Gazete Vatan Logo

‘Babamın naaşı çıkmazsa hiç şaşırmam!’

Ahmet Özal'dan şok iddia. Oğlu, 'Mezarı açılırken ben bulunacağım' dedi...

8’inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın mezarının, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatı üzerine bugün açılması bekleniyor. fethi Kabirle ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı ile görüşmek üzere dün İstanbul Adliyesi’ne gelen Ahmet Özal, önceki gece de bir TV programında mezar açıldığında babasının naaşı bulunamazsa şaşırmayacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün talimatıyla oluşturulan Devlet Denetleme Kurulu (DDK), 13 Haziran’da 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümüyle ilgili iddialar üzerine yaptığı çalışmayı tamamlamış ve mezarın açılması halinde ölüm nedenininin aydınlatabileceğini belirmişti. DDK, Özal’ın haşere ile mücadelede kullanılan tarım ilacıyla (organofosfat) zehirlenme olasılığını raporuna taşımıştı. Raporda Özal’ın ölümü ve sonrası süreçteki çok sayıda şüpheli noktalar da sıralanmıştı.

‘İstemesek de açılacak’

İşte tüm bu şüpheli noktalar üzerine soruşturma başlatan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na merhum Cumhurbaşkanı’nın mezarının açılması talimatını verdi. Mezarın dün açılması bekleniyordu. Ancak daha sonra bugüne bırakıldığı iddiaları geldi. Kararın ardından Özal ailesi mezarın açılmasına karşı çıkmıştı. Büyük oğlu Ahmet Özal da dün Kararın ardından ilk kez Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne gelerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı ile görüştü. Girişte basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Özal, “Aile olarak mezarın açılmasını ben de istemiyorum. Meftayı rahatsız etmek çok doğru bir şey değil. Ama artık bu Devlet Denetleme Kurulu raporundan sonra ölümün şüpheli olduğu netleşti ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılmasıyla ilgili karar verildi. Bu açılacak. Burada mühim olan açıldığı zaman uygun bir şekilde yapılması aranacak olan maddelerin uzmanlar tarafından gerekli teçhizatla yapılması bu saatten sonra bunlar çok önemli” dedi.

Koç’un naaşı da çalınmıştı

Önceki gece CNN TÜRK’te Prof. Dr. Sevil Atasoy’un hazırlayıp sunduğu Suç ve Delil isimli programa da katılan Ahmet Özal, çarpıcı bir açıklama daha yaptı. Adli tıp uzmanları Prof. Dr. Nevzat Alkan ve Prof. Dr. Hamit Hancı’nın da katıldığı programa bir izleyicileden gelen “Fethi kabirde Özalın naaşı anıt mezarda bulunmazsa ne olur?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Vehbi Koç gibi bir insanın kemikleri çalındı Türkiye’de. Mezar açılacak. Ama işlemler kaç gün sürecek. Oranın muhteşem korunması lazım bu süreçte. Başımızdan bu kadar olay geçirdikten sonra beni naaşın bulunmaması şaşırtmaz. Başında polis koruması var ama kabrin içine başka bir yerden kazılarak girilebilir, orası sonuçta tepelik bir yer. İlla üstünden kazarak girmek gerekmez.“

Uçak kazasıyla suikast yapacaklardı’

Ahmet Özal aynı programda çok çarpıcı bir iddia daha ortaya attı, Kartal Demirağ tarafından gerçekleştirilen suikast öncesinde çok büyük bir uçak kazası atlattıklarını ve ölümden döndüklerini söyledi. O dönemde Cumhurbaşkanı ve Başbakan’a iki yeni uçak alındığını söyleyen Ahmet Özal, içinde 13 kişinin bulunduğu uçakla Yeşilköy Havaalanı’ndan hareket ettiklerini ve uçakta yaşanan iki elektrik arızası sonrası olaya müdahale edip uçağı geri döndürdüğünü anlattı: “Ben kimse bilmez, aynı zamanda pilotum. Bu konuda da rahmetli babam bana güvenir. Uçakta iki kez elektrik arızası yaşayınca pilota geri dönmesini söyledim. Uçak, Büyükada üzerinden manevra yapıp geri dönerken bir kez daha elektrikler kesildi. Bu kez kokpitteki bütün göstergeler kayboldu. Telsizle bile kuleyle konuşamıyorduk. Bir müddet sonra kabin içinden duman çıkmaya başladı. Eğer geri dönmeseydik 10 dakika daha uçsaydık. Geri dönüşümüz olmazdı.”

‘Kargo kapısından çıktı’

“Bu arada hostes düştü bayıldı ve uçak 90 derece aşağıya doğru düşmeye başladı. Herkes panik içindeydi. Düşüyorduk. Ben hayatımda ilk defa babamı bağırırken gördüm. Herkes panik içinde bağırıyordu ve babamın şöyle dediğini duydum. ‘Herkes yerine otursun, Allahın dediği olur’ dedi ve herkes oturdu yerine. Piste çok yaklaşmıştık. Uçak denize inebilirse 20 dakika kadar denizde uçağın yüzebileceğini biliyordum. Bu arada ’Babamı nasıl çıkarabiliriz?’ onun hesaplarını yaptım. Ama pistin ucundan vurduk. Daha kulenin haberi yoktu. Lastikler patladı. Kaptan herkes uçağı terk etsin çünkü infilak edecek dedi. Çünkü her taraf yanıyordu. Fakat kapı açılmadı. Ancak arkadaki kargo kapısından babamı sarkıttılar. Herkes oradan atladı. 2.5 metreden sağını solunu kıranlar oldu. Biz uçaktan uzaklaştığımızda bile hala kulenin haberi yoktu.

