Gazete Vatan Logo

'Allah razı olsun Che'den'

Gülen ve Guevera yan yana... VATAN ekibi Gaziantep'te...

Gaziantep’te gariban, nohut dürümü bile daha az yiyor

VATAN araştırdı, Kriz nerede kimleri vuruyor

Güneydoğu Anadolu’nun ’Paris’i Gaziantep’teyiz... Tekstil İşçileri Sendikası Gaziantep Şubesi Başkanı son 3 ayda 6 bin 60 işçinin işten çıkarıldığını söylüyor ve ekliyor: “Gaziantep’in garibanı nohut dürüm yer. Başbakan 2002’de Gaziantep’teki seçim mitinginde ’Günde bir nohut dürüm yiyen iki tane yiyecek, yanında da ayran içecek’ dedi. O tarihte nohut dürüm.

50 kuruştu, asgari ücret 223 lira. Yani 446 adet nohut dürüm alınıyordu asgari ücretle. Bugün nohut dürüm 1.5 YTL, asgari ücret 450 YTL. 300 nohut dürüm ediyor. Bir nohut dürüme bir tane daha, yanında da ayran derken bu hale geldik...”

Gaziantep, sadece Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin değil Türkiye’nin en önemli sanayi kentleri arasında yer alıyor. Yüzlerce fabrikanın ve dört Organize Sanayi Bölgesi’nin bulunduğu Gaziantep’te kuruluşlar her yıl ihracatta altın madalya ile taçlandırılıyor.

Peki Milli Mücadele öncesi Fransızlar’ın kuşattığı ama ele geçiremediği, Karayılanlar’ın şehri Gaziantep’te ekonomik kriz ne gibi yaralar açtı? İşte bu sorunun peşinde biz de Gaziantep’in yolunu tuttuk. İlk durağımız DİSK’e bağlı Tekstil İşçileri Sendikası oldu. Tekstil İşçileri Sendikası Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Şubesi Başkanı Muzaffer Subaşı eski sendikacılardan. Subaşı, ekonomik krizle ilgili “Gerçekleri haykırıyoruz ama kulak veren yok” diyor. Subaşı, Gaziantep’te krizin Teşvik Yasası’yla birlikte başladığını belirterek şunları söyledi: “Gaziantep’in komşuları Kahramanmaraş’a, Osmaniye’ye, Adıyaman’a, Şanlıurfa ve Kilis’e teşvik verildi. Bizi bir zamanlar Fransızlar kuşatmıştı, şimdi iktidarın Teşvik Yasası kuşattı. Eskiden dünyayla rekabet ederken artık komşularımızla rekabet edemez hale geldik. Kahramanmaraş’ta iplik 2’ye mal edilip 3’e satılırken bizim fabrikalarımız aynı ipliği 3’e imal ediyor. Peki ne oluyor? İplik fabrikaları bir bir kapanıyor ya da taşınıyor. İşsizlik patlaması yaşanıyor.”

3 ayda 6 bin işçi çıkarıldı

4 yıl önce Gaziantep’te 60 bin tekstil işçisi olduğunu söyleyen Subaşı, şu anda işçi sayısının yarı yarıya azaldığının altını çizdi: “Son üç ayda 6 bin 60 işçi işten çıkarıldı, 450 işçi de ücretsiz izne çıkarıldı. Bu tekstil sektöründeki durum. Küresel kriz çok sert esiyor. Sendikalı işçi sayımız da sürekli eriyor. 4 yıl önce 20 bin sendikalı işçi varken bugün 3 konfederasyona bağlı sendikalı işçi sayısı 5 bin.” Subaşı, ‘İşten çıkarmalara dur’ demek için işveren temsilcilerine öneriler de götürdüklerini söyledi: “Dedik ki, işçi, işveren, sendikalar el ele verip Organize Sanayi Bölgesi’nden Gaziantep’e yürüyelim. Daha bu yolun ortasında ’Ne oluyor’ denilir. Ama sanayiciler ’Biz katılamayız. Ama içten içe sizi destekliyoruz. Eğer yürüyüşe katılırsak hükümet bizi cezalandırır’ dediler. Gaziantep milletvekilimiz var. Biz ona Mr. Mehmet Şimşek diyoruz. ’Türkiye tekstilden vazgeçmeli’ dedi. İşte dedikleri oluyor, Türkiye’de krizle birlikte tekstil sektörü ölüyor. ”

Subaşı, işverenlerden çok hükümete kızgın: “Gaziantep’in garibanı nohut dürüm yer. Sayın Başbakan 2002’de Gaziantep’teki İseçim mitinginde ’Günde bir nohut dürüm yiyen iki tane yiyecek, yanında da ayran içecek’ dedi. O tarihte nohut dürüm 50 kuruştu, asgari ücret 223 lira. Yani 446 adet nohut dürüm alınıyordu asgari ücretle. Bugün nohut dürüm 1.5 YTL, asgari ücret 450 YTL. 300 nohut dürüm ediyor. Bir nohut dürüme bir tane daha, yanında da ayran derken eldeki nohut dürüm yarıma düşmüş. Bayramdan sonra asıl işçi çıkarmalar yaşanacak. Halimiz budur.”

Bir vicdansızlık var

Tekstil İşçileri Sendikası Gaziantep Şubesi Başkanı Muzaffer Subaşı, “Ortada bir vicdansızlık var. Herkes en kolay yolu buluyor sanki büyük bir keşfe imza atmış gibi, ya işçi çıkartılıyor ya vardiyalar düşürülüyor” diyor.

