Gazete Vatan Logo

‘11 Eylül’de kimse ABD’ye delil sormadı’

Başbakan Yıldırım, Gülen’in iade sürecinde Türkiye’nin sunduğu kanıtların güçlü olmadığı iddiasına tepki gösterdi. 11 Eylül saldırısını hatırlatan Yıldırım, “Türkiye yardım teklifinde bulunan ilk ülkeydi. Biz bunun arkasında kim var diye sormadık” dedi

‘11 Eylül’de kimse ABD’ye delil sormadı’

Başbakan Binali Yıldırım, Amerikan CNN televizyonunda yayınlanan GPS programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. “Trump yönetiminin, (eski Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı) Michael Flynn Türk hükümetiyle çalıştığı için Gülen’i iade edeceğini umdunuz mu? ABD Başkanlık seçimi günü Flynn, iadeyi savunan bir yazı yazmıştı” şeklindeki soru üzerine Yıldırım, “Biz, bunun gerçekleşeceğini bekledik ama zaman geçtikçe gördük ki iade edileceğine ilişkin bir sinyal yok” yanıtını verdi.

Flynn ile muhatap değiliz

Başbakan Yıldırım, Flynn’in, Gülen’in iade edileceğine dair güvence verip vermediği şeklindeki soruyu, “Hayır. Biz Michael Flynn ile muhatap değiliz. Biz ABD hükümeti ile muhatabız” şeklinde cevapladı. Flynn’in eski ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı olduğunun hatırlatılması üzerine Yıldırım, “Daha sonra ayrıldı. Daha çok Türkiye’nin ve ABD’nin adalet bakanlıkları üzerinden muhatap oluyoruz” dedi. Yıldırım, “Türk hükümetinin sağladığı kanıtların güçlü ve inandırıcı olmadığı” yönündeki iddialara ilişkin ise şunları kaydetti:

Haberin Devamı

Afganistan hatırlatması

Bu tür argümanları biz de duyduk ama size şunu söyleyebilirim, 15 Temmuz’da bir darbe girişimi oldu, benzer bir şey 11 Eylül’de ABD’de oldu. Dönemin Başkanı George W. Bush, ABD’nin saldırı altında olduğunu ilan ettiğinde Türkiye yardım teklifinde bulunan ve Afganistan’a asker gönderen ilk ülkeydi. Biz bunun arkasında kim var diye sormadık. ABD, bu saldırının arkasında El-Kaide var, El-Kaide sorumlu dedi. Kimse ABD’ye El-Kaide’nin yaptığına dair delil var mı diye sormadı.

‘Zaten Avrupalıyız’

Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyesi olma isteğini kararlı şekilde yineleyen Başbakan Yıldırım, “Evet, tabii ki Türkiye AB’nin üyesi olmak istiyor ancak AB gideceği yöne karar vermeli. Bölgelerini tanımlamalılar, bu bölgeyi genişletecekler mi ya da Hristiyan kulubü olarak mı kalacaklar” ifadesini kullandı. Yıldırım, Türkiye’nin Batı’nın parçası olmak konusunda net olduğunu, zaten coğrafi ve bir anlamda kültürel olarak da Avrupalı olduğunu kaydetti.

Haberin Devamı

‘Şiiliğin bölgede yayılması tehlike’

ABD’nin İran politikasına ilişkin bir soru üzerine Yıldırım şunları söyledi: Biz, herhangi bir mezhebin yayılmaya çalışılmasının istikrar, güvenlik ve bölgesel barış için iyi olmadığını söylüyoruz. Bu yüzden, Şii mezhebinin bölgede dağılması bölge için büyük tehlikedir. Dini bir savaş başladığında bunun ne zaman biteceğini ya da ne boyutlara erişeceğini kimse bilemez. Bu yüzden komşumuz İran’ı zaman zaman bu aktiviteleri cesaretlendirmemesi için dostça bilgilendiriyor ve uyarıyoruz. Şimdi yeni yönetim, Trump yönetimi İran’la (nükleer) anlaşmayı ortadan kaldırmak istiyorlar. Bunun yasal olarak mümkün olmadığını düşünüyorum çünkü bu ikili değil, çoklu bir anlaşma.

ABD’nin yeni koalisyonu

Yıldırım, Obama döneminde İran ile yapılan nükleer anlaşmasının Avrupalı taraflarının ABD ile aynı görüşte olmadığını vurgulayarak, “Biliyorsunuz, ABD bugünlerde bölgede yeni bir koalisyon kurmaya çalışıyor. Suudi Arabistan ve İran ilişkilerinin uzun zamandır iyi gitmediği de sır değil. Diğer faktör ise küçük ülkeler bir araya geliyor ve Katar’a karşı bir ittifak oluşturuyor” dedi. Yıldırım, bu tür tutumların zararlı olduğnu söyledi.

Haberin Devamı