‘Havada infilak edecekti’

Sonra o uçağın mühendisleri geldi fabrikadan. Buldukları şuydu. Uçaklarda benzin tankları kanatlardadır. Buradaki elektrik kablolarıyla ilgili vidalar aşırı sıkılmış. Bu yüzden plastiği erimiş ve kısa devre yapmış. Böyle yeni alınmış bir uçakta böyle şeyler olmaz. Goldstream bu konuyla ilgili bir rapor hazırladı. Bu uçağın infilak etmemesi yüzde 5. Yüzde 95 infilak etmeliydi, diye. Şimdi böyle bir uçakta bir kelepçenin fazla sıkılmasıyla böyle bir hadisenin olması mümkün değil. Bu bir palavraydı”.

7 uzmanla açılacak 3 kamera kaydedecek

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın mezarının açılması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen talimat yazısında, mezarın güneşli bir havada açılması ve yapılacak tüm işlemlerin 3 profesyonel kamera tarafından kayda alınması istendi. Edinilen bilgiye göre savcı Kemal Çetin, talimat yazısında, Adli Tıp Uzmanlarının, mezar açılması işlemlerinde uygulaması gereken prosedürün aynısını uygulamasını istedi.

Önce DNA testi yapılacak

Yapılacak işlemleri ve alınacak numuneleri sıralayan Savcı Çetin, ilk olarak mezarın içinden alınacak numunelerden DNA profili çıkarılmasını talep etti. Böylece ilk önce mezarın içindeki cesedin Özal’a ait olup olmadığı belirlenecek. Bu işlemin ardından cenazeden ve topraktan alınan numuneler üzerinde inceleme yapılacak. Savcı Çetin, mezarın açılması işlemiyle ilgili tüm aşamalarının 3 profesyonel kamera tarafından çekilmesini istedi. Savcılık, kameraların iyi görüntü alabilmesi için de güneşli bir havanın tercih edilmesini, bu nedenle, İstanbul Savcılığı’nın, mezar açılması işlemi için Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nden bilgi alınması istendi.

Ziraat mühendisi de var

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp uzmanı Prof. Dr Nevzat Alkan da fethi kabirin yöntemini ve kaç kişilik ekiple yapılacağını anlattı: “Özal’ın mezarı yedi uzman ile açılacak. Ekipte dört adli tıp uzmanı, bir antropolog, bir arkeolog, bir de ziraat mühendisi bulunacak. Savcılık istiyor bu uzmanları. Adli tıptan morg, biyoloji ve olay yeri inceleme uzmanları da bulunacak. Mezar bir kere harap edilmeyecek. Toprağın önemi şu, saptanacak maddeler topraktan mı bulaştı, kemikte mi vardı?”

Toprak örnekleri alınacak

“Saçtan alınacak örnek önemli. Zehir dokudan da toprağa geçer, bu nedenle en uzak noktadan da alınmalı toprak örneği. Kabire 81 ilden toprak geldi, Kabe’den gelen bez parçası göğüsüne konuldu. Ahmet Yesevi’nin mezarından da toprak geldi. Bu nedenle çok farklı yerlerden gelen toprak örnekleri var. Hiç aceleye getirmeden araştırmak ve doğru yöntemlerle çalışmak lazım.”

‘Ambulans kayboldu hurdayla götürüldü’

Ahmet Özal programda, babasının ölümüyle ilgili şüpheleri de tekrarladı: “O gün tesadüfen ambulanslar ortadan yok oluyor. 1963 model station-vagon bir arabadan bozma bir ambulans ortaya çıkıyor. Bir kalp cihazı var köşkte o da o gün ortadan kayboluyor. Otopsi o gün mutlaka yapılmalıydı. Ama bir cumhurbaşkanı çuval gibi sürüklenerek bir arabaya oturtuyorlar. O güne kadar görülmemiş bir araba ortaya çıkıyor. Ambulans yok. Bir tüp kan alınıyor, Digoksin (kalp ilacı) aranması gibi bir mesele var. Öyle öneri getirilmiş. 1998 yılında bir Teke Tek programından Özal’ın ölümü tartışılıyordu, o programda çıkmıştım Hacettepe’den bir profesör ya da doçent beni aradı ‘Bizde bir kan var’ dediler. Ben hemen anneme dilekçe hazırlattım imzalayıp istesin diye. O sırada telefon ettiler, hemşire yanlışlıkla o kanı dökmüş! Yapılan kan analizlerinin ortada bulunduğu rapor da ortadan kayboldu. Ben Kanal 6’yı yönetirken, Hacettepe laboratuvarına gizli kamera ile bir arkadaşı gönderdim oradan ‘Özal’ın kanında ne buldunuz?’ sorusuna orta yaşlı bir çalışan “Bir insanda olmaması gerekenler” diye cevap verdi. O noktadan sonra şüphelenmeye başladım.”

Haberin Devamı