5 yıl önce kapanan şirketleri bugün battı gibi gösteriyorlar

1967 yılında kurulan Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi Türkiye’de ilk organize sanayi bölgelerinden. 4 kısımdan oluşan bölgede 2 bin 400 hektar alan üzerine kurulu 685 fabrika bulunuyor. Gaziantep’in geçen yıl gerçekleştirdiği 3,2 milyar dolarlık ihracatının yüzde 90’ında bu fabrikaların imzası var. Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Cahit Nakıboğlu, Gaziantep’in en köklü sanayicileri arasında gösteriliyor. Biz de Gaziantep’te krizin nabzını tutmak için Nakıboğlu’na misafir olduk. Nakıboğlu, krize ilgili farklı bir bakış açısına sahip:

Hani kurtarma paketi?

“Kriz tellallığı yapmayacağım. Korku krizi, kriz korkuyu körükledi. Gaziantep’te her şey güllük gülistanlık mı? Hayır! Ama ağlayarak bankaların ekmeğine yağ sürüyoruz. Eğer Türk sanayicisi bankacılık sektörünü aşarsa krizi şansa çevirir. Panikleyen, kredi faizleri artan sanayici önlem için işçi çıkartırsa, bu işçileri sokağa salarsa bundan kim fayda görecek?” Nakıboğlu hükümeti ise hızlı karar almamakla eleştirdi: “Sayın Başbakan, yurtdışına çıkarken krizle ilgili paket hazırlayacağız dedi. Hani o paket nerede? Hâlâ açıklanmadı. Oysa hükümetin hızlı karar alması şart. İşsizlik fonunda biriken 20 milyar dolar sanayiciye aktarılsa fabrika kapanmaz, işçi işsiz kalmaz.”

Tek işçi çıkarmadık

Gaziantep’te işçilerle konuşuyoruz, her fabrikadan işçilerin çıkarıldığını söylüyor servislerin giderek eksildiğini anlatıyor.

Ancak Nakıboğlu son krizde Organize Sanayi Bölgesi’nde çalışan fabrikalardan bir tek işçi çıkarılmadığını söyledi: “85 bin işçimiz var. Beş yıl önce kapanan, bankalara satışı gerçekleşen fabrikalar bugün kapanmış, işçi çıkartmış gibi gösteriyorlar. Gaziantep sanayicisi yatırımların yüzde 85’ini özkaynakla yapıyor yüzde 15’inde kredi kullanıyor. Akıllı olmamız lazım. Gün sıkıntıları fırsata çevirme günü.”

Kalifiye işçi bulamıyoruz

Cahit Nakıboğlu, Gaziantep’in en tanınan simalarından. 30 yıl önce kurduğu Naksan, 500 milyon dolarlık cirosuyla Türkiye’nin dev sanayi tesislerinden. Naksan, plastik ambalaj üzerine dünyanın önde gelen kuruluşları arasında gösteriliyor hatta lideri... Sera örtüsünden deterjan ambalajına, çöp poşetinden tır çadırına kadar 300 farklı ürün üretiliyor. Makinalara günde 500 ton hammadde giriyor 500 ton da mamül çıkıyor. Nakıboğlu, 220 dönüm kapalı alan üzerine kurulu Naksan’da 2 bin 200 işçinin çalıştığını söylüyor: “Bizde işçi alınacak tabelası hiç inmez. Vasıfsız işçi çok ama kalifiye işçi bulamıyoruz. 365 gün 3 vardiya çalışıyoruz.”

Allah razı olsun Che’den

- 23 yıllık halıcı Zeyrek Sünger de esnaflığı bırakmayı düşünenlerden: “Kriz patlayınca ucuz olsun diye küçük halılar yaptık. Üzerinde farklı isimlerin resimleri basılı. Son 5 günde 1 tane halı sattım, o da Che’li olandan. Allah razı olsun Che’den.”

Kelaynaklar gibi olduk

- Gaziantep’te rakamlar işsiz sayısının arttığını gösteriyor. Peki esnafın hali ne? Hanlar Bölgesi’ndeki esnafla dertleşiyoruz. Bakırcılar ve Sedefçiler Odası başkanı Celal Açık, “700 esnaf adına konuşuyorum” diyor ve ekliyor: “Esnaf diye bir şey kalmadı Gaziantep’te. Kelaynaklar gibi sedefçileri koruma altına aldılar yakında esnafı da alırlar. Krizin adı bile esnafı bitirmeye yetti. Kimse elini cebine sokup alışveriş yapmaya yanaşmıyor.”

Siftah bile yapamıyoruz

- 60 yaşındaki Kenan Zehiroğlu emekli olduktan sonra fıstıkçılığa başlayan girişimcilerden: “Dükkanı 200 YTL’ye kiraladık, fıstıkları aldık, kriz patladı. Siftah bile yapamıyoruz. Böyle giderse ticari hayatım başlamadan bitecek.”

YARIN

-Adana Ziraatçiler Birliği Başkanı neden ’Adanalı pamuk ağaları Türk filmlerinde kaldı’ diyor?

- Turunçgiller Üreticiler Birliği Başkanı, 43 yaşındaki ’Hanım Ağa’ Remziye Karabucak’ın “Çiftçiye nefes aldırır” dediği reçetesi ne?

Haberin Devamı