konutlarını da 6 ayda tamamlamak istiyoruz. Erciş’te yıkılan öğrenci yurdunun yerine TOKİ vasıtasıyla 600 öğrenci kapasiteli yeni bir yurdu Erciş’te yapacağız. Elektrik enerjisi noktasında sıkıntımız yok. Günlük 2 bin ton kömürü ihtiyaç duyulan yerlere gönderiyoruz. Van’a doğalgaz kesintisiz veriliyor.

Ayrımcılığa ait her ifade insanlık dışıdır

VİCDANSIZLIK

Yaşanan felaketleri, acıları, ölümleri tüyler ürpertici bir ırkçılık, ayrımcılık vesilesi olarak kullanmayı şiddetle reddettiğimi ve kınadığımı burada altını çizerek, ifade etmek istiyorum. Sosyal paylaşım sitelerinde, bazı televizyon ekranlarında, bazı gazete köşelerinde, hatta fısıltı yoluyla sağda solda dile getirilen, ayrımcılığa ilişkin her ifade, her tavır, her ima, çok açık söylüyorum insanlık dışıdır, vicdansızlıktır. Bunları lanetli olarak görüyorum. Böyle bir günde, askerimizi mayın tuzağında vurmak isteyen anlayış ve o anlayışın uzantılarının bu ülkede kardeşlik duygusu olabilir mi? Bunun neresinde bu acı günün acısını birlikte paylaşmak var?

BIKTIRDINIZ YETER

Bir ayrımcılık yapılmadı. Türk müdür, Kürt müdür, Zaza mıdır denmedi. Benim insanımdır, benim vatandaşımdır dendi ve bu kişilere böyle ulaştık... Bu millete hizmetkar olduk. Başka bir derdimiz yok. Ama bunu başka yerlere çeken zihniyetlere sesleniyorum; artık bu işten vazgeçin, artık bıktırdınız, yeter. Bir köyde söyleşi yapıyor; ’Devlet bu köye gelmedi’ diyor. Arkasında Kızılay’ın çadırı var. Böyle bir anlayış olur mu, böyle bir yaklaşım olur mu? Ben size doğruyu anlatıyorum, ama bu naraları atanların o köylerle alakası yok, oralara gitmiş değiller. Televizyon muhabiri diyor ki ’henüz yetkililerden kimse buraya gelmemiş’ diyor. Birisiyle konuşuyor, olayı böyle naklediyor. Gidilmemiş olsa, bana köy köy bunun raporu verilebilir mi? Köy köy kaç yıkık ev var, ilk gece raporunu aldım. Neyle oldu bunlar? Valiliğin her köye gönderdiği elemanları vasıtasıyla aldım. Senin bilgilerin doğru, bizim bilgilerimiz yanlış... Peki, böyle devam et.

UMURUNDA DEĞİL

Van depremi, bir turnusol kağıdıdır. Bölgeye yatırım gelmemesi, huzur, kardeşlik gelmemesi için yıllardır mücadele edenler, deprem esnasında da devlet yardımı ulaşmasın diye elinden gelen provokasyonu yapıyor. Güya çıkacak, ’Bakın, devlet gelmedi, hükümet gelmedi’ diyerek bölge insanını tahrik edecek. Ölümler umurunda değil, sönen ocaklar umurunda değil. O, harap olmuş ocaklar üzerinden rant devşirmeye çalışıyorlar.

MİLLETİM GÖRSÜN

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Van’a ulaşıyor, Konya, Kayseri, Ankara Van’a ulaşıyor, ama o bölgedeki malum belediyeler hemen yanı başlarına ulaşmaktan aciz kalıyorlar. Polis taşlamak, asker taşlamak, molotof atmak için anında organize olanlar, afet anında ortalıkta yoklar. Milletim şunu da görsün; askeri, polisi, jandarması, bütün güvenlik birimleri orada mağdur vatandaşımın yardımına koşarken, terör örgütü saldırılarına devam ederek, hem de Van’ın ilçelerinde mayın tuzakları kurarak, ne kadar kanlı bir şebeke olduğunu bir kez daha gösteriyor. İşte bu alçaklığa verilecek en net cevap, dayanışmadır, kucaklaşmadır.

Haberin Devamı